Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAZAL ATEŞ

Anadolu’nun sağlık üssü

Yazdık, çizdik, haykırdık; Salgın henüz bitmedi, ikinci dalga riski var! Hemen unutuverdik. Çayıra, çimene, düğüne, bayrama, sahile saldık kendimizi. Başkent meydan, sokak ve caddelerinde de yaz boyu benzer manzaralar. Toplu taşıma araçları, sokaklarda maske takmayı bıraktık, akraba, komşu ziyaretlerine başladık…Nitekim vaka sayısında başı çeken kent oluverdi. Nerede kaldı kontrollü sosyal hayat? Virüse karşı her gün basa basa altı çizilen kurallar! Tüm yaşamamızda minimal temas zorunlu dedikçe halaylar çekildi, taziye ziyaretleri sürdü. Yakın temas kaynaklı ani ve çoğunlukla lokal artışlar görülmeye başladı. Kazanımlar bir bir havaya uçmaya başladı. Evde geçen onlarca günün ne kıymeti kaldı? Canını ortaya koyan sağlık çalışanlarımızın yüzüne nasıl bakacağız? Artık çember daraldı her birimizin yanı başında bir yakını, komşusu, arkadaşı karantina altında. Deniz hala dalgalı! Dikkat etmezsek bu dalga bizi kıyıdan uzaklaştırır. Konfüçyüs ne de güzel söylemiş "Uzağı düşünmeyen adam, acıyı yanı başında bulur."

Kontrolsüz kalabalık yüzünden ortaya çıkan bu tablo başkentte özel çalışmayı zorunlu kıldı. Bu artışın birçok nedeni var; Ankaralılar tatilde, gittikleri memleketlerinde enfekte oldu, dönünce birbirine bulaştırdı. Başka illerle trafiğin yoğun olması etkili oldu. Bu kentin Anadolu'nun sağlık üssü olduğu gerçeğini de eklemek gerek. Çevre illerden çok sayıda hasta tedavi için geliyor. Yaklaşık 2 bin ekip, 8 bine yakın kişi denetimde. Hastaların önemli bir kısmına ilaç verilerek evde tedavi ediliyor. Şu sıralar salgının seyri yatay çizgide. Filyasyon ekipleri salgının kaynağına inerek erken tedavi, izolasyonla salgının kontrolüne büyük katkı sağlıyor. İlaçlar hastalara ya hastanede ya da evlerine götürülerek erken tedavi olmaları sağlanıyor. Mesai ve toplu taşıma kuralları, HES kodu kullanımı, maske zorunluluğu gibi idari tedbirlerde büyük hassasiyet gösteriliyor. Okullar da dün açıldı. Tüm önlemlere karşın vaka sayısında okul kaynaklı artış olup olmayacağı da yakından izlenecek. Hayatı sevdiklerimizle yaşamak istiyorsak tedbiri elden bırakmak yok. Atatürk'ün dediği gibi "Felaket başa gelmeden önce önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır, geldikten sonra dövünmenin bir yararı yoktur."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA