Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKER GEZİCİ

İnsanoğlunun en büyük sorunu zamansızlık

Zeytinburnu'nda olmasına rağmen kısa sürede sanatseverlerin yeni adresi olma yolunda hızla ilerleyen Büyükyalı'daki Fişekhane'de önceki akşam tarihi bir akşam yaşandı. Tarihi diyorum, çünkü salgın günlerinin bizlere öğrettiği 'içeriğe online'dan erişme özgürlüğü' ilk kez bir tiyatro oyununda uygulandı. Şöyle ki; biz, Erdal Beşikçioğlu'nun sahneye koyduğu ve başrolünde yer aldığı 'Fahrenheit 451' adlı oyunu, Fişekhane'nin 400 kişilik ana sahnesinde pandemi önlemleri çerçevesinde maskeli ve birer koltuk boş bırakarak (197 kişi) izlerken, oyun aynı zamanda online olarak da seyretix platformu üzerinden tiyatroserverlerle buluşturuldu.

YENİ BİR YOL AÇACAK
Türkiye'de online olarak yayınlanan ilk tiyatro prömiyerini yerinden izlemiş biri olarak, oyundan büyük keyif aldım. Tiyatroya gitme aralığının uzadığı günümüz koşullarında sahnede oyun izlemeyi, oyuncuyla aynı havayı teneffüs etmeyi özlediğimi itiraf etmeliyim. İçeriğe, oyuna, etkinliğe vs. online olarak ulaşmak mümkün ve bunun pandemi sürecinde sıkıntı yaşayan tiyatrolara yeni bir yol açacağı kesin. Öyle veya böyle oyunların izleyiciye ulaşması önemli. Bu açıdan çok akıllıca bir düşünce ama kesinlikle salonda o anda orada olmanın tadını vermeyeceğini düşünüyorum. Ben her zaman özellikle tiyatro oyununu ekran yerine salondan izlemeyi tercih ve tavsiye ediyorum. Aksi takdirde, Beşikçioğlu'nun oyundaki o etkileyici tiradını ekran başında izleseydim belki de tokat yemiş gibi olmayacaktım. Ne diyor oyunda Beşikçioğlu'nun oynadığı Şef Beatty karakteri: 'Yüzyılın hastalığı zamansızlık. İnsanoğlunun en büyük sorunu bu. Kitaplar özetlenmiş, klasik eserler 15 sayfalık bilgi patlamalarına dönüşmüş, insanlık kendi soyunu tüketmeye başlamış. Yazı yazmayı unutturdular. Sinemaları, tiyatroları boşaltıp televizyon duvarları örmüşler. Boş içeriklerle insanları oyalamışlar. Hamlet'i öldürmüşler... Spor yapmayı değil, skor konuşmayı sevdiler. Beyinler oksijen alsın ama zeka kırıntısı kalmasın...'

OKUMAYANLA YAKAN BİR
Amerikan edebiyatının öne çıkan yazarlarından Ray Bradbury, bunları 1953 yılında yayımladığı eseri 'Fahrenheit 451'de vurguluyor. İtfaiyecilerin yangın söndürmek yerine kitap yakmakla görevlendirildiği distopik bir dünyayı anlatan eserin halen güncel olması, etkisini kaybetmemesi de düşündürücü. Adını kitapların yanma derecesi olan ısı ölçüsünden alan eserde, teknolojinin gelişmesiyle birlikte toplumun gerileyen sanat ve düşünce dünyası eleştiriliyor. Hatta eserde kitap okumayanla kitapları yakan bir tutuluyor. İnternet çağında bu durum daha da vahim. Sürekli bir yere yetişme telaşında olan, yorgun beynini TV'deki boş programlarla dinlendirmeyi seçen, yaşamaya vakti olmayan bir insan nasıl kitap okuyabilir, kendini geliştirebilir ki. Birkaç kez sinemaya da uyarlanan eser, ülkemizde ilk kez Tatbikat Sahnesi tarafından sahnelendi. Barış Dinçel'in işlevsel dekoru, Yakup Çartık'ın başarılı ışık tasarımı seyirciyi o distopik dünyaya ait hissettiriyor. Oyunda Beşikçoğlu'na Fatih Sönmez, Serhat Midyat, Neslihan Aker, Selin Tekman, Ayşegül Çaylı, Hayriye Merve Kaya, Diren Yurtsever, Ozan Gökçe, Gizem Memiç Mert, Aleyna Vargül, Deniz Bal'dan oluşan kalabalık bir kadro eşlik ediyor. Oyun yarın akşam Fişekhane'de yeniden seyirciyle buluşacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA