Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Sonu olmayan yarış

"Okul, sınavlardan nasıl geçeceğini öğrenmekten ibarettir." "Beynime mümkün olduğu kadar çok bilgiyi sıkıştırmaya çalışıyorum." "Popüler olmak, orijinal olmaktan daha çok prim yapıyor." Stres idaresi tekniklerini öğrettiğim seminerlerimde genç öğrencilerden aldığım yorumlar bunlar... Baskı, üstüne baskı, üstüne baskı... Bu çocukların ruhları, enerjileri ve tutkuları beslenmiyor. Öyle bir stres ki, uykusuzluk, asabiyet, karın ağrıları, yetersizlik hissi... 'Ne yaparsam yapayım, yeterli değilim' hissi ile büyüyen bir nesil var karşımızda.. Son yıllarda yapılan araştırmalar çocuk sahibi olmanın insanı daha mutsuzlaştırdığını gösteriyormuş. Nasıl mutsuzlaştırmasın?

YETERSİZLİK DUYGUSU
Tamam, çocuk sahibi olmak insanın hayatına anlam kazandırıyor, derinleştiriyor, olgunlaştırıyor ama bu olumlu hisleri dolu dolu yaşayamıyoruz ki... Aklımız kaygılarla dolu... Özel hocalar, özel dersler, sporu, vaktini nasıl geçirdiği, nasıl beslendiği, kiminle arkadaşlık ettiği, sorunları, geleceği... Çocuğu yüzünden uykusu kaçmayan anne/baba var mı aramızda? Sürekli bir yetersizlik ve suçluluk duygusu... Anne olan hangi arkadaşımla sohbet etsem aynı şeyi söylüyor: "Çocuğumu mutlu edemiyorum diye kendimi suçlu hissetmeyi bırakmam lazım." Amerikan Üniversitesi'ndeki derslerimde öğrencilerimi düşünceleri, hisleri, bedenleri, davranışları ve arasındaki bağlantıyı tanımaya, anlamaya yönlendiririm. Bir süre sonra kendileriyle ilgili birçok şeyi fark etmeye başlarlar. Duruş bozuklukları, ne kadar satıhta nefes aldıkları, iç diyaloglarının negatifliği, başarısızlığa karşı toleranssızlık, almaya odaklanmış bir yaşantı...

20 BİN DOLAR HARÇLIK
Çoğu varlıklı ailelerin çocukları... Aralarında ailelerinden ayda 20 bin dolar harçlık alanlar var... (O anne/ babaları şöyle iki omuzlarından tutup bir sarsmak lazım. "Çocuğuna verdiğin zararın farkında mısın?" diye... Çocuğu Amerika'da iyi bir üniversiteye kapak atana kadar uğraşıp üstüne bol para gönderdiler mi işlerinin bittiğini düşünüyorlar.) Her şeyin en pahallısına sahip olacak imkanlar sunulmuş bu çocuklara, ama ne kendileri ile ne de ilişkileri ile başaçıkabilecek hiçbir anahtar yok ellerinde! İnanın depresyon ilaçları ile ayakta duranlar var, aralarında. Boş vakitlerinin tümünü alışverişte geçiriyorlar. Onları, kendileri kadar hiçbir şey ilgilendirmiyor. Çünkü sadece onu görmüşler... Belki de 'Kendi hayatımı nasıl yaşadığımdan gerçekten memnun muyum?', 'Çocuğumu yetiştirme şeklim gerçekten onun iyiliğine mi?' gibi derin sorularla kendimizi sorgulamamız gerekiyor. (Çok geç olmadan!) Biz bir bilinçsizlik yaptıysak yaptık, ama bari çocuklarımıza engel olmayalım.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA