Seçimin üzerinden haftalar geçti... İktidar, yoluna devam ediyor... Muhalefette durum ise... Semaver gibi... Fokur fokur kaynıyor... En başta da CHP.
Fıkra bu ya... Öğretmen, derslikte sormuş:
- Ayşe... Büyüyünce ne olacaksın?
- Doktor.
- Ya sen, Ali?
- Mühendis olacağım.
Sıra Temel'e gelmiş... Babası, CHP milletvekili olan küçük Temel, aynı soruya karşılık demiş ki:
- Muhalefet olacağım öğretmenim.
***
KAVGA MANZARALARI
Önümüzde yerel seçimler var... Er meydanı.
Partiler yarışacaklar... Halktan oy isteyecekler.
Anadolu'da meşhur sözdür:
"Kavgalı eve kız vermezler."
CHP'de baba ile oğul... Belediye başkanı ile genel merkez yöneticisi, neredeyse saç saça baş başa.
Kavgalı eve kızını vermeyen, kavgalı partiye oy verir mi?
***
SABIR... HAZIM
Siyasette sabır önemlidir... Hazım da öyle.
Eleştiriye karşı hazımlı olacaksınız... Ve de sabırlı.
Öfkelenmek... Hemen disiplin mekanizmasını çalıştırmak... Eleştireni partiden atmak yok.
"Kurşun ata ata biter" misali... Onu bunu ata ata bir de bakarsınız ki, parti bitivermiş.
CHP... 10'uncu Kurultay... 22-27 Haziran 1953.
Genel Başkan İsmet İnönü'nün tüzük değişikliği önerisi eleştirildi... Oylama yapıldı ve reddedildi.
İnönü, kimseye kızmadı... Kimse disipline verilmedi... Kimse partiden ihraç edilmedi.
***
BUYURUN DÜELLOYA
Hatırlar mısınız?.. Yıl 2000... Kemal Kılıçdaroğlu ile Bülent Arınç birbirlerine girmişlerdi... Karşılıklı sert sözler söylemişlerdi.
Gazeteciler Kılıçdaroğlu'na sordular:
- Arınç ile düelloya var mısınız?
- Evet... Varım.
Aynı soru Arınç'a da soruldu... Yanıt:
- Kılıçdaroğlu benim muhatabım değil.
Ve... Geldik bugüne.
Soruyu güncelleştirmek gerekiyor.
CHP'deki iç çekişmenin tarafları...
Düelloya var mısınız?
***
DEVEKUŞU MİSALİ
Metin Toker... Gazeteci... Bir dönemin ünlü siyasi dergisi AKİS'in sahibi... İsmet İnönü'nün damadı... Eski Cumhurbaşkanlığı Kontenjan Senatörü.
1954 seçimleri... CHP kaybetti.
Partinin bazı yöneticileri, halkı suçlamaya başladılar.
Halkın kandırıldığını söylediler, yazdılar.
Metin Toker... AKİS... Mayıs-1954... Okuyalım:
"Demokrat Parti'ye oy veren seçmeni kandırılmış saymak yanlış... Bu devekuşu gibi başı kuma sokmak olur."
Ve... Bugünkü manzaraya bir bakalım... Başını kuma sokan o kadar çok ki.
***
KAYBEDEN KİM?
Kamran İnan... Diplomat... Senatör... Milletvekili... Bakan... Rahmet istedi.
Siyasete veda ettikten sonra anılarını yazdı...
Siyaset Yılları... Timaş Yayınları... 2003.
Sayı 321... Kamran İnan diyor ki:
Batı'da seçimi kaybeden lider gider.
Bizde arka arkaya beş seçim kaybeden lider kalır, başkaları gider.
Genel başkanın lügatinde istifa yoktur.
Kaybedilen seçimlerin sorumlusu o değildir... Seçmendir... Millettir.
***
FAİK ÖZTRAK
Lozan Antlaşması... Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde oya sunuldu.
Oylamaya 227 milletvekili katıldı.
Kabul... 213.
Ret... 14.
Lozan Antlaşması'na ret oyu veren 14 milletvekilinden biri... TBMM tutanaklarında yazılı:
Faik Bey... Tekirdağ Milletvekili.
Faik Bey kim? CHP Tekirdağ Milletvekili, Parti Sözcüsü Faik Öztrak'ın dedesi.
İsmet İnönü'nün imzaladığı, Atatürk'ün onayladığı Lozan'a ret oyu verdi diye Faik Bey, CHP'den dışlanmadı... Cezalandırılmadı.
Milletvekilliği devam etti.
Sonra... Oğlu milletvekili oldu... Bakan oldu... Orhan Öztrak.
Şimdi de torunu, CHP'nin A takımında.
***
KAPRİS PARTİLERİ... SONUÇ FİYASKO
Partide ortalık toz duman olunca... Bölünme... Yeni parti kurma konuları da konuşulmaya başlandı... Doğaldır.
Geçmişte de böyle şeyler çok oldu.
Ama sonu... Hüsran... Hüsran... Yine hüsran.
Kimse, benim adım şu... Ben şöyle görevlerde bulundum... Parti kurar iktidar olurum hevesine kapılmasın.
Turgut Özal gibi bir siyaset devinin kardeşi parti kurdu da ne oldu?.. Fiyasko... (Yusuf Bozkurt Özal-Yeni Parti... 1993.)
Özal'ın müsteşarı, milletvekili, bakanı Hasan Celal Güzel'in partisi... Fiyasko... (Yeniden Doğuş Partisi... 1992.)
Adnan Menderes... Anıt adam... Oğlunun partisi... Al sana bir fiyasko daha... (Aydın Menderes-Büyük Değişim Partisi-1993.)
Tuğrul Türkeş... Başbuğ Alparslan Türkeş'in oğlu... Kurduğu partinin yerinde yeller esiyor... (Aydınlık Türkiye Partisi-1998.)
Diyeceğimiz o ki... "Ona kızdım... Lidere küstüm... Parti kurarım... İktidara gelirim" diye kimse düşünmesin... Hayal... Hikâye... Akıntıya karşı kürek.
Mayıs ayında yapılan seçimde görmedik mi? Kapris partileri ne yapabildiler ki?
***
SEN MİSİN DOĞRULARI YAZAN?
Yeni bir moda çıktı... Eleştiren, "tu kaka".
Aforoz... Linç... İşinden olan bile var.
Eleştiri sadece bugüne mahsus değil ki... Eleştirilmeyen lider yok ki... CHP liderleri de geçmişte az eleştirilmedi ki.
Doğruyu söyledi/yazdı diye gazeteciyi köy köy kovalamak... Dokuz köyden kovmak niye:
Yılmaz Özdil... Defalarca yazdı... "AK Parti ne zaman zorda kalsa imdadına CHP yetişiyor."
Rahmetli Bekir Coşkun... Cumhuriyet Gazetesi, 3 Mayıs 2012... "CHP bir türlü ana muhalefet partisi olamadı."
Melih Âşık... Milliyet, 25 Şubat 2012... "Çatışmacı parti algısını kırma adına CHP, AK Parti politikalarının peşinde sürükleniyor."
Kadri Gürsel... Milliyet, 6 Mayıs 2012... "Tayyip Erdoğan ve partisi, Y-CHP gibi bir ana muhalefeti arasa bulamazdı."
Yeter mi?... Devam edelim mi?
***
AFİŞLERİN DİLİ
Madem geçmişten söz ettik... Derin kazıya devam edelim mi?
1954 seçimleri... Demokrat Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi yarışıyorlar.
İki karizma... Adnan Menderes ile İsmet İnönü karşı karşıya.
Afişler... Sloganlar... Birer örnek verelim. Demokrat Parti'nin afişi:
"Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı.
Halk Partisi'ne kim öğretti böyle tenkit yapmayı?"
Cumhuriyet Halk Partisi'nin afişi:
"Altın 1950'de 36 lira... 1954'te 56 lira... Paramız durmadan eriyor."
***
SUÇLU, AYAĞA KALK
Uzatmayalım... CHP, eski sosyal demokrasi türkülerini şimdiki dille söylüyor.
Kendisini güncelleyemiyor.
Türk siyasetinin altyapı analizini yapamıyor.
Aydın/bürokrat partisi görüntüsünü aşamıyor.
Özetle... CHP için önemli olan seçimi kazanmak ya da kaybetmek değil...
Suçu kime yükleyeceğini bilmek.
