Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Araplar için dizi çekiyoruz

Arap ülkeleri, yerli dizi sektörünün yeni kazanç kapısı. Türk dizileri dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Orta Doğu'da da büyük ilgi görüyor. Bu durum, yapımcılar için 'bölgeye özel' diziler çekilmesine de yol açtı.
Haber bazen insanın kucağına düşer ya, benimki de öyle oldu. Markete giderken bir de baktım iki sokak aşağımızdaki evin önü çekim ekipleri ve oyuncu karavanlarıyla dolu. Merak edip sordum, ne çekiyorlar diye, "İstanbullu Gelin'in Arap versiyonu" dediler.
Evet, Orta Doğu'nun en fazla ilgi gören Türk dizilerinden biri olan İstanbullu Gelin'in pandemi nedeniyle bir süre ara verilen çekimleri bizim mahallede başladı. Mekanlar, kostümler, diyaloglar hep Arap usulü.
Bu arada genç oyuncu arkadaşlara tavsiyem, İngilizcenin yanında ikinci dil olarak mutlaka Arapça öğrenmeleri.

Davacıyım hakim bey!
Futbolda 'yerli malı' seferberliği şart oldu. Çünkü ismini cismini bilmediğimiz yabancı oyunculara akıtılan para, futbolumuzun sonunu getirdi.
Peki bu futbolcular bize ne kattı? Sadece coğrafya bilgimizi arttırdılar. Sayelerinde Afrika'nın en ücra ülkelerinin isimlerini, yerlerini öğrendik...
Peki bizden neler götürdüler? Tonla dövizi, FIFA sıralamasında üst basamaklardaki yerimizi ve hepsinden önemlisi, futbol zevkimizi... Ayrıca kadrolarda boşuna işgal ettikleri yer yüzünden bizim genç futbolcularımızın geleceğini de kararttılar. Lütfen söyler misiniz, önceden Avrupa'da adını duyduğunuz, transfer haberinden sonra "Vay be" dediğiniz kaç futbolcu geldi? Gelen giden yüzünden Kadıköy'e yeni bir havaalanı inşa edilecek neredeyse. Peki Fenerbahçe'nin dört forveti Thiam, Samatta, Cisse ve Valencia'dan hangisi için maça gidersiniz?
Söyleyin, bir tane 'büyük' takım kaldı mı? Kulüpleri büyük ama takımları değil. Bence futbolumuzu bu hale getirenlerden hesap sorulmalı. Hem de öyle Federasyon kurullarında filan değil, bildiğiniz mahkemede...
Ben futbol zevkimi taammüden öldürenlerden davacıyım hakim bey!..

Feylezof Sezen
Sezen Aksu'nun yeni şarkısı Kendimce'yi dinlediniz mi? O eski, o unutulmaz Sezen şarkılarının aromasını, tortusunu içinde barındırıyor. Eğer şu dönemde yanlış bir benzetme olmazsa, insanın ciğerine zatürre gibi işliyor.
Hele bir nakarat bölümü var ki, üzerine felsefe kitapları yazılır: "Kimse kimseyi çözemez / O kadar derine inemez / Ya karşılaşırsa kendiyle / O kazıyı göze alamaz."
Diğer sanatçılara haksızlık etmek istemem ama ben ilgili üniversitelerin yerinde olsam, Türk insanını pop müzik kullanarak felsefeye yaklaştırdığı için Sezen Aksu'ya 'Fahri Profesörlük' unvanı verirdim.

Hıncal Ağabey'e sarı kart
Beyoğlu tacizcisiyle ilgili Hıncal Ağabey ile aramızdaki 'aşıklar atışması' devam ediyor.
Büyük bir münazara ustası ve polemik gurusu olan değerli büyüğüm, neden sokakta kız taciz etmeyi 'milli sporumuz' olarak değerlendirdiğini izah etmek yerine, benim verdiğim örneğin ABD'de değil, İngiltere'de yaşandığını filan söylemiş.
Yine spor yazarlığı geçmişimden hareketle bir futbol örneği daha vereyim: Hıncal Ağabey, ayağına sürten krampon için yüzünü tutup yerde kıvranmış. Buna 'Hakemi aldatmaya yönelik hareket' derler. Cezası da aleyhte serbest atış ve sarı karttır!

Şeref kürsüsü
Çocukluğu yokluk içinde geçen iş insanı Muhsin Şaşmaz, rengarenk boyanmış karavanıyla köy köy dolaşıp yoksul çocuklara oyuncak dağıtarak gönülleri fethetti.

Zap'tiye
Ucuzluk marketlerinden alışveriş yapmaktan utananlar için Şok'un önünde Carrefour poşeti satsam çok para kazanır mıyım acaba?

Ne demiş?
TV 100'deki Sağlı Sollu programından bir diyalog: Metin Özkan: "Daha programın başlamasına yarım saat kala biri mesaj atmış, 'Metin Özkan boş konuşuyorsun' diye..." Barış Yarkadaş: "Öngörülü bir yurttaş olabilir."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA