Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

30 Ağustos işte böyle kutlanır

Ne şahane bir gün, ne harika bir geceydi... Ata'mızın "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri" diyerek, parmağıyla tam bağımsızlık ufkunu gösterdiği günden 98 yıl sonra donanmamız 'yeni itilaf devletlerinin' tüm tehdit ve baskılarına aldırmadan Akdeniz'de bayrak gösteriyordu. Cumhurbaşkanımız, "Biz her türlü fedakarlığa hazırız. Onlar da bedel ödemeye razıysa hodri meydan" diyerek emperyalistlere 'tam bağımsızlık' adına rest çekiyordu. Aynı gün Türkiye'nin "Uzayda ben de varım" dediği teknolojik sıçramasının adımları atılıyor, yeni tesisleri açılıyordu. Ata'mızın "İstikbal göklerdedir" deyişine atıfla... Gecesinde tüm dünyayı kendine hayran bırakan Türkiye'nin İHA teknolojisinin gövde gösterisi vardı Külliye'nin semalarında. Türk mühendislerinin yarattığı yapay zeka, gökte ışıktan bir ay yıldız resmi ve Atatürk'ün Kocatepe'deki siluetini çizerken, kerameti kendinden menkul 'üst akıllara' mesaj veriyordu... Bir yanda askeri bando, diğer yanda mehter... Yerde davul ve tös, gökte drone'lar... Bir elimiz geleceğe uzanırken, diğeriyle geçmişimizden güç alıyorduk adeta. Tüm televizyon kanalları bu muhteşem gösteriyi, bu harika 'dirilişi' ortak canlı yayınla evlerimize taşıyordu. Kanalları gezerken, 'Bir' olmanın hazzını yaşıyordum uzun süredir ilk kez...
Şimdi soruyorum; 30 Ağustos kutlamaları öncesinde devletin aldığı pandemi tedbirlerini kendi siyasetleri için istismar edenler, bugüne kadar böylesine anlamlı, böylesine coşkulu, böylesine yürekten bir kutlama gördüler mi?

Söylemiştim ama ne fayda...
Aşağıda okuyacağınız yazıyı 18 Haziran günü bu sütunlarda yazmıştım, 'Siz bir de düğünlerden sonra görün' başlığıyla...
"Dün bu sütunlarda yazdım, 'gevşemenin' tarih boyunca bize nelere mal olduğunu... Koronavirüs tedbirlerindeki birazcık gevşemeyi bile 'Oh virüs bitti, artık popomu parklarda, caddelerde güzelce gezdirebilirim' diye algılayan sorumsuzlar yüzünden biz yine eve takılmaya devam edeceğiz. Çocuklarımız bunalacak, esnaf sıkıntıya girecek, sağlık çalışanları perişan olacak. 15 Haziran'dan itibaren düğünler de serbest oldu ya, asıl ben ondan korkuyorum. Çünkü alkol kana karışınca sosyal mesafe filan kimsenin umurunda olmayacak. Kimse de halay çekerken sopanın ucundan filan tutmayacak. Her düğün salonuna bir polis ya da zabıta da görevlendirilemeyeceğine göre bu işi denetlemenin imkanı da kalmayacak. Yani... Onlar erecek muradına, biz çıkalım yoğun bakıma..."
Peki ne oldu? İki ay sonra düğünler tekrar kısıtlandı. Çünkü vaka sayısı da, yoğun bakımda yatanlar da, hayatını kaybedenler de katlanarak arttı. Düğüne gidenler virüsü yaydı. Hani diyorlardı ya, "Ulaşım araçları sizi A noktasından B noktasına götürür, halay ise her yere" diye... Oysa bu dönemde halay en neşeli 'ulaşım' aracı değil, en tehlikeli 'bulaşım' aracıydı. Keşke şu garibin gördüğünü Bilim Kurulu da görebilseydi...
Bir yazar düşünün ki, "Ben demiştim" demekten artık utanır hale gelmiş. O benim işte...

Bir yudum su veremeyen TRT'miz
TRT spikeri Nilgün Balkaç'ın canlı yayında bayıldığı anlar beni çok üzdü. 40 derece sıcakta, güneşin altında Afyon'dan 4 saat süreyle canlı yayın yapan spiker, neredeyse bir dakika boyunca bayılacağını rejiye anlatmaya çalıştı. Su istedi, veremediler. Yayını kesip araya bir tanıtım koyarak spikerlerinin imdadına koşamadılar. Ben manevra yeteneği bu kadar zayıf bir televizyon kurumu görmedim...
Geçmiş olsun Nilgün kardeş. Üstüne bir tente geremeyen, masana bir bardak su koyamayanlarla çalışmak zor olsa gerek...

Gaf'let kürsüsü
Bursa'daki düğünde piyanist, davetlileri piste çağırdı: "Oynamayan korona olsun..." Bu çağrıya uyanlar maskeleri fora edip halaya durdu. Tabii asıl halay çeken, koronavirüsün kendisi oldu!

Zap'tiye
Fenerbahçe yıllardır yerini dolduramadığı Gökhan Gönül ile Caner Erkin'i geri aldı. Rıdvan Dilmen ile Cemil Turan antrenmanlara başlasa iyi olur...

Ne demiş?
"Düğün davetiyesi aldığım zaman icra kağıdı gelmiş gibi hissediyorum." (Artan altın fiyatlarından sonra Show Haber'e konuşan bir vatandaş)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA