Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Günün pankartı

Konfüçyüs... Milat öncesinde yaşamış Çinli filozof... Bir sözü var ki, pankart yap, CHP Genel Merkezi'ne götür ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun makam odasının duvarına as: "Ya bir yol bul, ya bir yol aç ya da yoldan çekil."
Kılıçdaroğlu, siyasi hayatının en zor dönemini yaşıyor.
Ortalığın sakinleşmesini bekliyor, zaman kazanmaya çalışıyor.
Ama... Ne yaparsa yapsın, bu saatten sonra işi zor... Çok zor.

***


Acı gerçek
Turgut Özal'ın sözüdür... Bir siyaset klasiği:
"Siyaset, çuvalı patlatmadan kamyondan indirmektir."
Kılıçdaroğlu, her ne kadar kabul etmek istemese de... 28 Mayıs'ta çuvalı patlattı.
Öfkelenmek... Düne kadar kendisini destekleyen yazarları azarlamak... Köylü seçmeni suçlamak... Yenilgiye mazeret aramak... Gerçeği değiştirmiyor.
Çuval patladı bir kere.

***


Tarihi mektup
Türk siyaset tarihinin akışını değiştiren seçim:
14 Mayıs 1950.
Tek parti iktidarı sona erdi... Ve yeni bir dönem başladı... Demokrat Parti/Adnan Menderes dönemi.
Cumhurbaşkanlığı görevi sona eren İsmet İnönü'nün, yurtdışındaki oğlu Erdal'a yazdığı mektuptan satırbaşları:
Fena nispette kaybettik.
Niçin kaybettik? İnsaflı insafsız bin bir sebebi var.
Fakat en başta geleni değişiklik arzusudur.
Bu da milletlerin hem masum hem tabii bir arzusudur.
(İsmet İnönü... Yaşamı, Dönemi ve Kişiliği... Sayfa 309... Şerafettin Turan... Bilgi Yayınevi.)
Bugün... CHP tabanı... CHP'ye gönül ve oy veren kesim... Değişim istiyor... "Masum ve tabii bir arzu."

***


Uzun sözün kısası
İnönü Vakfı arşivinden... Ve yine Şerafettin Turan'ın kitabından (sayfa 462) bir anekdot.
12 Ekim 1969 seçimleri... Adalet Partisi, yüzde 46.6... Cumhuriyet Halk Partisi, yüzde 27.4.
Süleyman Demirel, Başbakan... İsmet İnönü, ana muhalefet lideri.
İnönü'nün, Başbakan'a çektiği telgraftan bir cümle:
"Millete yüce hizmetler yapmanızı dilerim."
Budur... Siyaset de, siyasi nezaket de, devlet adamlığı da... Budur.

***


İşte eleştiri
Büyük Kurultay... 17 Kasım 1947'de başlıyor... 4 Aralık'ta sona eriyor... 19 gün.
CHP'de... 1946'da... Türkiye'de ilk kez çok partili yapılan seçim sonuçları konuşuluyor... Ve partinin hâli... Eleştiriler zehir gibi... Örneğin:
Delegelerden Rasim Eker:
- Parti ile seçmen arasındaki bağ zayıflamıştır.
Trabzon delegesi Kemal Kefeli:
- Vatandaşın partimize olan sevgisi sarsılmıştır.
Maraş delegesi Emin Kapusuzoğlu:
- Parti merkez yönetimi kış uykusuna yatmıştır.
Bunları... Ve daha ağırlarını söyleyenlerin hiçbirinin sözü kesilmedi... Hiçbiri partiden ihraç edilmedi.

***


Atatürk... 'Ortak değer'
Madem eski kurultay tutanaklarına göz gezdirdik... Son bir örnekle noktayı koyalım.
Dokuzuncu kurultay... 26 Kasım 1961.
CHP tüzüğüne, "Atatürk, CHP'nin ebedi şefidir" maddesi eklenmesine dair önerge veriliyor.
Önerge, tüzük komisyonunda görüşülüyor.
Tüzük Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Tahsin Bekir Balta, "Atatürk, bütün milletin, bütün partilerin ortak değeridir" diyor... Ve önerge reddediliyor.
Sonra... Aynı öneri, 120 delegenin oyuyla tekrarlanıyor... Bu defa, İsmet İnönü de önergeye destek veriyor.
Ve... Önerge, üç ret oyuna karşılık çoğunlukla kabul ediliyor.
1. Atatürk... Prof. Tahsin Bekir Balta'nın dediği gibi milletin... Bütün partilerin ortak değeri.
2. Tüzüğe, Atatürk maddesini ekleyince ne oldu? CHP seçim mi kazandı? Tüzük değişikliği sonrası yapılan ilk seçimin sonucu... 10 Ekim 1965... CHP... İkinci parti... Yüzde 28.7.
Adalet Partisi... Yüzde 52.9...
Rekor... Bugüne kadar bu yüzdeye ulaşan parti yok.
Özetle... Büyük Atatürk'e saygıda kusur etmeyelim.
Atamızı... Günlük parti siyasetine de alet etmeyelim.

***


Turan Hoca rahmet istedi
Kurultay... 24 Mayıs 1979... Kürsüde Prof. Turan Güneş... Eski Dışişleri Bakanı.
Genel Başkan Bülent Ecevit'in gözlerine bakarak konuşuyor:
- Sayın Genel Başkan... Siz partinin her kademesine ölüm sessizliği getireceksiniz, sonra da bunun adına demokrasi diyeceksiniz... Ben bunu kabul etmiyorum.
1. Günümüzde... Kılıçdaroğlu'nun yüzüne karşı bunları söyleyebilen CHP'li var mı?
2. Prof. Güneş böyle konuşunca disipline verilmedi... İhraç edilmedi.

***


Bedel
Kemal Kılıçdaroğlu, "Erdoğan nefretine endeksli" siyasete bel bağladı... Ve... Sırf, "Erdoğan gitsin" diye, temelde köklü ayrılıkları olan bir cepheyle ittifak yaptı... Gecekondu gibi... Temelsiz bina inşaatı gibi.
28 Mayıs... Fiyasko... Yanlış politikanın iflası. Elbette bir bedeli olacak.

***


Y-CHP... Bir acayip bilmece
Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan seçildikten sonra...
"Y-CHP" diye, ne olduğu belirsiz bir siyaset üretildi... Yeni CHP.
Aradan yıllar geçti... Gelinen nokta:
Y-CHP... Eskisinin gerisine düştü.
Şimdi... Şapkayı önüne koyup düşünmek yerine... Gazeteciyi, danışmanı, köylüyü suçlamak neden?

***


Antika
Metin Toker... Bir dönemin ünlü Haftalık Aktüalite Dergisi AKİS'in sahibi... İsmet İnönü'nün damadı... Cumhurbaşkanlığı Kontenjan Senatörü.
CHP'nin içinin yine kazan gibi kaynadığı bir dönemde...
8 Nisan 1967'de (AKİS-Sayı 668... Sayfa 14) aynen şöyle yazmıştı:
"Şu anda herhalde herkes, bu CHP nasıl, ne antika bir parti diye merak etmektedir."
Aradan 56 yıl geçti... Ne değişti?
Yine... Herhalde, herkes, bu CHP nasıl, ne antika bir parti diye merak ediyor.

***


Ve son... 'Jübile vakti'
Sahneye çıkıp da şarkı söylemeyi beceremeyen ya saz heyetini suçlar, ya ses düzenini ya da kendisini dinleyenleri.
Kemal Kılıçdaroğlu... Beceremedi... Başaramadı.
Şimdi onu, bunu, şunu suçlamanın kime, ne faydası var?
CHP Genel Başkanı, siyaseti köşe kapmaca oyununa çevirdi.
Ve oyun bitti.
Oyun arkadaşları... Saadet... DEVA...
Gelecek... Demokrat Parti... Köşeleri kaptılar.
Oyun kurucu ise... Açıkta kaldı.
Bu saatten, ağır faturadan sonra, dar alanda kısa paslaşmalarla ayakta kalmaya çalışmak... Nafile çaba.
Zaman... Tribünlerin öfkesi ve tepkisi daha da artmadan jübile vakti.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA