Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Milli silah devrimimiz ve içimizdeki Fransızlar

Arazileri ve üretim kapasitesi dahil nerdeyse bütün maddi varlığı Almanya'ya ipotek edilmiş...
Limanları Çin'e kiralanmaya başlanmış...
Yeni ABD askeri üsleri yapılmaya başlanmış..
Ve şimdi de Fransa tarafından Akdeniz'de üzerimize doğru itilen Yunanistan...
Neymiş?
Dev bir silahlanma hamlesi yapacakmış!
Nasıl?
Beş yıla yayılan ve muhtemelen toplamı on milyar doları bulacak bir satın program çerçevesinde...

***

Tabloya bakınca, "Büyük bir keriz silkeleme operasyonu!" dememek imkansız.
Ama bir yandan da...
Batı'nın "stratejik aklı"nın yüz yıl öncesinden çok farklı bir noktada olmadığını da gösteren bir tablo.
Akdeniz'i kontrol etmek ve Anadolu'nun dirilişini durdurmak için akıllarına "kullanışlı Yunanistan" hamlesinden ötesi gelmiyor.
Geçmişte onlara büyük bir hüsran yaşatmış ve geleceği de olmayan bir proje...
Bu seferki farkı, projeye "küreselci" bir nitelik kazandırılmış olması.
Daha doğrusu...
Fransa'nın yanına başka Akdeniz devletlerini de alarak etrafa attığı "Bir Kuşak Bir Yol gerçek olacaksa, bu ancak bizimle olur" havası...
Özünde hava civa!
Çünkü bölgede "oyun" daha yeni başlıyor.

***

İşin bu yönünü daha fazla uzatmadan sözü bizim "içerideki Fransızlar"a getirmek istiyorum.
Şöyle bir geçen iki, üç yılı zihninizde tarayın...
Özellikle milli silahlanma hamlelerimizle ilgili muhalefet medyasının dediklerini hatırlamaya çalışın...
"S-400'leri almayalım, NATO üyesiyiz, ayıp olur."
"Uyduruk bir tank yapmak için fabrikayı Katarlılara peşkeş çektiniz!"
"Tanka motor bulamadınız, ha ha ho ho!"
"SİHA'lar insan haklarına aykırıdır."
"Kirpilerin lastikleri patlıyor, bu mu bizim savunma sanayiimiz?"
"Füze mi? Adamlar yapıyor zaten, parasını verip alalım."

***

Bu adamların dillerinin altındaki bakla şimdi çok daha net biçimde açığa çıkıyor.
Elbette bunlara bakıp içinizden "Bu kadar satılmışlık olur mu?" diye de geçiriyorsunuzdur.
Haklısınız.
Şimdi milli silah hamlemizle ilgili tabloları açıp göz gezdirmenizi isterim...
Tam zamanıdır!
Türkiye'nin özellikle son dört yılda nasıl canını dişine takarak bir devrim gerçekleştirdiği orada görülüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA