Fatih Terim'in küçük kızı Buse Terim, moda blog'uyla sosyal medyada en çok takip edilen isimlerden biri. Profesyonel kayakçılık yaptığı yıllarda geçirdiği bir kazadan sonra modaya ilgi duymaya başlayan Terim, en çok New York'tan alışveriş yaptığını söylüyor. İşte Terim'den kendi stili ve yeni sezon modasıyla ilgili ipuçları:
Bazen 'Nasıl giyebilirim?' diye düşündüğüm parçaların, sokak modasında hiç beklenmedik şekilde yorumlandığını görüyor ve tüm bu yaratıcı dokunuşlardan ilham alabiliyorum. Sokakların benim için çok güçlü bir esin kaynağı olduğunu söyleyebilirim.
AKSESUVARDA İDDİALIYIM
Özel davetlerde tek bir hamleyle, fazla uğraşmadan şık görünmek istediğimde, siyah bir elbise tercih ediyorum ve bunu iddialı aksesuvarlarla tamamlıyorum.
İstanbul'da çok fazla alışveriş yapmıyorum. Dört yıl boyunca yaşadığım New York, özgürce alışveriş yapabildiğim en favori adresim. Zaman zaman ofisimin bulunduğu Galata'daki küçük butiklere de bakıyorum.
Oversize, yani bol kesim trendi; geçtiğimiz kış da sinyallerini vermişti, bu kış da ortalığı kasıp kavurmaya devam ediyor. Bu trendi oversize bir palto ile stilime taşımayı planlıyorum. Özellikle Carven'in paltoları bu sezon favorim. Punk ruhunu yansıtan deriler ve tartan desenleriyse biraz daha ihtiyatla yaklaştığım parçalar.
Bence stil sahibi olmanın püf noktası; kendine yakışanı ve yakışmayanı ayırabilmek. Yakışmayan parçalardan da uzak durabilmek.
GARDIROBUM NEFES ALSIN!
O sezon kesinlikle kullanmayacağımı düşündüğüm parçaları ayırarak gardırobumun arada nefes almasını sağlarım. Üstelik bu şekilde eksiklerimi de çok daha rahat görebiliyorum. Aksesuvarlarıma ise fazla bağlıyım; kullanmayacağımı düşünsem de gözümün önünde olmalarını seviyorum.
Görkemli kumaşlar, ince el işçiliği, sıra dışı formlar... Bunlar doğru şekilde bir araya geldiğinde beni cezbediyor. Bir kıyafette kesim ve işçilik de benim için son derece önemli. Vitrinde gördüğümde kalbimi çalan bir parçanın, üzerimde de aynı mükemmellikte durmasına dikkat ediyorum. Buna da ancak özenli bir işçilik imkan verebiliyor. O yüzden modada tüm bu unsurların birleşerek muhteşem parçalar yarattığını söyleyebilirim. Ama renkler, benim için her zaman diğerlerinden biraz daha cezbedici konumda.
Maskülen stil hakkında toplum genelinde yanlış bir algı var. Erkeksi görünüm; gömlek, ceket ve Oxford ayakkabı üçlüsüne indirgeniyor. Oysa yüksek bel pantolon ve maskülen kesim bir ceketi yüksek ökçeli bir stilettoyla tamamlamanın yarattığı tezat, dişilik-erkeksilik dengesi adına bence güzel bir örnek. Ne çok maskülen, ne de çok feminen olmalı bence. Bu stillere dair önyargıları ve kuralları, zıtlıklarla kırarak dengeyi bulabilirsiniz.
TÜM ENERJİMİ AİLEMDEN ALIYORUM
Sıradan bir günde bile mutlaka aileme zaman ayırırım. Sabahları birlikte yaptığımız kahvaltılar, sohbetler beni çok motive ediyor. Hatta tüm enerjimi ailemden alıyorum diyebilirim.
Köpeğim Fındık ile yürüyüşe çıkmayı çok seviyorum. Boş zamanlarımda arkadaşlarımla sinemaya giderim, yemeğe çıkarım. Bu ara üzerinde çalıştığım en önemli projeyse internet sitem. Buseterim.com.tr'yi blog formatından çıkararak bir moda portalına dönüştürmek istiyorum. Artık insanlar trendleri, sosyal medyadan takip ediyor ve daha interaktif bir ortam oluşuyor.
