Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERHAN AFYONCU

150 yıllık hayal gerçek oldu

Osmanlı topraklarındaki petrol arama çalışmalarına 19. yüzyılın son çeyreğinde başladık. Petrol ilk olarak o dönemde Osmanlı toprağı olan Irak’ta bulundu. Daha sonra petrol çıkarılan yer ise İskenderun oldu. Karadeniz de 1893’ten itibaren petrol aranan, ancak istediğimiz neticeyi alamadığımız bölgelerdendi. Hayallerimize önceki gün ulaştık...

Türkiye'nin çoğunluğu yerli uzmanlardan oluşan ve kendi teknolojik imkânlarını kullanarak Karadeniz'de doğalgaz bulması enerji ihtiyacımızın karşılanması için atılmış önemli bir adımdır. Yerli imkânlar, uzmanlar ve yurtdışı tehditlere rağmen geri adım atılmadan aramalara devam edilmesi Türkiye'ye başarıyı getirmiştir. Bu, ülkemizin her kesiminin sevinçle karşılaması gerekli bir başarıdır. Bunu küçük görmeye çalışmak izah edilebilecek bir durum değildir.


Midhat Paşa

OSMANLI'DA PETROL ARANIYOR
Petrol, insanlık tarihinde çok eskilerden bu yana biliniyordu. Ancak bilinen bir madde olmasına rağmen 19. yüzyılda sanayiyle birlikte hayati kaynaklardan biri hâline geldi. Dünyada modern manadaki ilk petrol kuyusu 1859'da Pennsylvania'da açıldı. Bundan sonra dünyanın birçok yerinde petrol arama çalışmaları başlatıldı ve yeni kuyular kazıldı. Osmanlı topraklarındaki petrol arama çalışmaları İdris Bostan, Fatih Başgül ve Deniz Akpınar tarafından incelenmiştir.



Midhat Paşa, 1869-1872 arasında Bağdat valiliği yaptığı dönemde bölgedeki petrol kaynaklarının ortaya çıkarılması için yoğun bir mesai harcamıştı. Bulunan petrol numunelerini incelenmek üzere Londra'ya gönderdi, Londra'dan Mezopotamya'ya uzmanlar getirtti ve petrol endüstrisinin Osmanlı'da da kurulması için çabaladı. İngiliz uzmanlar sondaj çalışmaları, petrol ayrıştırma metotları ve ürünün nakliyesi konularında çalıştılar ve araştırma sonuçlarını rapor hâline getirdiler. Raporda nakliye konusunda çok zorluk yaşanacağı, nakliyenin pahalı olacağı, ilkel yöntemlerle çıkartılacak bu petrolün Amerika petrolüyle yarışamayacağı bildirildi. Bu arada imparatorluğun farklı bölgelerinde petrol çalışmaları artarak devam ediyordu. Mesela Meisner adlı bir uzman Irak'taki Mendeli bölgesinde petrol buldu. Bakuba'da bir rafineri kuruldu ancak bunlar uzun soluklu olmadı.



1875'te Nikogos Tokmakyan ve kardeşleri Van'da bazı araştırmalar yaptılar ve bunlarla bölgedeki petrolü çıkarmak için imtiyaz sözleşmesi yapıldı. Buna mukabil Tokmakyan ve kardeşlerinin yeterli donanıma sahip olmadıklarından bir süre sonra sözleşme feshedildi. Tayfur Paşa, 1877- 1878'de bölgede yaptığı çalışmalar sonunda 100 deve yükü petrol çıkarmayı başardı. Birçok kaynağa göre Osmanlı topraklarında petrol çıkarma imtiyazı 1883'te ilk defa Tahsin Paşa'ya verildi ama paşa, elde ettiği imtiyazı üretime dönüştürmek yerine haklarını yabancılara satma peşinde koştu. 1884'te de Musul ve Bağdat petrolleri işletme imtiyazı için müracaat edildi.


İkinci Abdülhamid

İSKENDERUN'DA PETROL
1887'de Haleb Vilayeti'ne bağlı İskenderun'un Kabaev nahiyesinin Çengen adlı köyünde petrol bulundu. Petrolü askerî müteahhitlerden Ahmed Necati Efendi keşfetti ve işletmesinin kendisine verilmesi için müracaatta bulundu. Bu Osmanlı topraklarındaki ilk ciddi petrol işletme imtiyazı teşebbüsüydü. Necati Efendi'nin talebi Osmanlı makamlarını harekete geçirdi. Büyük bir heyecana sebep olan bu talep üzerine, konu farklı mecralarda müzakere edildi. 23 Mart 1889'deki Şura-yı Devlet toplantısında Necati Efendi'nin talebi görüşüldü ve verilecek imtiyazın şartları on bir madde halinde belirlendi. Buna göre Necati Efendi, 75 sene petrolü işletecek, çıkartılacak petrolün yüzde onu verilecek ve bunun haricinde dahili gümrük vergisi talep edilmeyecekti. Ayrıca Necati Efendi işletmeyi iki sene zarfında çalışır hale getirecek, aksi halde sözleşme feshedilecekti. Bu şartlar 30 Mart 1889'da Meclis-i Vükela'da, yani Bakanlar Kurulu'nda da müzakere edildi ve bazı maddelerde değişiklik yapıldı. 14 Haziran 1889'da da II. Abdülhamid'in iradesiyle İskenderun'daki petrol gazı ihalesi onaylandı.



Necati Efendi, işletme imtiyazını elde ettikten sonra yedi buçuk ay sonra haklarını tüccar Hasan Tahsin Efendi'ye devretti. Tahsin Efendi de haklarını bir buçuk sene sonra Anonim Şirkete devretti. Bu arada bir Alman-İngiliz şirketi sondaj çalışmalarında bulundu, ancak açılan kuyulardan yeterli petrol elde edilemediğinden çalışmalar durduruldu. Ayrıca bir İskenderun Petrol Şirketi kuruldu. İskenderun'daki işletme imtiyazı 26 yıl devam etti ve 15 Ocak 1916'da tamamen feshedildi.
Petrol aramada yabancılara ilk imtiyaz ise 1888'de dolaylı olarak Deutsche Bank ve Stuttgart Bank tarafından kurulan Anadolu Osmanlı Demiryolu Şirketi'ne tanındı. Bu arada Musul civarındaki petrol için imtiyaz müracaatları arttığından 1884'te buranın işletme hakkı Devlet Hazinesi'nden alınarak, Hazine-i Hassa'ya devredildi. İlerleyen yıllarda da farklı bölgeler içim imtiyaz müracaatları devam etti. 13 Temmuz 1893 tarihinde M.G. Boussevains, Van, Musul, Diyarbekir, Basra ve Bağdat için müracaat etti. 13 Şubat 1897'de Sadrazam Halil Rıfat Paşa'ya Gelibolu ve Şarköy için imtiyaz verildi. Rıfat Paşa'nın hakları 1901'de vefatından sonra bir oğlu ve iki kızına intikal etti. Paşanın çocukları da haklarını Avukat Davut Efendi ve Avusturyalı İstanlas Mihalik isimli iki kişiye devrettiler.



KARADENİZ'DE PETROL ARAMA ÇALIŞMALARI
Sabuncu Efendi, 24 Temmuz 1893'te Giresun-Ordu-Duna arasında yer alan sahilden 2 km içerde var olduğunu düşündüğü petrol kaynağı için imtiyaz talebinde bulundu. Giresun-Ordu arasındaki petrol çıkarma çalışmalarından sonra Karadeniz'de ikinci olarak Sinop'ta da petrol işletmesi için çalışmalar başlatıldı. Boyabat'a yirmi kilometre uzaklıkta bulunan Sapundere, Marufdere denilen suyun Ekinviran Köyü civarında petrol maden alanı tespit edildi. Sinop'taki petrol çalışmalarını ilk olarak 1911 yılında Prof. Dr. Schmidt başlattı. Schmidt, Ekinviran petrol sızıntısı hakkında bir rapor yazdı. Raporda bölge engebeli olduğundan arazinin sondaj yapmaya müsait olmadığı, yalnızca küçük kuyular kazılmak suretiyle petrolün çıkartılabileceği iddia ediliyordu. Rapordan sonra Schmidt'e aynı yıl arama imtiyazı verildi ancak Schmidt, bölgedeki araştırmalarından bir süre sonra ortadan kayboldu. 15 Eylül 1909'da Altunoğlu İvan Efendi'ye Ekinviran köyü arazisinde petrol, neft, zift, katran madenleri arama ve araştırma ruhsatı verildi. Hemen ardından çalışmalara başlandı. İlk tespitlere göre Ekinviran petrolünün % 0.5 benzin, % 18.5 petrol ve % 81 maden yağıydı. Çalışmaların başlamasından sonra ilk tepkiler de görülmeye başlandı. Bölge halkı içme sularının kirletileceği gerekçesiyle petrol arama çalışmalarına karşı çıktı. Bir diğer itiraz ise Sinop mutasarrıfından geldi. Mutasarrıf başka bir açıdan itiraz ediyordu. Ona göre bölgedeki petrol eğer Altunoğlu İvan Efendi tarafından işletilirse bu Rus menfaatlerine yarayacaktı. Çünkü Rus konsolosluğu petrolün işletilmesi durumunda senede ne kadar petrol çıkarılacağını araştırmıştı ve Rusya, Sinop'ta büyük bir gaz havuzu kurmak istiyordu. Altunoğlu da bu planın bir parçasıydı. Bu yüzden mutasarrıfa göre "Karadeniz sahilinin önemli bir noktasında bulunan bu değerli madenin şüpheli ellere verilmemesi", bunun yerine petrolün devlet tarafından güvenilir bir şirkete verilmesi uygun olacaktı. İtirazlara rağmen 1913'te 99 yıllığına imtiyaz hakkı Altunoğlu'na verildi. Buna karşılık savaş yılları yüzünden Altunoğlu fazla bir başarı elde edemedi ve imtiyaz daha sonra başkalarına devredildi. Böylece Osmanlı döneminde Karadeniz'deki petrol çıkarma macerası da akim kaldı. Cumhuriyet döneminde de Ekinviran'daki petrol araştırmaları devam etti. En son 8 Eylül 1941'de L. Ortynski ve S. W. Tromp adlı uzmanlar, bölgede araştırmalar yaptılar ancak bu araştırmadan da bir netice elde edilemedi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA