Tam bu zamanda...
Ukrayna-Rusya çatışması patlak vermişken...
"Türkiye bir NATO üyesi olarak S-400 hava savunma sisteminden acilen kurtulmalı" diyen politikacılar...
Kimlerdir?
Daha can alıcı bir soru haline getireyim...
Nereli olabilirler?
***
Dünyadan haberi olup da Türkiye'deki politik yapıyı pek tanımayan bir yabancıya yöneltsek bu soruyu...***
Ülkesine en ağır biçimde dışarıdan baskı yapılmasını isteyen ve bağımsızlık fikrini çoktan terk etmiş bir politika çizgisinin parlamenter rejim talebini TV'lerde saatlerce konuşmanın ne âlemi var!
Adamlar, memleketin anahtarını ABD senatosuna bırakacaklar neredeyse...
Ama istiyorlar ki, işi gücü bırakıp parlamentoyu güçlendirmeyi tartışalım.
Bizimkiler de dert anlatmaya çalışıyor; koalisyonlara kapı açmayalım, demokrasi asıl böyle güç kaybeder falan diye...
Ne saçmalık, nasıl bir hata!
Oysa acil meselemiz şunlardır...
Devleti pekiştirmek, ülke sınırlarını tahkim etmek ve pandemi boyunca "sade insan" ile devlet arasında açılan mesafeyi tekrar kapatmak...
***
ORTA SINIFLARA SON DARBE
Ukrayna-Rusya çatışması upuzun ve acılı bir süreç olacak...
Anglosakson aklı belli ki hesabını çok etkili bir dünya savaşı atmosferi oluşturmak üzerine yapmış...
Sıcak savaş çıkarmadan savaş sonuçlarını elde etmek...
Tutar mı, orası karışık ama plan bu...
Durum, tarih sahnesinin yeni gücü "küresel tekno-feodalizm"in vizyonuna da uygun düşüyor...
Bu atmosfer uzun sürerse, Rusya ve Avrupa çok ciddi biçimde yara alacak.
Bir anlamda küme düşecekler.
Ama esas hikâyeye gelelim...
Asıl hapı yutacak olan orta sınıflar olacak.
Pandemi orta sınıflara "güle güle" demişti, anlamak istemedik; ülkeler "Bir nokta gelir, yırtarız" diye düşündü.
Bilinen bütün 20. yüzyıl gelişme modelleri, orta sınıfların refahı üzerine kuruludur.
Şimdi o yol kapanıyor; kapatılıyor.
Yenisi nasıl olacak?
Bunları hem konuşacağız, hem de yaşayacağız.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
