Kısa Çalışma ödeneği ile ilgili olarak geçtiğimiz günlerde Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk son dakika açıklamalarında bulunmuştu. Bu kapsamda bilindiği üzere salgının vatandaşlar üzerindeki ekonomik etkilerini azaltmak amacıyla verilen bu ödeneğin ilk olarak 31 Ağustos'ta sona ereceği belirtilirken ardından sürecin iki ay daha uzatılacağı bildirilmişti. Son gün yaklaşırken ödenekten faydalanan kişiler sürenin yeniden uzatılıp uzatılmayacağını merak ediyor. Peki, Kısa Çalışma Ödeneği uzatıldı mı, ne zaman bitecek? Kısa çalışma ödeneği ne zamana kadar uzatıldı? İşte tüm detaylar…
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk konuya ilişkin yaptığı son açıklamada kısa çalışma ödeneği ile ilgili olarak da detaylara değinmişti. Bu kapsamda ödeneğin süresinin uzatılıp uzatılmayacağı kararı ile ilgili olarak sürecin ihtiyaca göre uzatılacağını ifade etti…
KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ UZATILACAK MI?
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, halen bir milyon çalışanın ücretini aldığını kısa çalışma ücreti uygulamasını uzatacakları sinyalini verdi. Selçuk, "Kısa çalışmayı ihtiyaca göre değerlendirip, uzatıyoruz" dedi. Kısa çalışma uygulaması ekim ayı sonu itibariyle yeni bir karar alınmazsa sona eriyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ve konfederasyon başkanlarının katılımıyla Ortak Paylaşım Forumu başladı. Bu yıl ikincisi düzenlenen ve işçi, işveren ve kamunun birlikte çözüm önerilerini tartıştığı toplantının açılışına videokonferansla katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, salgın sürecinde hükümet tarafından sağlanan destek paketlerinin toplamının yaklaşık 500 milyar liraya ulaştığını belirtti.
OLUMSUZ ETKİLENDİ
Oktay şöyle devam etti: "Salgın, mevcut küresel tedarik zincirinin bütün dezavantajlarını ortaya çıkararak küresel ticareti olumsuz etkilemiştir. Üretim ve tedarik sisteminde yaşanan aksaklıklar çok uluslu şirketleri, üretim merkezlerini çeşitlendirmeye yönlendirmiş durumdadır. Diğer taraftan globalleşmeden ziyade artık bölgesel merkezler üzerinden yürüyen küresel ilişkileri tecrübe ediyoruz. Üretim ve ticaret ilişkilerinin de bu doğrultuda küreselleşme ile küre-yerelleşme arasında bir yerde konumlanmasını bekleyebiliriz. Dünyamızda yaşanan gelişmelere baktığımızda, ülkemizin potansiyelini göz önünde bulundurarak salgın sonrası döneme ümitvar bakıyoruz. Yeni normalde yeni küresel sistemin Türkiye'ye sağladığı fırsat ve avantajlara odaklanmış durumdayız." (Kaynak:Hürriyet)