Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERVE YURTYAPAN

Dönemin ruhuna girebilmek için demir bile dövdük

Kuruluş Osman’da ‘Alaeddin Bey’ karakterini canlandıran Faruk Aran, hazırlık süreciyle ilgili “At binme, kılıç kullanma eğitimlerinin yanı sıra dönemin koşullarına göre oturmayı, kalkmayı, yemek yemeyi de deneyimledik, hatta o dönemi anlamak için demir bile dövdük” dedi. Dizide Alaeddin Bey’in büyük aşkı ‘Gonca Hatun’u oynayan Belgin Şimşek ise “Dönemi araştırdım. Germiyanoğulları’nı okulda bile bu kadar detaylı incelememiştim” diye konuştu

Atv dizisi 'Kuruluş Osman', 5 sezondur reyting listesinin zirvesinde. Dizide son dönemde Gonca Hatun ile Alaeddin Bey aşkı çok dikkat çekti. Belgin Şimşek ve Farun Aran'ın canlandırdığı karakterler kısa sürede büyük ilgi gördü. İkiliyle bir araya geldik; dizinin başarısını, Gonca Hatun-Alaeddin Bey aşkını, set arkasını konuştuk...
Projeye başlamadan önce tarihi araştırma yaptınız mı?
Faruk ARAN: Projeye dahil olduktan sonra yaptığım ilk iş Alaeddin Bey'i araştırmak oldu. Nasıl bir karaktere sahip, aile ilişkiler nasıl, kimdir, nasıl işler yapmış, Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda görevleri nelerdir, insan ilişkilerinde nasıldır... Hepsini araştırdım. Çeşitli kaynaklardan okudum. Karşımızda kurgu bir karakter yok, gerçekten var olmuş, çok önemli işler yapmış, Osmanlı'nın kuruluşunda çok etkin olmuş. Sonrasında vezirlik görevini üstlenmiş, önemli biri. Gerisi bizim hayal gücümüze kalıyor. "Alaeddin nasıl bakar, nasıl sinirlenir, nasıl sever?" sorularının cevaplarına çalıştım. Çünkü o dönemle bu dönem çok farklı. Konuşma, tavır, hal hareket gibi... Bunların üzerinde düşünüp çalıştım ve Alaeddin'i en iyi haliyle çıkarmaya çalıştık. Çekim öncesinde güzel bir eğitim sürecimiz oldu. At binme, kılıç kuşanma ve aksiyon eğitimlerimiz oldu. Dönemin koşullarına göre oturma, kalkma, yemek yeme, eyer bağlama, insan ilişkileri ve saygı kuralları gibi birçok şeyi deneyimledik hatta o dönemi anlamak için demir bile dövdük.



Belgin ŞİMŞEK:
Üç hafta kadar neredeyse her gün kıyafet, aksiyon ya da okuma provasındaydık. Tabii ki dönemi de araştırdım, önerilen kitapları okudum. Germiyanoğulları'nı okulda bile bu kadar detaylı incelememiştim.
Sette çok görkemli bir ortam var. Siz de etkisinde kalıyor musunuz?
F.A.: Kostümlerimiz, platomuz, kılıçlarımız, hançerlerimiz... Hepsi çok görkemli, çok şahane. İnsan kostümü giyince bile o havaya giriyor, o kişiliğe bürünüyorsunuz. Özellikle platonun görkeminden insanın ağzı açık kalıyor. Sete ilk geldiğimde gözlerime inanamadım. Platomuz turizme de açıldı, dizimizi izleyen ya da döneme merakı olanlar gelip mutlaka görmeli.
B.Ş.: İlk gün yaşadığım şaşkınlığı unutamam. Konya Saray'da çekim yapıyorduk ve kostümü ilk kez giymiştim, çok farklı hissettim. Her bir detaya verilen önem, beni mest etmişti... Tüm bunlar Gonca Hatun'un ruhunu yakalayabilmemde etkisi büyük.

BİNİCİLİĞE HEP MERAKIM VARDI

Aksiyon sever misiniz? Kılıç kullanma, at binme gibi meraklarınız var mıydı?
F.A.: Aksiyon ve hareket seviyorum. Hayatımda durağanlığı hiç sevmem, hareket halinde olmak bana iyi gelir. Dizide de aksiyon sahnelerini çekerken çok keyif alıyorum. Hele ki her geçen gün daha iyiye gittiğini görmek insanı iyice şevklendiriyor... Ata binmek hep istediğim bir şeydi, atlar muazzam hayvanlar... Sekiz yüz kiloluk bir atla beraber bir bütün olarak hareket etmek, o özgürlük duygusunu ve heyecanı tatmak muazzam bir şey.
B.Ş.: Hareketlilik ve adrenalin keyifli şeyler. Eğitim süreci de çok keyifli ve bir oyuncuya katkısı çok büyük. Kılıç kullanmaya hiç merakım olmamıştı, eğitimini almak yeni bir deneyimdi. Atları zaten çok severim, biniciliğe hep merakım vardı.



Sosyal medyada Gonca ve Alaeddin çifti için çok güzel yorumlar geliyor... Neler söylemek istersiniz?
F.A.: İzleyicilerimize çok teşekkür ederiz. Gelen tepkiler bizi motive ediyor, her bölüm daha iyisini yapmak için bizi kamçılıyor. Diziye dahil olduktan sonra beni en çok şaşırtan şey şu oldu, o kadar farklı ülkelerden ve coğrafyalardan mesajlar aldım ki, inanamadım. Dizinin bu kadar büyük bir kitlesinin olması, bütün dünyada nerelere uzandığını görmek, ne kadar büyük bir projede yer aldığımı bir kez daha anladım. Partnerim Belgin'le de çok güzel bir uyum yakaladığımızı düşünüyorum. Belgin çok harika bir partner, işine saygısı ve sevgisi son derece yüksek. Birbirimize çok hızlı ısındık. Bir gün Belgin'in modu düşükse ben onu yükseltiyorum, benim düşükse o beni canlandırıyor.
B.Ş.: Seyircinin çiftimizi bu kadar benimsemeleri, desteklemeleri, sevmeleri gurur verici ve bizim doğru yolda olduğumuzu hissettiriyor, motive ediyor. En çok şaşırdığım şey fanların kendilerinin de senaryo yazması oldu... İlham vericiler ve seyircinin nabzını gösteriyorlar.
Osman Bey bu bölümde devletini kurmak için ilk adımı atıyor. Devletin kurulacağı 143. bölümün senaryosunu okuduğunuzda ne hissettiniz?
F.A.: Sonunda o kutlu haberi aldığımız çok özel bir bölüm. 143. bölümü okuduğumda hem çok şaşırdım, hem heyecanlandım hem de duygulandım. 5 sezonluk hikayenin, oyunların, kederlerin, sevinçlerin, savaşların aslında bugünün gelmesi için yaşanması çok etkileyici. Osman Bey ilerliyor, büyüyor, adım adım buna şahit olmak, evladı olarak yanında yer almak çok keyifli. Tabii bu aynı zamanda daha büyük düşmanlar, daha büyük oyunlar ve entrikalar göreceğiz demek.
B.Ş.: Senaryoyu okuduğumda tabii ki tarihte çok önemli bir dönüm noktasının gerçekleştiğini görmek heyecan verici oldu. Devamında neler olacağını da herkes gibi çok merak ediyorum.

MEZARDA GEÇEN RÜYA SAHNESİ ZORLADI

Sizi zorlayan bir sahne oldu mu?
F.A.: İlk bölümün açılış sahnesi diyebilirim. Annem Bala ile olan mezarda geçen rüya sahnesi... Yağmurlu bir günde çekmiştik, atmosfer çok güzeldi. Duygu yoğunluğu çok yüksek bir sahneydi. Zor olan kısmı, oyuncu olarak kendini o duygulara getirmek ve çekim boyunca o duyguyu orada tutmak psikolojik açıdan zor olabiliyor.
B.Ş.: Birkaç tane var. Ama ilk aklıma gelen Alaeddin ve Gonca'nın ilk yarış sahnesi. Hatırlıyorum oldukça zordu, atlar o gün huysuzdu, tekrar yaptıkça, bizi unutup kendi içlerinde yarışmaya başladılar. Biraz zorlanmış olabiliriz.

AŞK KARŞILIKLIYSA SAVAŞMAYA DEĞER!

Gonca Hatun, Alaeddin Bey için savaştı. Aşk için savaşmaya değer mi?
F.A.: Aşk çok özel bir duygu. Bu hayatta insanın başına sürekli gelen bir şey değil, onu bulduğunda kesinlikle kıymetini bilmelisin, eğer değer verdiğin kişi gerçekten bunu hak ediyorsa... Yoksa o saf, temiz duyguların senin cehennemin de olabilir. Eğer gerçekten o çıkarsız duyguları hissedersen savaşmaya da değer, her şeye de değer. Alaeddin ve Gonca'nın aşkı da böyle, hiçbir çıkar ilişkisi yok. Hele ki o dönemin sert ve vahşi yapısına rağmen içlerindeki masum sevgi onları birbirine bağlıyor. Onların aşkları için gösterdikleri bu cesaret ve fedakarlıklar çok değerli.
B.Ş.: Gonca ve Alaeddin birbirleri uğruna her zaman savaşmaya hazır bir çift. Birlikte güçlüler. Eğer karşılıklıysa, aşk buna değer diye düşünüyorum. Masumiyet, hüzün, güç, bağlılık, heyecan ve tutkuyu hissettiriyor...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA