Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, PKK/PYD/YPG'nin Suriye ve Irak'ta barınmasına izin verilmeyeceğini vurgulayarak, "Bu konuda kim ne derse desin, gereğini yapacağız" dedi.
Ege adaları konusunun milli bir konu olmasından hareketle muhalefete Yunanistan'a koz verilmemesi çağrısında bulunan Çavuşoğlu, "AB, stratejik bir aktör olacaksa, Rum-Yunan ikilisinin oyuncağı olmayı bırakır ve Türkiye'yle ilişkilerinde gerekli adımları atar" şeklinde konuştu. Çavuşoğlu, "Suriye'de bir süredir rejimle görüşüyoruz. Aynı politikayı Irak'ta da yürütüyoruz. Hem Bağdat hem de Erbil ile görüşüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Bakanlığının TBMM Genel Kurul görüşmelerinde konuşan Bakan Çavuşoğlu şu mesajları verdi:
AB RUM-YUNAN İKİLİSİNİN OYUNCAĞI OLMAYI BIRAKMALI
Libya'da 2019'da izlemeye başladığımız aktif politikanın da sonuçlarını almaya devam ediyoruz. Ekim ayında Trablus'ta imzaladığımız Hidrokarbon Mutabakat Muhtırası, Yunanistan'ı ne hale getirdi hepiniz görüyorsunuz. Geçen hafta, Yunanistan'ın Girit'in güneyinde hidrokarbon faaliyetleri yapma kararı karşısında, Libya bizimle imzaladığı Deniz Yetki Alanları Anlaşması'na sahip çıkan adımlar attı. Yine geçen hafta, Yunanistan, Libya ile Ekim ayında imzaladığımız Hidrokarbon Anlaşması'nı BM'ye şikayet etti. Biz de hemen arkasından Libya ile birlikte bu mektuba ortak yanıtımızı BM'ye ilettik. Bu kazanım, nesiller boyu Doğu Akdeniz'de dengeleri belirleyecek. Bu yıl "Türkiye Avrupa'dır" sloganıyla, kıtamızın ve AB'nin karşı karşıya kaldığı sınamaların aşılmasında gerekli katkıyı sunmaya devam ediyoruz. AB, stratejik bir aktör olacaksa, Rum-Yunan ikilisinin oyuncağı olmayı bırakır ve Türkiye'yle ilişkilerinde gerekli adımları atar.
GEREĞİNİ YAPACAĞIZ
Hasımlarımız, Türkiye'nin sadece terörle, çatışmayla uğraşmasını, tüm enerjisini buna harcamasını istedi. Biz, bu oyuna gelmedik. Sadece terörle mücadelede değil, birçok küresel konuda uluslararası topluma liderlik ettik. Biz geliştikçe, terörü besleyen çevreler de çabalarını artırdı. PKK terörü, ülkemize karşı yine devreye sokuldu. PKK/PYD/YPG'nin Suriye ve Irak'ta barınmasına izin vermeyeceğiz. Bu konuda kim ne derse desin, gereğini yapacağız. Güvenlik güçlerimiz sahada canla başla çalışırken, diplomasimiz de uluslararası platformlarda mücadelemizin haklılığını anlatmaya devam ediyor. Bağdat'tan Brüksel'e, Cenevre'den New York'a kadar, hem ilgili ülkeler, hem uluslararası teşkilatlarda terörle mücadelemizin haklılığını anlatıyoruz. Muhataplarımıza şunu da söylüyoruz: ya 2019'da imzaladığınız anlaşmalara uyarsınız, ya da biz gereğini yaparız.
REJİMLE İSTİHBARAT ARACILIĞIYLA GÖRÜŞÜYORUZ
Biz, her zaman sorunların diyalogla çözülmesini isteriz. Ancak, bu sadece size bağlı bir şey değil. Hem muhatabınızın buna hazır olması, hem de bölgesel ve küresel koşulların buna uygun olması lazım. Suriye'de bir süredir, istihbaratlar aracılığıyla zaten rejimle görüşüyoruz. Rejim, gerçekçi davranırsa, terörle mücadele, siyasi süreç ve Suriyelilerin geri dönüşleri konusunda birlikte çalışmaya hazırız. Bunun aksi zaten düşünülemez. Aynı politikayı Irak'ta da uyguluyoruz. Hem Bağdat hem Erbil'e terörle mücadele konusunda işbirliği teklif ediyoruz. Aynı mesajları yeni Irak Hükümeti'ne de iletiyoruz. Muhataplarımız çağrılarımıza kulak verirse birlikte yürürüz, terörle birlikte mücadele ederiz. Yok, tepkisiz kalırlarsa, kendi göbeğimizi kendimiz keseriz.
İNSANLIĞIN DÜŞMANI PKK YPG'DİR
Kürtler bizim kardeşimizdir, her yerde Kürtlerin de Ezidilerin de, Süryaninelerin de Aramilerin de insanlığında düşmanı PKK YPG'dir. İnsanlığın da düşmanı terördür.
BU DA DÖNEKLİK OLMUYOR MU?
Halkımızın en başarılı bulduğu alan dış politika. En başarısız dış politika demeniz gerçekçi değil. Bir kere de Türkiye haklı değil mi? Herkes haklı, bir tek Türkiye haksız, böyle bir yaklaşım olmaz. Rusya Ukrayna konusundaki başarımızı bile küçümsemeye kalkanlar oldu. Yurtdışına giden arkadaşlarımız var, biraz cesaretli olun orada söylenenleri gelin biraz da burada söyleyin. Normalleşme konusunda da tutumunuzu anlamış değilim, bizi eleştiriyordunuz, diyalog kurun diyordunuz, şimdi niye normalleştiniz diyorsunuz, bu da sizin tabirinizle şimdi döneklik olmuyor mu? Hangi Türkiye'de, hangi dünyada yaşıyorsunuz, Türk dış politikasıyla neden gurur duymuyorsunuz? Guru duymuyorsanız da kötülemeye çalışmayın.
EGE ADALARI KONUSU MİLLİ BİR POLİTİKADIR
1996 Kardak krizinde Sn. Baykal Dışişleri Bakanı idi? O güne kadar neredeydik? Bunun cevabını, Ünal Çeviköz'e sorun. Bu milli bir politikadır, Yunanistan'ın işine gelecek şekilde birbirimizi köşeye sıkıştırmaya çalışmayalım. Ege adaları konusu milli bir politikadır. Biz sizi eleştirebiliriz ama bu Yunanistan'ın hoşuna gider, gelin milli politikaları beraber değerlendirelim.
AB'YE BİR ÇAĞRIDA BULUNAMIYORSUNUZ
Fasıllar neden açılmadı diye bizi suçluyorsunuz. 6 açılış kriteri var. Biz tüm kriterleri karşıladık. 2 fasıl üstünde blokaj var, Rum Kesimi ve Yunanistan bloke etmiş. Gümrük birliği güncellenmesi konusunda herhangi bir kriter yok. Bizim de AB'nin de eksiklikleri var. Siz konuşmalarınızda bu konuda AB'ye bir çağrıda bulunamıyorsunuz. Muhalefetin de görevi bu. Vize konusunda da hep bizi suçluyorsunuz, Avrupa ülkelerine şikayetiniz olmadı. İktidara gelirsek yapacağız diyorsunuz. Türkiye'nin haklı politikasında beraber hareket edelim.
AİHM VERDİĞİ KARARLAR SİYASİ
AİHM kararlarının çifte standart olduğunu söylediniz. Burada çifte standart şu, İlki AİHM'in verdiği kararlar siyasidir. İkincisi AİHM devam eden süreçler, değişik ülkelerle ilgili kararlar var. Yunanistan 15 senedir uygulamıyor ama Türkiye'ye gelince neden baskı yapılıyor. Biz bu çifte standarda vurgu yapıyoruz, bizim söylediklerimizde hiçbir çifte standart yok. AİHM'e de bunu söylüyoruz, çifte standart, siyasi, ikiyüzlü diyoruz. Burada ne söylüyorsak, kapalı toplantıda ne söylüyorsak onu söylüyoruz.
LİDER DİPLOMASİSİ
Bugün tüm dünyada arabuluculuk dendiğinde ilk akla gelen ülkelerden biri Türkiye. Bunun son somut örneğini, Rusya-Ukrayna savaşında görüyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, BM'yle birlikte İstanbul Tahıl Anlaşması'nı hayata geçirdik. Bugüne kadar, 13,5 milyon tondan fazla tahıl dünya piyasalarına ulaştı. Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü lider diplomasisi sayesinde, esir takasını mümkün kıldık. Rusya'nın Tahıl Anlaşması'na geri dönmesini sağladık. Zaporijya Nükleer Santrali'ne dair endişelerin giderilmesi için Rosatom ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nı İstanbul'da bir araya getirmeye devam ediyoruz.