Hayriye Duygu Patan, 2019 yılında Ağrı'nın Tutak ilçesine bağlı Ozanpınar köyüne okul öncesi eğitim öğretmeni olarak atandı. Ancak köyde çocuklar için yeterli sınıf olmadığından dolayı görevlendirme ile başka okullarda görev yaptı. Pandemi döneminde uzun bir süre sonra öğretmenlerin İstiklal Marşı okumak ve kademeli olarak yüz yüze eğitime geçmeleri için asıl görevli olduğu köye geldi. Köyde kayıt için heyecanla okula koşan çocukları gördü. Ancak okulda anaokulu olacak bir sınıf yoktu.
Durum karşısında Ağrı İl Milli eğitim Müdürlüğü ve Tutak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden okulda daha önce lojman olarak kullanılan anca o esnada kömürlüğe dönüşen odayı anaokulu yapmak için kampanya başlatacağını bildirdi.
İzin almak için müracaatlarını yapan Patan, kurumundan da büyük desteklerle kolları sıvadı. Önce odada ki kömürlükler boşaltıldı. Daha sonra Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı köy okullarının fiziki şartlarını iyileştirmek ve anında müdahale etmek için kurulan mobil ekipler odaya girdi.
Kısa sürede kömürlükten sınıf halini almaya başlayan odada boya ve tesisat çalışmaları yapıldı. Hayriye Duygu Öğretmen arkadaşlarına sosyal medya üzerinden ulaşarak anaokulunun yapımı için destek istedi. Kampanyayı gören herkes okulun ihtiyaçları doğrultusunda bir şeyler gönderdi. Duygu Öğretmenin başlattığı kampanya 1 ay içinde tamamlandı. Kömürlük adeta özel bir okulun anaokuluna çevrildi. 13 çocuk eğitime başladı.
"Çocukları gördüğümde vicdanım sızladı"
Kampanya sürecini ve kömürlükten çevirdiği okulun serüvenini SABAH'a anlatan Duygu Öğretmen, "Yüz yüze eğitim başlangıcından okula geldim. Atandığımda başka okulda görevlendirme olarak görev yapıyordum. İstiklal Marşı için köye geldiğimde heyecanla kayıt yaptırmak için gelen çocukları gördüm ama sınıfları yoktu. Vicdanım sızladı. Bir şeyler yapmalıyım dedim. Bu kadar öğrenci varken sınıfın olmaması vicdanımı rahatsız etti. İlçe Milli Eğitim Müdürümden izin aldım. Kendi çabalarımla yapmak istiyorum dedim. Çok destek verdiler. Hep beraber el birliği ile çok güzel bir sınıf oluşturduk. Önce milli eğitimimiz mobil ekipleri geldi. Sınıfın boya badanalarını yaptılar. Elektrik tesisatı yeniden çekildi.
Su problemleri vardı. Hepsi çözüldü. Daha sonra kendi arkadaşlarımdan başladım. Sosyal medyadan durumu duyurduklarım oldu. Herkes elini taşın altına koydu. Bu kadar dönüş olacağını düşünmemiştim. Kısa sürede okulumuz neredeyse tüm ihtiyaçları karşılandı ve hatta teknolojik olarak bilgisayar, yazıcı gibi aletlere de kavuştuk. Özellikle Muhtarımız Ahmet Peker ve eşi Torun Abla bizlere çok destek verdi. Biz sınıfı yaparken onlar hiç buradan ayrılmadı" dedi.
Özel okul anaokulu gibi
'Bir hayalle başladı' diyen Duygu Öğretmen; "Ben bir hayal kurmalıyım ki çocuklar daha çok hayaller kursun dedim. Bismillah dedik başladık. Çok güzel bir iş oldu. Çocuklarla artık her gün birlikte eğitim yapıyoruz. Oyunlar oynuyoruz. Hiçbir eksiğimiz yok. Okul öncesi eğitimin önemi herkes tarafından çok iyi idrak edilmeli" diye konuştu.
"Öğretmenlik insanın geleceğine dokunmaktır"
Duygu Öğretmenin kömürlükten dönüştürdüğü ana okulunu Ağrı İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Faruk Tekin'de ziyaret ederek çocuklara masal okudu. Müdür Tekin şöyle konuştu; "İşte öğretmenlik budur. Bir köye gelirsiniz ve o köyün kaderini değiştirirsiniz. Bu gün bu sınıf olmasaydı bu çocuklar evlerinde olacaktı. Ama şimdi en temel ve önemli eğitim olan sınıf öğrencesi eğitimlerini Duygu Öğretmeniz sayesinde alıyorlar ve kendilerini geleceğe yetiştiriyorlar. Bu muhteşem bir gurur. İyi ki varlar. Burada eğitime destek veren eğitim sevdalısı Muhtarımız ve eşine de çok teşekkür ediyorum. Her şey yavrularımızın ve milletimizin geleceği için."
Torun Abla, her sabah soba yakıyor temizlik yapıyor
Anaokulunun yapılmaya başlamasından bu yana en büyük desteklerden birini ise köyün muhtarı Ahmet Peker ve eşi 3 çocuk annesi Torun Peker verdi. Köyün Torun Ablası her sabah öğrenciler gelmeden okula gidip sobayı yakıyor. Sınıfı temizliyor. Yakacakları Muhtar Ahmet Peker getiriyor. Eğitim sevdalısı çift çocukların okuması için ellerinden gelen herşeyi yapıyor. Okuma yazma bilmeyen ve tek hayali okuma yazma olan Torun Peker ise şunları söyledi; "Benim 3 çocuğum var. Hepsi okudu. Ben okuma yazma bilmiyorum. Keşke bende okuyabilseydim. Bu sınıfı öğretmen hanım yaptı. Biz de her gün gelip onlara yardım ediyoruz. Bana da okuma yazma öğretmeye başladılar. Herşey yavrularımızın geleceği için. Onlar yeter ki okusun büyük insan olsunlar. Ben her gün onlara hizmet ederim. Hiçbir beklentimiz yok. Bu öğretmenler annelerinden babalarından ayrıldı geldiler. Bize ne düşerse onu yapmak gerekir" dedi.