Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TİMUR SIRT

Bilgisayar kelimesi 50 yaşında

50 yıl önce computer’a bilgisayar diyen, sonrasında yazılım, donanım, bilişim, bellek gibi pek çok terimin Türkçeye kazandırılmasını sağlayan Prof. Dr. Aydın Köksal’dı. Bilişim Derneği’nin kurucusu da olan Köksal ile bilgisayar kelimesinin kullanılmasının 50. yılında bir araya geldik

Tam 50 yıl önce bilişim sektöründe çalışan insanlar bilgisayar yerine computer diyorlardı. Fakat sonra genç bir mühendis çıktı, computer yerine bilgisayar kelimesini kullanmayı önerdi. O kişi Prof. Dr. Aydın Köksal'dı. Sadece bilgisayar kelimesi mi? Yazılım, donanım, bilişim, bellek gibi daha pek çok kelimenin Türkçeye kazandırılmasının ardında Bilişim Derneği'nin kurucusu da olan Prof. Dr. Aydın Köksal var. 29 yaşında bilgisayar kelimesini ortaya atarken sahip olduğu özgüveni Mustafa Kemal Atatürk'ten aldığını söyleyen Prof. Dr. Aydın Köksal ile bilgisayar kelimesinin kullanılmaya başlamasının 50. yılında bir araya geldik.

HERKES BENİ DESTEKLEDİ
Türkiye'nin, bilişim devrimini görüp dil konusunda harekete geçen ilk ülkelerden biri olduğunu söyleyen Aydın Köksal, yaşadığımız dönüşümün heyecanını o günlere giderek anlatıyor: "Bizimle beraber Japon bir bilim insanı aynı dönemlerde bilişim devrimi diye bir şeylerin altını çiziyordu. Hangimiz önce yazdık bilmiyorum. Ancak o devlet kurumuna kabul ettirmekle uğraşırken, ben sivil toplum örgütü kurma yolunu seçtim. Kelimelerin bu kadar hızlı kabul edilmesinin sırrı belki o an benim bir üniversitenin rektörü veya devlet kurumunun yöneticisi olmamamdı. Ben genç bir mühendis olarak ortaya çıktığımda herkes beni destekledi ve onurlandırdı. Ben bu kelimeleri genç bir mühendis olarak önerirken Mustafa Kemal Atatürk'ün özgüvenine sahip bir insan olduğum için yapmayı başardığımı düşünüyorum. Çünkü herkes beni gönüllü şekilde destekledi." Aydın Köksal computer kelimesinin yeni ortaya çıkmadığını belirterek kökenini şöyle anlatıyor: "Aslında bilgisayarlar ortaya çıkmadan önce computer kelimesi denizciler tarafından kullanılıyordu. Fransızca da bu 'düzenleyici' anlamını taşıyor. Bizde ilk kelimeyi önerdiğimde bilgiyi saymak değil, farklı bir anlam taşıyor. Bu anlamın ne kadar doğru bir karşılık bulduğunu herkes takdir ediyor. Yani her kültür farklı yorumlayabiliyor. Yetiştirdiğimiz mühendislerin kalitesiyle bunun karşılığını aldığımızı düşünüyorum." Galatasaray Lisesi'ni birincilikle bitiren Prof. Dr. Aydın Köksal lisans ve yüksek lisansını Paris'te tamamlıyor. Fransızca dahil beş dili öğrenmek zorunda kalmasının karşılık bulmada ve Türkçe'nin sahip olduğu zenginliği anlamada kendisine yardımcı olduğunu söylüyor.

ALBAY "BELLEK KÖYLÜ BİR KELİME" DEDİ
Kelimeleri ilk önerdiği dönemde askerlik yaptığı günlerle ilgili anısını Prof. Dr. Aydın Köksal şöyle anlatıyor: "Yüksek lisans sonrası genç bir teğmen olarak genelkurmayda askerliğimi yaparken, yeni elektronik cihazları anlatmam istendi. Ben de anlatmak için Türkçe karşılıklar bulmak zorunda olduğumu hissettim. Usta ve çıraklara bir işi anlatmanın yolu benim için Türkçe konuşmaktı. Genç bir mühendis olarak jeneratör yerine üreteç kelimesini kullandım. Herkes kullandığım karşılıkları çok beğendi. Her kelime hemen beğenilmedi. Örneğin bellek kelimesini önerdiğimde bir albay, 'Bellek gibi köylü kelimesi yerine hafıza demek doğru değil mi' diye söyledi. Ben de hafıza değil, bellek kelimesinin doğru karşılık olduğunu anlatmaya çalıştım. Köylülere bile Türkçe anlatabilirsek, onlardan mühendisler ortaya çıkarmanın mümkün olacağını, köylülerin ve tarımın kalkınmasına katkıda bulunabileceğimizi anlattım. Sanırım bunda başarılı oldum ki, bütün salon beni alkışlamaya başladı."

DİL ÇOK ÖNEMLİ
Babasının, amcasının da mühendis olduğunu söyleyen Köksal "Bir ülkenin bilim, sanat ve ekonomide sıçrama yapmasında eğitimin ve dilin rolü çok önemli. Türkçe bilişim terimlerinin, çok iyi bilgisayar ve yazılım mühendisinin ortaya çıkmasında önemli etkisi olmuştur. Üstelik bu mühendisler uluslararası kalitede iş yapma becerisine sahipler. Bilişim Derneği olarak biz o zamanlar yeni bir devrimin yaklaşmakta olduğunun farkına vardık. Kendi teknolojimizi üretirken iyi bilgisayar ve yazılım mühendisine sahip olduğumuzu unutmamalıyız. Hayranlık ve bağımlılıktan kurtulmanın yolu iyi eğitilmiş insana sahip çıkarmaktır" diyor.

TÜRKÇEYİ BİLİM DİLİ YAPTIK AMA...
Son dönemde sosyal medya ve internet çağında dilde yaşadığımız sıkıntıyı ve üniversitelerdeki İngilizce mühendislik eğitimini sorduğumuzda Aydın Köksal, "Biz bilişim eğitimini Türkçe vermenin karşılığını 10 binlerce bilişim uzmanı ortaya çıkararak gördük. Dünyaca ünlü yazılım uzmanları Türkiye'den çıkıyor. Biz Türkçeyi bilim dili yapmayı başardık. Ancak sonunu getiremedik. Bu konuda daha iyi şeyler yapmak zorundayız. Dilimize ihanet etmeden yeni mühendisler yetiştirmek zorundayız. Dilini kaybeden toplumlar, ulus olma bilincini de kaybederler. Ortak akıl üretmek zorundayız. Bunun için ortak dilimiz Türkçeyi doğru konuşmalıyız. Bir mühendis kendi dilini önce iyi konuşacak ki, doğru bir çözüm bulup bulmadığını anlama şansı olsun. Bilim dili olan dillerden birini de bilmek önemli. Ancak önemli olan bilim üreten insanların kafasında Türkçe bir şeyler oluşturmak. Yaşadığımız yozlaşmanın etkisinin azalması için dile ihanet etmeden, eğitime yatırım yapmaya devam etmeliyiz" diyor.

65 YAŞINDAN SONRA PİYANO ÇALMAYA BAŞLADI
Çocuk yaştan itibaren keman çalan Prof. Dr. Aydın Köksal, uzun süredir resimle de ilgileniyor. 65 yaşından sonra piyano çalmak için eğitim almaya başlayan Köksal, "Piyanoyu aldığım yere eğitim almak istediğimi söyledim. Bana genç bir kadın öğretmen önerdiler. Öğretmene duygusal lezzeti verebilecek şekilde çalmanın ne kadar zaman alacağını sordum. En az 10-15 yıl gerektiğini söyledi. Ben de ona o kadar zamanımın olmayacağını, bana birkaç parçayı etkili şekilde çalmayı öğretmesini rica ettim. Ben yoksa piyano çalmayı öğrenmedim. Beğendiğim ve çalıştığım birkaç özel parçayı çalıyorum sadece" diye konuştu.

***

DAHA ÇOK PİL, BÜYÜK EKRAN, EKONOMİK FİYAT
Akıllı telefon alırken tüketicinin ihtiyacı olan üç şey göze çarpıyor: Uzun pil ömrü için yüksek kapasite, büyük ekranda oyun, film keyfi ve tüm bunlara ucuza sahip olmak. Son dönemde bunu anlamış birçok marka var. General Mobile, Vestel, Casper, Çinli üreticiler Oppo, yeni giriş yapan Xiaomi gibi pek çoklarının bu segmentte ürünleri vitrinde öne çıkmaya başladı. Çinli Honor 8C; 6.26 inç, 19:9 oranına sahip FullView ekranı, kedi gözü tasarımı, göz yormayan ve TÜV Rheinland onaylı göz rahatlığı teknolojisi, 13+2 MP dual arka kamerası ve ikinci LED flaş destekli 8 MP özçekim kamerası ile dikkat çeken bir ürün. Yüz ile kilit açma fonksiyonuna ek olarak parmak izi okuyucusu da bulunan Honor 8C, kullanıcıların güvenlik ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılıyor. Türk Telekom, mavi ve siyah renk seçeneklerine sahip Honor 8C'yi, uygun fiyat seçeneğiyle mağazalarında tüketicilerle buluşturuyor.

UZUN PİL ÖMRÜ:
Honor 8C üzerinde bulunan 4000 mAh gücündeki pili ile ortalama 2 gün kullanım imkanı sunuyor. Telefon tam dolu pille 12.5 saat video oynatma, 50 saat de müzik dinleme imkanı sunuyor. Türk Telekom mağazalarında satışa çıkacak olan Honor 8C, 6.26 inçlik kedi gözü tasarımlı, çentikli FullView muhteşem bir ekrana sahip. Honor 8A, 5.5 inçlik bir gövdeye 6.26 inçlik bir ekranı sığdırıyor. 19:9 oranına sahip olan bu ekran 1520 x 720 piksel çözünürlük ile her türlü beklentiyi karşılıyor. Android 9 ile gelen telefon arayüz olarak EMUI 9 kullanıyor.

YAPAY ZEKALI KAMERA:
Yapay zeka destekli 13+2 MP çözünürlüklü dual kamera birçok hazır çekim modu ile fotoğrafçılığınızı üst seviyeye taşıyor. 100 milyon fotoğrafı analiz ederek geliştirilen yapay zeka 22 farklı sahneyi otomatik olarak tanıyabiliyor. 2 MP alan derinliği kamerası ile özellikle portre fotoğraflarında mükemmel sonuçlar veren Honor 8C'nin ana kamerası her türlü ışık şartlarında en iyi sonuçları verebiliyor. 13 MP çözünürlüğü olan ana kameranın diyafram açıklığı ise f/1.8 gibi yüksek bir değer. Bu da en kötü ışık şartlarında bile çok iyi sonuçlara ulaşma imkanı sunuyor. Honor 8C'nın ön kamerası ise 8 MP çözünürlük sunuyor. Bu ön kameranın bir diğer özelliği ise LED flaş ile desteklenmesi. Bu sayede en iyi özçekim fotoğraflarını çekmenizi sağlayan kamera, özellikle portre fotoğraflarında iddiasını sürdürüyor.

YÜZ TANIMA ÖZELLİĞİ:
Honor 8C'da standart olarak bulunan geliştirilmiş yüz tanıma özelliğine ek olarak başka güvenlik önlemleri de bulunuyor. Arka yüzde bulunan parmak izi okuyucu güvenlik konusunda ek önlem isteyenlerin beklentilerini karşılıyor. Türkiye pazarına farklı renk seçenekleri ile gelen Honor 8C arka yüzü dikkat çeken bir tasarım anlayışına sahip. Bir cep telefonundan aynı zamanda şık bir tasarım bekleyenleri de mutlu edecek olan arka yüz geçişleri farklı renk seçenekleri ile taçlandırılıyor. Bu renk seçenekleri arasında mavi ve siyah yer alıyor. Honor 8C çift SIM kart yuvasına ek olarak üçüncü bir yuva ile microSD bellek kartı desteği sunuyor. Bu da telefonun iki hatla aynı anda kullanırken bir taraftan da microSD bellek kartı ile depolama kapasitesinin artırılabileceği anlamına geliyor. Yani depolama artırımı için SIM kartların birisini feda etmenize gerek yok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA