-Öncelikle nasılsın, nasıl gidiyor hayat diye sorayım.
Valla çok iyiyim. İyi gidiyor hayat. Bir sinema filmi çektim. Çok eğlenceli ve çok keyifli bir çekim yaşadık. Umarım vizyona girdiğinde de seyircilerimiz aynı şeyi düşünür.
YALNIZ BİR ÇOCUKLUK GEÇİRDİM
-Filmi konuşacağız ama öncesinde merak ediyorum, Onur nasıl bir çocukluk geçirdi, nasıl bir ailede büyüdü?
Artık 40 olunca şu son 3-4 yıl hep çocukluğum aklımda. Niyeyse böyle büyük bir özlem oluşuyor çocukluğa dair. Biraz içine kapanık, asosyal bir çocuktum. Çocukken misafirliğe gelen ailelerin çocukları olurmuş, evde hiçbir şey kalmazmış ne tabak ne vazo… Tabii annem sinir krizi geçiriyor. Bir gün unutmam, biz misafirliğe giderken annem beni uyardı, koluma hafif cimcik attı, "Oğlum bak misafirliğe gidiyoruz, Allah aşkına bir şey dök, bir şey kır, intikamımızı al" dedi. Çünkü ben çok uslu bir çocukmuşum. Annemin dizinin dibinde, etliye sütlüye karışmayan. Annem şey derdi, "Allah herkese senin gibi evlat versin. Hiç yormadın beni, hiç üzmedin." Tabii asosyalliğin ve içe kapanıklığın getirmiş olduğu durumla da biraz yalnız bir çocukluk geçirdim aslında.