Dünyayı esir alan salgın kabusu "yardımlaşma, paylaşma ruhumuzu" da ayağa kaldırdı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı milli dayanışma kampanyası altın zincire dönüştü. Hepimize tek bir ağızdan "Biz bize yeteriz. Haydi Türkiyem" dedirtti. Gördük ki, toplum olarak böyle zamanlarda gerçekten duyarlıyız. Evinden çıkmayan Ayşe teyzemden iş insanlarına kadar her kesim ülkesi için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kimi kiracısından kira almıyor, kimi işe gitmeyen komşusuyla ekmeğini paylaşıyor. Bazı sanatçılar internet konseriyle evdekilere moral veriyor. İnsan yardım ettiği, sevdiği kadar yaşadığını hisseder. Hiçbirimiz herkesin hayatını değiştiremeyiz ama en azından bir kişinin bu süreci kolay atlatmasına yardımcı olabiliriz. Uzağa değil yakın çevrenize bakın yeter. Haydi, siz de şu zorlu günlerde bir kişinin hayatına dokunun!
Cumhurbaşkanlığı, Sağlık Bakanlığı, Koronavirüs Bilim Kurulu başta olmak üzere devletin bütün birimleri salgınla mücadele sürecinde gecesini gündüzüne katmış durumda. Bu savaşta cephenin önünde canı pahasına savaşan doktorlarımız, hemşirelerimiz, sağlık çalışanlarımız için ne yapsak azdır. Ankara'da da iş insanları sağlık çalışanlarının temel ihtiyaçlarını karşılamak için seferber. Ankaralı sanayicilerden, esnafa, Limak'ın da aralarında yer aldığı birçok şirket tıbbi eldiven ve maske gibi sağlık ekipmanları konusunda hastanelere destek veriyor. Ankara Sanayi Odası, Bilkent Şehir Hastanesi'ne ilk etapta 300 maskelik (N99.5) destek gönderirken, boğazdan numune almak için Çin'den 20 bin adet pamuklu kültür çubuğu siparişi verdi. Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran ve Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir'e ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Pursaklar İlçe Sağlık Müdürlüğü'nde Dr. Özlem Sarıca Saraçoğlu başta olmak üzere doktor arkadaşlarımla ihtiyacı olan aile sağlık merkezlerine göndermek için eş, dost katkısıyla yürüttüğümüz minik kampanyaya destek verdiler. Gürsel Bey'in kiracılarından da kira almadığını duydum. Ne mutlu! Devletimiz tabii ki bütün sağlık çalışanlarımız için bütün imkânlarını seferber etmiş durumda, bütün ihtiyaçlarını karşılıyor. "Eller çoğaldıkça yük hafifleşir" diyerek biz gücümüz yettiğinde bu mücadeleye katkı verelim. Unutmayalım ki gerçek yardımseverler parasını değil kendisini adar. O halde, gücümüzü ve gönlümüzü bağışlamanın tam zamanı. Biz bize yeteriz Türkiyem!
