Beslenme alışkanlığının, alkol ve sigara tüketiminin meme kanseri riskini artırdığına dikkati çeken Coşkun, şunları kaydetti:
"Vücuttaki yağ oranının artması, adeta meme kanserine davetiye çıkarıyor. Dolayısıyla şekerli beslenme, yağlı gıdaların fazla tüketilmesi direkt yağlanmayı artırarak meme kanserinde riski artırıyor. Hastalarımızın mümkün olduğunca bunlardan uzak kalması lazım. Daha çok kuru baklagiller, sebze ve meyveler, C vitamini yüksek gıdalar tüketilmesi lazım. Yine alkol ve sigara meme kanseri için önemli bir risk faktörü. Bunlardan uzak durulması çok önemli." Coşkun, ailesel meme kanseri tabirinin çok önemli olduğunu, bazılarının genetik testlerde saptanabildiğini dile getirerek, bunları hastalar geldiğinde belirlediklerini ve genetik tarama istediklerini, genlerin pozitif gelmesi halinde tüm ailenin dikkat etmesi gerektiğini söyledi.
"ARTIK MEME KANSERİ İÇİN KRONİK BİR HASTALIK DİYEBİLİRİZ"
Diğer kanserlerde olduğu gibi özellikle meme kanserinde de hastalık yayılmış olsa da tedavi edilebildiğini aktaran Coşkun, şu bilgileri verdi:
"Hastaların kendi tümör dokusu üzerinde moleküler ve genetik açıdan inceleme yapıyoruz. Buradaki pozitifliklere göre, seçtiğimiz akıllı ve hedefli ilaçlar sayesinde çok iyi neticeler alabiliyoruz. Hormonal tedavilerini meme kanserinde sık kullanıyoruz. Direnç gelişmesini engelleyen ilaçlar vardı ve son dönemde ülkemizde de bunlar devreye ve geri ödeme kapsamına girdi. Bu sayede çok daha iyi neticeler almaktayız. Artık meme kanseri için kronik bir hastalık diyebiliriz. Yani yayılmış olsa dahi tedavilerle çok iyi neticeler almaktayız ve uzun süre hastalığı kontrol altında tutma imkanına sahibiz."