Ankara'da yaşayan memur emeklisi Şaban Aydar, serebral palsili kızı Büşra Aydar'e eşinin genç yaşta vefatından bu yana hem annelik hem babalık yapıyor. Büşra'nın hastalığının bebekken kendisine bildirilmesiyle şok olduğunu, ona nasıl davranması gerektiğini bilemediğini söyleyen baba Aydar "Eşimle ben asla pes etmedik. Beraber kızımıza nasıl daha iyi bakarız diye hep mücadele ettik. Ben Büşra'yı fizyoterapiye götürmek için yıllarca gece çalıştım. Annesi vefat ettikten sonra her şeyiyle de ben ilgilendim. Bundan bir gün bile yorulmadım, usanmadım. Çünkü o benim en değerli varlığım" diye konuştu. Büşra'yla en gurur duyduğu anın hastalıktan dolayı bağdaş kuramadığı için aldığı pilates eğitimini başarıyla tamamladığı an olduğunu söyleyen baba Aydar "Her zaman kızımla vakit geçirmekten keyif aldım. O benim artık sadece kızım değil, o benim aynı zamanda arkadaşım" dedi. Her sabah kızının elini yüzünü yıkadığını, üstünü değiştirmesine yardım ettiğini anlatan baba Aydar, CİMER'de çalışan kızını işine bıraktığını, masasına kadar oturttuğunu söyledi. Baba Aydar "Sonra ben eve dönüp akşam yemeğini, temizliği falan yaparım. Öğle arasında tekrar Büşra'nın yanına gider, ona yemeğini yediririm. İş çıkışı gidip alırım ve birlikte yemeğimizi yer, sohbet ederiz. Biz kızımla çok güzel vakit geçiriyoruz. Her şey hakkında sohbet edebiliyoruz" diyerek sözlerini sürdürdü.
HER ZAMAN ARKAMDA DURDU
Büşra Aydar: Ben dünyaya bir kere daha gelsem yine aynı babanın, aynı annenin kızı olmak isterim. Beni hep sevgiyle el üstünde tutarak büyüttüler. Benim babam diğer babalar gibi hiçbir zaman benden utanmadı. Aksine hep arkamda durdu, hep gurur duydu. İlk şiir kitabımı da o çıkarttı. Böyle fedakâr bir babam olduğu için çok şanslıyım.