Cumhurbaşkanı Erdoğan "Müjdeli bir haber vereceğim" dedikten sonra kamuoyuna yansıyan tepkiler şaşırtıcı değil miydi? Örneğin bazılarının "Ya gerçekten müjdeli bir haber varsa" içerikli endişeleri ayyuka çıkıyordu. Bunlar Türkiye'nin ekonomik kaderinin olumlu yönde değişebileceği ihtimaline karşı "Olsa olsa AK Partililer bu müjdeden mutlu olabilir" içerikli yorumlar yapmaktaydılar. Olumlu ve iyi bir haberin duyulabileceği ihtimali bunları perişan etmekteydi.

Amerika var ya...
Bir diğer kesim de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklayacağı müjdeli haberin içeriği ne olursa olsun, sonunda Amerika'nın Erdoğan'ı devirmek için harekete geçeceği beklentisini seslendirirlerken, müjdeli haberdeki durumun Erdoğan'a yaramayacağını söylüyorlardı. Özellikle FETÖ'ye yakın çevreler ise, müjdeli haberin konusu ne olursa olsun, bunun Erdoğan'a yaramaması için gerekli bedduaların şu anda Hocaefendi tarafından Amerika'da seslendirildiğini duyuruyorlardı.

Garip bir muhalefet
Kısacası kendi memleketlerine bu kadar yabancı ve hatta düşman bir muhalif kesim, herhalde dünyada eşine az rastlanır bir yoğunluktadır. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetimindeki her başarısı bu kesimi mateme sürüklüyor. Yapılan işler, başarılı icraat ve atılan adımlar, bunlar için felaket haberleri biçiminde yorumlanıyor. Yani bu kesim varken, Türkiye'nin düşmana ihtiyacı yoktur.

Ayıplı geçmiş
20'nci yüzyılın ikinci yarısında bir başbakanı ve iki bakanı idam etmek gibi bir ayıbın bu topraklarda sergilendiğini bu kesimler hiç hatırlamıyorlar. Coğrafi komşularımız Irak, Suriye ve Lübnan'ın yaşadıklarını hiç düşünmüyorlar. Türkiye'deki bir iktidar boşluğunun kimler tarafından doldurulacağı ihtimalini hiç değerlendirmiyorlar ve 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü sanki hiç olmamış gibi bakıyorlar olaylara...

Kem gözler
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Müjdeli haber" konulu açıklaması, sözünü ettiğimiz kesimlerin aymazlıklarını yine su yüzüne çıkardı. Bunların kem gözlerinden kendimizi korumak için her şeyi yapmalıyız.