Galatasaray formasıyla beklentileri karşılayamayan Ryan Babel, koronavirüsün de etkisiyle ligin geride kalan diliminde etkili bir grafik çizemedi. Devre arasında kiralanması gündemde olan Hollandalı futbolcu, kariyerine dair değerlendirmelerde bulundu. 34 yaşındaki yıldız ismin Beşiktaş'ı Galatasaray ve Fenerbahçe'nin gerisinde görmesi ise tepkilere neden oldu. Galatasaray ve Fenerbahçe'yi Hollanda'da en çok şampiyonluğu bulunan Ajax (34) ve PSV'ye(24) benzeten Babel, Beşiktaş için ise Feyenoord (15) örneğini verdi.
Babel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Menajerim Winny Haatrecht, beni Liverpool seninle ilgileniyor diyerek aradı. Ajax'ın istediği o dönem için yüksek bedeli de ödemeye razılardı. 1 hafta içerisinde bu transfer gerçekleşti. Hayatımda ilk kez kendi başıma kaldım. Sadece 20 yaşındaydım. Dirk Kuyt, Liverpool'da 1 yıl boyunca benimle ilgilendi. Bana çok yardımcı oldu. Dirk Kuyt çok iyi biridir. Bana hep yardımcı oldu.
"Liverpool'daki 4 yıllık kariyerimde en uzun süre Rafael Benitez ile çalıştım. Premier Lig ve Şampiyonlar Ligi'nde harika maçlar oynadım. Manchester United'a karşı Anfield'da galibiyet golünü attım. Kenny Dalglish ile kısa bir süre geçirdim. Real Madrid'i içeride yendiğimiz 4-0'lık bir maç vardı."
"KARİYERİMİN TEK HATASI..."
"Kariyerimde pişman olduğum tek bir an var. Hoffenheim'a transfer olmak belki de çok iyi bir fikir değildi. Şimdi bakınca, hayalkırıklığı bir hamleydi. Ayrıca, Hollanda Milli Takımı'ndan da o süreçte koptum. Ajax'ta oynadım ve ligi domine eden bir takımdı. Liverpool da aynı şekilde sürekli kazanmaya oynayan bir takımdı. Hoffenheim'a gittim ve ligde 10-12 arasında gidip geldik. 1 maç kazanan, sonra 3 maç kaybeden bir takımdı. Kazanınca mutlu oluyorduk. Ancak, ortam beni şok etti. Kariyerimde ilk kez bu kadar üst üste maç kaybediyordum. Liverpool ve Ajax'ta kaybedince manşetlere çıkıyordun, spot ışıkları üzerinde oluyordu. Hoffenheim'da ise hiçbir şey olmuyordu."
"Serbest bir oyuncuydum ve Kasımpaşa'dan çok iyi bir transfer teklifi aldım. Harika bir macera olabilirdi. Takımda önemli bir rolüm olacaktı. Ayrıca, Hollanda Milli Takımı'nı da artık aklımdan çıkarmıştım, kafam rahatlamıştı. İstanbul muhteşem bir şehir. Sosyal hayatı da harika."
"İKİ BÜYÜK KULÜP VAR"
"Türkiye'de Fenerbahçe ve Galatasaray şampiyonluk için mücadele eden iki büyük takım; Ajax ve PSV gibiler. Beşiktaş ise daha çok Feyenoord gibi. Türk taraftarlar çok gürültülü, çok tutkulu ve çok ateşlidir. Ayrıca, çok duygusallar. En önemlisi Türkler çok saygılı insanlar"
"Al-Ain'e transferim çok 'özel bir tecrübeydi. Yabancıları çok sevmiyorlar gibi bir hisse kapıldım. Hindistan, Bangladeş, Sri Lanka gibi yerlerden göçmen gelen işçilerden bahsetmiyorum sadece. Kulüpte de yabancı oyuncular sevilmiyordu. Yerli oyunculara çok daha iyi davranılıyordu. Mesela akşam idmanları saat 6'da oluyorsa, yerli oyuncular 15 dakika geç gelirdi. Yabancı antrenörler bir şey diyemezdi. Çünkü, kontrol ve yetki onlarda değil şeyhlerdeydi. Yabancı oyunculardan biri buna sinirlendi ve açıklama yaptı. Hemen cezayı yedi. Yerli oyuncular ile yabancı oyunculara farklı kurallar koyuyorlardı. Gerçekten çok ilginçti."
"İspanya'da, Deportivo La Coruna için oynadım ve kısa ama çok güzel bir maceraydı. Futbola geri döndüğümü hissettim. Form düzeyim tekrar arttı. Sonra Beşiktaş'tan bir teklif geldi."
"Beşiktaş'ta oynadığım 2 sezonun ardından Fulham'a gittim. Küme düşme hattındaydılar. Kümede kalmak için her şeyi deniyorlardı. Takımı tutabilirdim ve takıma tekrar mücadele ruhu verebilirdim. Yarım devrede 5 gol attım. Bence performansım çok iyiydi ama takım için yetmedi. Gollerimden birini Liverpool'a atmıştım. Çok garip bir duyguydu."
"Tüm transferlerimde hep aynı şeyi yaparım. Bir kulübe imza atarken, o kulüpten nasıl ayrılacağımı da menajerim Haatrecht ile kararlaştırırız. İşler yolunda gitmezse diye bir B planınız olmalı, her zaman! Çoğum transferim bonservissiz gerçekleşti ve işler benim için iyi gitti. Burada Winny Haatrecht'i tebrik etmem gerekiyor." (Sporx)
