Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Sıktı ha

Bazı çokbilmişler vardır, "şimdi Internet var, gazete almaya gerek kalmadı" derler.
Böyle deyip, okuduktan sonra kapının önüne attığım gazeteleri gizli gizli toplayan komşu da görmüştüm. Vazgeçemiyordu!
Bu Internet işine, yani site kurmaya gazeteler bir heves girişmişlerdi, "trend" öyleydi... Havası vardı...
Bahane olarak da "yurt dışındaki okurlara ulaşmak" gösteriliyordu...
Fakat kendi ayaklarına nasıl bir kurşun sıktıklarını kısa sürede anladılar.
Çünkü siteyi yalnız yurt dışındakiler değil yurt içindekiler de ziyaret ediyordu... Bunu engellemenin imkanı yoktu.
"Paralı" yapmayı deneyenler çıktı, yürümedi. Bedavası dururken kimse onlara para vermezdi.
Şimdi de vermiyor.
Beleşin tadını alan bir daha bakkala gitmiyor.
Zaten artık bu işin geri dönüşü de yok, kanun var, site kurmaya mecbursun.
Oraya da gazetenin bütününü koyacaksın tabii, ıspanaklı yumurta tarifiyle yetinemezsin.

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Bu "yeni tür gazete okuma", hem harcanan süreyi çok uzatıyor, hem de birçok ayrıntıyı gözden kaçırmaya yol açıyor.
Gazeteyi şöyle elinle tutup iki sayfaya açtığın zaman bir çırpıda göreceğin birçok haber, fotoğraf ve yoruma ulaşmak için burada "zahmete" katlanman gerekiyor. Ekranın neredeyse her köşesine ayrı ayrı tıklayacaksın. Girip girip çıkacaksın. Gene de birçok şeyi kaçıracaksın.
Böylece bıktırıcı, hatta küfür ettirici reklamlarla baş başa kalırsın.
Sanal reklamın artık iyice suyu çıktı.
Alttan, üstten, sağdan, soldan, köşeden, her yerden zırt diye giriyorlar.
Üste "bindirme" yapanlar da var. Asıl metni gölgeleyip baskın çıkıyorlar.
Hemen kurtulamıyorsun, klip oynatıyorlar ve o kaçınılmaz "bilmemkaç saniye sonra reklamı geçebilirsiniz" ibaresiyle karşılaşıyorsun.
Kapatıp açmak, yani siteden hemen çıkıp tekrar girmek bir çözüm...
Fakat o zaman da karşına bir başka reklam çıkıveriyor.
İşin öyle tadını kaçırdılar ki çoğu zaman birkaç reklam birbiri üstüne biniyor, tek tek "temizlemek" zorunda kalıyorsun.
Eh o zaman da o siteyi "okumaktan" bıkkınlık geliyor. Lanet olsun deyip kapatıyorsun.
Ben kendi kendime şöyle bir yol tutturdum: İster uzun olsun ister kısa, ister küçük olsun ister büyük, hiçbir reklama, ama hiçbir reklama bakmıyorum. Kafamı çeviriyorum, kimi zaman gözlerimi kısıyorum. Görmemek için.
Vakitten tasarruf sağlamıyor ama hiç olmazsa onlara kendimce böyle bir "ceza" vermiş oluyorum.

***

Bir de "beleşçi siteler" var tabii.
Beş kuruş harcamadan bütün gazetelerden bütün yazarları "iktibas" edenler var... Yağmalıyorlar... Kes yapıştır, gelsin "tıklar" ve de reklamlar ve de paracıklar...
Hiçbir gazete kılını kıpırdatmıyor, müdahale etmiyor, "malımı çalıyorlar" diye sanal suçlar şubesine gitmiyor.
İyi. Böyle böyle batarsınız.
Bizim için farketmez oğlum, bizim emekliliğimiz geldi. Bu dünyada misafiriz. Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizlersiniz, siz düşünün.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA