Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Ne mutlu Türk’üm diyene...

Tüm tarihimiz savaşlar içinde geçmesine rağmen hiçbir zaman sivilleri vurmadık, masumları öldürmedik, çocukları katletmedik. Koca imparatorluk kurduk ama hiçbir halka zulmetmedik. Tam tersi; onların ticaretini, ibadetini, insaniyetini koruyup kolladık. Irk, dil, din gözetmeksizin bize sığınan herkese kucak açtık. Bununla ne kadar övünsek azdır.
Peki ya Batı?
ABD gittiği her yere ölüm, kan ve gözyaşı götürdü. ABD'liler Kızılderilileri, İspanyol ve Portekizliler İnkaları, Almanlar Yahudileri soykırıma uğrattı, Rus nüfusunun yüzde 15'ini yok etti. Ruslar, rejim muhalifi yüzbinlerce vatandaşını Gulag Adaları ve Sibirya'daki çalışma kamplarında adeta buharlaştırdı. Fransızlar Afrika'da ve Hindi Çin'de kıyım yaptı. İtalyanlar, Kuzey Afrika halklarına zulmetti, sömürdü. İngilizler, İkinci Dünya Savaşı'nda Alman şehirlerine hava saldırıları düzenleyip kentleri yerle bir ederken 200 bin günahsız sivili öldürdü. Almanya tamamen sivil yerleşim bölgelerini hedef alarak V2 füzeleriyle Londra'da terör estirdi. ABD'nin Japonya'ya attığı iki nükleer bomba, nesiller boyunca yüzbinlerce sivilin hayatına mal oldu. Şimdi de İsrail, Gazze'de bir başka katliamın altına mührünü basmakla meşgul.
Batı'nın, İsrail'in katliamına sessiz kalmasının asıl sebebi de budur. İçlerinde günahsız kimse yok ki, ilk taşı atsın... Artık kimse "Batı" ile "Medeniyet" kelimelerini yan yana kullanmasın! Biz ise tarih boyunca sadece vatanımızı savunduk. Avustralya'dan gelen ANZAC askerinin Çanakkale'deki siperine matarayla su, tabakayla tütün attık.
Ne mutlu Türk'üm diyene...

Gardaşov kalite getirdi
Atv'deki Ben Bu Cihana Sığmazam'ın tiryakileri geçen hafta yeni bir karakterle tanıştı: Emir Gardaşov... Cezayir'in Azerbaycan'da tanıştığı, kardeş gibi gördüğü bir can dostu. Gardaşov, ABD tarafından ambargo uygulanan Cezayir'e yardımcı olmak için İstanbul'a geldi. Sahibi olduğu dünyaca ünlü lojistik şirketleri aracılığıyla Cezayir'in mallarını taşımak ve ona nefes aldırmak istiyordu. Ayrıca Gardaşov'un, tek gözlü Erman'ın gözünü çıkartan kişi olduğunu da öğrendik. (Bu arada Karun kadar zengin Erman'ın neden korkunç görünen o cam gözle dolaştığını ve kendisine daha iyi görünen bir protez yaptırmadığını herkes merak ediyor. Acaba senaryoya Erman'ın ağzından şöyle bir söz eklenemez mi? "Her sabah aynaya baktığımda Gardaşov'dan intikamımı almam gerektiğini bana hatırlatması için o korkunç gözü takıyorum.")



Gelelim işin "aktüel" bölümüne: Gardaşov'un kardeşi yıllardır ABD'de bir cezaevinde tutuluyor. Suçu ise ABD'nin İran'a uyguladığı ambargoyu gizli ticaret yaparak delmek. Bu portre size kimi hatırlattı?
Diğer yandan Gardaşov karakteriyle diziye dahil olan Ozan Akbaba'nın BBCS'ye kalite ve dinamizm getirdiği de bir gerçek. Sadece Azerbaycan lehçesi ile İstanbul Türkçesi arasında gidip gelen konuşmasına biraz çalışması gerekiyor.

TFF'den doğru karar
Biliyorum, sadece Halil Umut Meler değil, tüm hakemler travma yaşıyor. Biliyorum, futbolcusundan teknik direktörüne, yöneticisinden malzemecisine kadar herkesin keyfi kaçtı. Ama bu "süresiz erteleme" kararı uzatılsaydı, yalnızca futbolseverleri cezalandıracaktı. Her uygar ülkede olduğu gibi failler, en büyük cezalar ile cezalandırılmalı. Bir daha insan içine çıkamamalılar. Öyle bir ceza almalılar ki bundan sonra kimse hakemlerin kılına dokunmayı aklından geçirmemeli. Ama süresiz erteleme kararı Türkiye'nin sportif imajında onulmaz bir yara açardı. Ayrıca bu ülkede pek çok insanın neredeyse tek eğlence aracı futboldur. Onu da halktan esirgerseniz, fay hattındaki birikim daha büyük bir yıkıma yol açar.
Depremler, terör olayları ve darbeler yüzünden Süper Lig zaten dünyanın en fazla kesintiye uğrayan ligi haline geldi. Bu ara uzasaydı, kendimizi dünyaya daha aciz gösterecektik. Federasyonu bu kararı için kutluyorum.

Gaf kürsüsü
BBC haber sunucusu Maryam Moshiri, canlı yayında kameranın kendisini çekmediğini düşünerek orta parmak işareti yapınca rezil oldu.

Zap'tiye
Digitürk, futbolseverlere decoder satmak istiyorsa İngiliz Premier Lig maçlarını yayınlamaktan acilen vazgeçmeli. İnsan aradaki farkı görünce Süper Lig'den ölümüne soğuyup, kazıklandığını hissediyor.

Ne demiş?
"Atın yanında koşan it, atın gölgesini kendi gölgesi sanırmış." (Dilek Taşı dizisinden)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA