Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Zamansız öten horoz

Yenilmek üzere olunca hemen bir ateşkes vaveylası koparıyorlar.
Tıpkı, çökmek üzere olan PKK'ya çok acıyan ve şimdi barış türküleri çağıran Hasan Cemal gibi.
Ama işine gelince de "silahı bırakmayın canım, niçin bırakacakmışsınız ki"...
Şimdi Ermenistan bozguna uğramak üzere ya, Avrupa bir yandan, Amerika bir yandan, Rusya bir yandan ateşkes istiyor...
Kazanmak üzere olan taraf niçin ateşi kessin?
Ateş kesilsin ki Ermenistan rezil olmaktan kurtulsun, Dağlık Karabağ onun işgalinde kalsın, ölenler de öldükleriyle kalsınlar.
Hem Azerbaycan hem de Türkiye, işgal bitene kadar ateşkes olmayacağını açık seçik bildirdiler.
PKK pes edene kadar bizim burada da barış olmaz.
Kılıçdaroğlu gelmeden de FETÖ'cüler içeriden çıkamazlar.
Acaba Roosevelt ile Stalin, 1945 yılının başında ateşkes ilan etselerdi...
Hitler de yıpranmış ama ayakta kalmış olsaydı...
Acaba Mustafa Kemal Paşa, 1922 yılı başında "düşmanı Sakarya boyundan püskürttüm ya bana bu kadarı yeter, şimdi barışma vaktidir" deseydi de Ege bölgesi Yunanistan'da kalsaydı...
Az biraz taviz verirlerdi tabii canım, örneğin Kütahya'dan çekilirlerdi!

***

Kazanmak üzere olup da ateşkes kararına uyan tek lider Ecevit'tir.
Orduyu Girne-Lefkoşa arasında daracık bir bölgeye sıkıştırdı ve bir ay boyunca orada tuttu, böylece "ikinci harekat" da kaçınılmaz hale geldi.
Böylece de bütün dünyayı karşımıza aldık, "Yunanistan'a ve Kıbrıs'a demokrasi götüren kahramanlar" görüntüsünden birdenbire "işgalci" konumuna düştük.
Ayşe tatile çıkmıştı ama mevsim geçince çıkmıştı...
Ne büyük adammış vallahi!
Hasan Cemal o zaman ne yazmıştı, hatırlamıyorum.

***


Dinozor fosili

Gorbaçov gene piyasaya çıkmış, epey yaşlanmış ve şişmanlamış olarak...
"Emekli başkan" tertibinden ayda 800 ruble mi ne veriyorlar, üstünü kitap ve konferans gelirleriyle tamamlıyor. Eh, hanım da öldü ya, tek kişi...
"Sovyetler Birliği'ni koruyabilseydik dünya daha güzel bir yer olurdu" gibilerden bir laf etmiş.
Oysa Kızılordu'yu elinde tuttuğu bütün ülkelerden çeken de kendisi.
Hem imparatorluğu kendin yıkacaksın, hem de keşke yıkılmasaydı diye ağlayacaksın...
Gorbaçov, Rusya'nın ve bütün sömürgelerinin komünizmden "demokratik sosyalizme" doğru "evrilebileceğine" samimi olarak inanıyordu.
Bunu Türkiye'de de bekleyen çoktu.
Rus işgali altında olan ülkelerin bunu pek sevdiklerini ve boyunduruktan kurtulmak istemeyeceklerini de sanıyorlardı.
Bunun olamayacağını görmek için siyaset bilimcisi olması gerekmezdi, halkın arasına şöyle bir karışıp dolanması yeterliydi. Ama bunu yapamazdı.
1991 yılında Moskova'ya gitmiştim, halktaki "derin sosyalizm nefretini" görünce ben de çok şaşırdım. Bu kadarını beklemiyordum.
SSCB'nin son diktatörü oldu.
Trump'ın da ABD'nin son başkanı olacağına dair kehanetler var... Baba Vanga falan...
Hayırlısı.
Dünyanın beşten büyük olduğu o zaman anlaşılır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA