Bir otomobil büyüklüğündeki Perseverance, kraterin görüntülerini yakaladı ve bilim insanlarının, 'neredeyse bir yol kesimine bakıyormuş gibi' 19 metrelik kaya katmanlarının enine kesit görünümünü görmelerine olanak sağladı.
Bilim insanları, diğer gezegenlerde de bir yaşam formu olup olmadığı konusunda çalışmalar yapmaya devam ediyor. Genellikle Mars, bu konuda en çok öne çıkan gezegenlerden biri. "Başka dünyalarda yaşam var mı?" sorusuna yeni bir cevap bulunmuş olabilir. İşte Mars'ta bulunan yepyeni keşif…
Bir otomobil büyüklüğündeki Perseverance, kraterin görüntülerini yakaladı ve bilim insanlarının, 'neredeyse bir yol kesimine bakıyormuş gibi' 19 metrelik kaya katmanlarının enine kesit görünümünü görmelerine olanak sağladı.
Bulgular, önceki çalışmaların uzun süredir öne sürdüğü soğuk, kurak ve cansız Mars'ın bir zamanlar sıcak, su bulunan ve belki de yaşanabilir olduğu fikrini güçlendirdi. Bilim insanları, daha önce havzada su açısından zengin mineraller bulmaları nedeniyle gezicinin görevi için Jezero Krateri'ni seçtiler.
Kızıl Gezegenin çevresinde dönen "Mars Yörünge Keşif Aracı" da kraterin yalnızca su varlığında oluşabilecek "kil yapısı içerdiğini" ortaya çıkardı. Ancak ekip, Perseverance'ın son kanıtlarının havzada su aktığını kanıtladığını söyledi.
Bulgular, Mars yüzeyinin altına 10 santimetre aralıklarla radar dalgaları gönderen ve yüzeyin yaklaşık 19 metre altındaki derinliklerden yansıyan darbeleri ölçen Perseverance'ın cihazı kullanılarak ortaya çıkarıldı. Bilim insanları bu sayede çökeltilerin derin tabanını görebildiler ve iki erozyon döneminin ortasında iki farklı çökelti dönemi buldular.
Kaliforniya Üniversitesi (UC)-Los Angeles ve Norveç'in Olso Üniversitesi'ndeki ekip, deltanın altındaki krater tabanının eşit şekilde düz olmadığını fark etti. Bu eşitsizlik, yalnızca göl çökeltilerinin birikmesinden önce sudan kaynaklanan erozyonun meydana geldiği anlamına geliyor olabilir.
Radar görüntüleri, çökeltilerin tıpkı Dünya'daki göllerde biriken çökeltiler gibi düzenli ve yatay olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar yaptıkları açıklamda, daha önceki çalışmalarda göl çökeltilerinin varlığından şüphelenildiğini ancak bu araştırmayla doğrulandığını belirtti.
Göl seviyesindeki dalgalanmalar, nehrin bir zamanlar göle kadar uzanan geniş bir delta biriktirmesini sağladığını gösteriyor. Ardından nehrin ağzına daha yakın bir yerde aşınarak ikinci bir çökelme dönemi meydana geldi.