Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKER GEZİCİ

‘50 yaşındayım ama gençlerin dilini anlıyorum’

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘RTÜK Türkçe’ ödülü alan ve Türkçeyi düzgün ve doğru kullanan isimlerden biri olan ünlü sunucu Cem Öğretir, “Artık 50 yaşındayım ama gençlerin dilini yakaladığımı düşünüyorum. Onlarla güzel iletişim kurabiliyorum” diyor

atv ana haber'in sunucusu Cem Öğretir geçtiğimiz hafta Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından hayata geçirilen 'Türkçe Ödülleri'nden Haber Bülteni kategorisinde 'RTÜK Türkçe' ödülünün sahibi olmuştu. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden ödülünü alan Öğretir'le hem ödül sonrası hislerini hem de doğru Türkçe'nin kullanımı üzerine konuştuk. Aynı zamanda uzun yıllar müzikle ilgilenen Öğretir, iki yeni şarkısını dinleyicilerle buluşturmanın heyecanını yaşıyor. Öğretir, 'Bu saatten sonra sahnelere çıkıp milyonlar beni dinlesin ünlü olma niyetim yok, sadece kulağıma iyi gelen melodileri paylaştım. Çok dinlenirse sevinirim' diyor.
Öncelikle sizi tebrik ediyorum. Doğru ve düzgün Türkçe kullanımı konusunda ödüllendirilmek sizin için ne ifade ediyor?
Benim açımdan çok önemli. Çünkü ben mesleğimin başından beri hep doğru Türkçe kullanmaya çalışan bir spiker oldum. Zaman zaman beni bu yoldan döndürmek isteyen meslek büyüklerim oldu. Ama ben bildiğim yoldan şaşmadım. Bu ödül de bu özelliğimi taçlandırmış oldu.
Sadece ekranda değil normal hayatta da dilimize özen gösteriyorsunuz değil mi?
Tabii ki, ben evde de böyle konuşuyorum. Bu iş evde başlıyor. Annem, babam, dedem hepsi öğretmen. Aileye gelen bütün gelinler öğretmen. Dolayısıyla evde hep güzel Türkçe kullanıldı. Aynı şeyi biz de 10 yaşındaki kızım Ada için yapıyoruz. O da Türkçeye çok hassas. Kelime haznesi de çok geniş. Bu konuda çok mutluyuz.
Çok şanslı bir çocuk o zaman...
Bakalım, mum dibini aydınlatacak mı? Çünkü zaman zaman onun da bazı hatalarını yakalıyoruz. Çevreden bir şekilde etkileniyor.



ÖĞRETMEN OLMAM İSTENİYORDU
Peki aileniz sizin de öğretmen olmanızı istemediler mi?
Soyadımız Öğretir zaten. Aslında böyle bir beklenti vardı. Annem de babam da akademisyen olmamı istedi ama ben başka bir yolu tercih ettim. Memur zihniyetiyle dolu bir aileden başka bir yöne doğru eğilmek istedim.
Spikerlik ve diksiyon üzerine eğitim veriyorsunuz. O da bir nevi öğretmenlik sayılmaz mı?
Evet, özel kurslarda diksiyon eğitimlerine katılıyorum. Ben diksiyondan daha çok anlatım, sunuculuk, spikerlik teknikleri üzerine bir şeyler anlatmayı daha çok seviyorum. Çünkü sadece grameri değil, dili nasıl kullandığınız önemli. Kelimelerin bir mana gücü, bir de ifade gücü var. Mana gücünü hepimiz biliyoruz, hep manayı öğretmeye çalışıyoruz ama ifade gücünün önemini atlıyoruz. Öyle bir 'At' dersiniz ki, sesinizle şeklini çizersiniz. Bizim işimiz de bu zaten. Ben kafayı biraz ona takmış vaziyetteyim.
İfade gücünden etkilendiğiniz isimler var mı?
Çok var, pek çok tiyatrocu sayabilirim. En başta Yalnız Kurt dizisinin başrollerinden Cihan Ünal var. Çetin Tekindor, Can Gürzap, Arsen Gürzap, Mesut Mertcan, Osman Gidişoğlu, rahmetli Sezai Aydın, Sungun Babacan... Bu isimlerin sesleri hep kulağımda.



DİL ÖLÜRSE MİLLET ÖLÜR
Günümüz teknoloji ve hız çağında dilimizin saldırı altında olduğunu düşünüyor musunuz?
Evet. Dil çok büyük saldırı altında. Sayın Cumhurbaşkanı'nın da söylediği gibi, bu hakikaten bir milli mücadele meselesi. Bence en çok mücadele etmemiz gereken şeylerden biri. Dil ölürse millet ölür. Şu an öyle bir pozisyonda değiliz ama gençlerin bu konuda biraz uyanık olmalarında fayda var.
Dil sürekli değişip gelişen bir şey. Bu anlamda gençleri yakalayabildiğinizi düşünüyor musunuz?
Evet. Artık 50 yaşında biriyim ama gençlerin dilini yakaladığımı düşünüyorum. Özellikle seminerlerde onlarla güzel iletişim kuruyorum. Demek ki kendimi yetiştirebiliyorum. Bunun için de çok büyük çabaya gerek yok. Konuşurken ne söylediğine dikkat et, ağzından çıkanı kulağın duysun yeter.

SERT YORUMLAR BENİ ATEŞLEDİ
Yeni şarkılarınızdan bahseder misiniz?
Çok uzun zamandır müzikle ilgileniyorum. Bir müzik grubum vardı, amatör olarak sahnelere çıktık. Üniversitedeyken de gitar hep elimdeydi. 2 şarkı yaptım; 2-3 sene önce yazdığım şarkılardı. Ama çok beğenmediler. İyi ki de beğenmediler.
Neden beğenilmedi?
Vokal koçum Burcu Değirmenci, şarkıları dinledi ve paylaşmamı istedi. Ben de 'İnsanlar dinler mi?' dedim. O da 'Önemli mi?' diye sordu. Bu aslında benim biraz kendimle mücadelemdi. Çünkü başarısızlık fikri gençliğimden beri hep bende vardır. Sonra dedim ki bu alanda başarısız olsam ne olur. Profesyonellerden ve arkadaşlarımdan sert yorumlar aldım.
Bu sizi kırdı mı?
Hayır, aksine ateşledi, daha iyisini yapmaya teşvik etti. İlk iki şarkım 'Korkmuyorum' ve 'Sevgilim' bir şeyler öğrendiğim şarkılar oldu. Söz ve müziği bana ait. Sonuçta milyonlar beni dinlesin diye çıktığım bir yol değil bu.
Yeni bir şarkınız olacak mı?
'Palyaço' adını verdiğim derin anlam taşıyan bir şarkı yazdım. Onun daha çok ilgi göreceğini düşünüyorum.



İÇİMDE ROMANTİK BİRİ VAR
Ne tür müzik dinlersiniz? Kendinizi hangi türe yakın hissediyorsunuz?
Ben aslında rock kökenliyim. Evde rock müziği dinlenirdi; babam Elvis Presley çok severdi. İngiltere doğumluyum, o dönemin isimlerini dinlediği için kulağımda hep o tınılar var hâlâ. Ama Türkiye'ye geldiğim zaman Orhan Gencebay da dinledim. Kendimi dinginleştirmek istediğimde mutlaka klasik müzik dinlerim. Sting ve Erol Evgin çok severim. Mesela içimden çok sert şarkılar yapmak geliyor ama bir şekilde buraya dönüyor. İçimde bir romantik yatıyor demek ki.
Kızınız Ada'nın müzikle arası nasıl?
Keman çalıyor. Onun yazdığı şarkıyı beraber söylemek gibi bir hayalimiz var.

KÖTÜ TÜRKÇEYLE YAZILMIŞ ŞARKILARI DİNLEMİYORUM
Dili doğru kullanmak müzikte ne kadar geçerli sizce? Kulağınızı tırmalayan şeylere denk geliyor musunuz?
Çok var. Prozodi meselesi var. Bir şiir bestesinde, hece vurgularını müzik, vurgu ve yükselişlerine uyduramadıkları zaman ortaya garip bir Türkçe çıkıyor. Bunlar zaman zaman anlatım gücünü elbette bozuyor. O şarkıları dinlememeye dikkat ediyorum. Şarkı söylerken çıkardığınız ses çok önemli. Anlatır gibi söylemek lazım. Benim vokal koçum anlatır gibi yap diyor... Ben de öyle yapmaya çalışıyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA