Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Daha neler yapmasın ki...

Daha ne yapsın, diyorlar... Partileri yani... CHP...
Halk cahil olduğu için CHP'ye oy vermiyormuş, halk bir okusa herkes koşa koşa oyunu CHP'ye yağdıracak...
Bu kafa hiç değişmiyor.
CHP elinden gelen her şeyi yapıyormuş.
Yolsuzlukları dile getiriyormuş ama kimse aldırmıyormuş.
Muhalefet etmeyi yolsuzluk kovalamak sanıyorlar.
Çünkü herkesi çay içip erken yatan Ankara memuru sanıyorlar.
Medya iktidarın elindeymiş. Onun için söz söyleyecek yer bulamıyorlarmış.
Gazeteleri çarçur, televizyon kanalları dandik, halk ilgi göstermiyor, suçu kendilerinde aramıyorlar.
Tam tersine, öyle bir sallıyorlar ki "en çok okunan gazete, izlenme rekorları kıran kanal" diye, bu balonla önce kendi kendilerini yalanladıklarının farkında değiller.
Sonra da hüsran...Yahu bu kadar okunuyoruz, bu kadar seyrediliyoruz, gene iktidara dönemiyoruz...
Acaba "öncelikle bir programımız olsun" cümlesi hiç akıllarına gelmiş midir?
Koftiden ambalaj sanayii kenti demedik tabii...
Ama yok yok, bu "iktidar kurulta" ya, demek ki arkadan iktidarın kendisi de gelecekmiş.

***

Sol hizip, çıkara çıkara hiçbir karizması, hiçbir özelliği olmayan bir adamcağız çıkarabiliyor.
O da "dünyayı değiştireceğim" diye kendi kendine kanatlanıp uçuyor.
Sağ hizip, "sağa açılacağım" diyor ama son tahlilde siyasi sahtekar olduğu için bunu nasıl yapacağını bilemiyor.
Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday gösteriyorlar, şimdi de Abdullah Gül'ü aday göstermeye kalkıyorlar ama gidip de Ayasofya'da iki rekat namaz kılmayı beceremiyorlar.
Muharrem İnce kadar bile "artistlik" yapmayı bilemediler.
Seccadesini taşın üstüne serdi, rakı göbeğini salıverip namazını kıldı. Keşke içkiyi de bıraksa da seçim geceleri bir daha yamulmasa...
Oysa namazla niyazla ilgisi olmayan kolej kızı Tansu Çiller bile oradaydı.
Acaba çatı adayı ben olur muyum diye bir umut belki de...
Sağcıydı ya doksanlı yıllarda.
Cumhurbaşkanı Çiller, başbakan Akşener...
Her yer bal dök yala, her köşeden nefis yemek kokuları yükseliyor... İlginç bir Türkiye...

***

Ellili yıllarda bir seçim öncesi... 1954 ya da 1957...
İsmet Paşa'ya demişler ki, "paşam, meydan nutkunuzda hiç olmazsa bir kerecik de Allah, peygamber deseniz..."
Peki demiş paşa.
Konuşmuş konuşmuş, giderken de "Allah'a ısmarladık" demiş!
Becerip de binlerce müminle birlikte Ayasofya'da iki rekat namaz bile kılmaya cesaret edemeyenlerin sağa açılmaları da bu kadardır işte.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA