Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER KARAHAN

Binlerce bebek ölüyor Avrupa sadece izliyor

Muhammed, Atiye, Abdullah, Nidal, Ranin, Süleyman, Meryem, Rahif, Abdülrahman, Fatıma, Saad, Seher, Zekeriya, İsmail, Enes, Yusuf, Nur, Safa, Ömer, Kusay, Merve, İbrahim, Hamza, Ahid, Sera, Emel, Ramazan, Vasim, Yasemin, Ahmed, Efnan, Halil, Siraç, Reyan, Betül, Hayfa...
Ve daha birçok isim... Günlerdir Gazze'de İsrail'in vahşi katliamında şehit olan bebeklerin, çocukların isimleri... Sayıları 1524'ü geçen ve her dakika sayıları artan, hayata gözlerini yuman masum melekler onlar... Bombalar altında şehit olurken sırf tanınabilsin diye, anne ve babaları tarafından isimleri kollarına, avuç içlerine yazılan melekler...
Üstelik sadece terörist İsrail'in bu saldırısında değil; yıllardır yaptığı zulümlerde evlerinde, okullarında, hastanelerde, oyun parklarında, uykularında, ibadetlerinde, şehit oluyor, en savunmasız, o masum çocuklar...



Ve tüm dünyanın gözleri önünde... Televizyonlarda, sosyal paylaşım platformlarında, ana haberlerde, radyolarda, gazetelerde bu ölümleri seyrediyoruz tüm çaresizliğimizle... Bir ses çıkarmak, kar topunu çığa çevirmek istiyoruz ama nafile...
Gözyaşlarımız yalnızca kirpiklerimizi acı ile ıslatmıyor, içimize kan akıyor ancak yine bir şey gelmiyor elimizden dua etmekten başka... Çünkü bizler biliyoruz ki 'Zafer ancak Allah'ındır', biz biliyoruz ki, bugün değilse yarın o bebekler ve çocukların ahı çıkacak bu katil Netanyahu'nun başı çektiği terörist İsrail'den...
Sadece Müslüman oldukları için hiçbir demokrasi, sağduyu, adalet an itibariyle Filistin için geçerli olamıyor... Öyle ya Avrupa'da Kuran-ı Kerim yakınca ifade özgürlüğü, Gazze'de Filistinli bir mazluma ses verince yasaklanma... Ne güzel demiş Mehmet Akif Ersoy; 'Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar' diye...

SİNEMAYA CAN GELİYOR
Uzun süredir sinema salonunda beyaz perdede film izleme keyfinden uzağız... Dijitale endeksli bir sektöre dönüşmek üzereyken beyazperdeyi yeniden eski günlerine döndürecek projeler ardı ardına sıralanıyor. Birçok proje sinema izleyicisi ile buluşmak için gün sayarken sizlere bir tavsiyede bulunmak isterim. Çekimleri İstanbul ve Urfa'da yapılan; her kuşağın en sevilen oyuncularını bir araya getiren sezonun iddialı komedisi 'Meşru Gayrimeşru' hem hikayesiyle hem de ustalık dolu performanslarıyla çok güldürecek.



Yapımcılığını Orhan Şeddatlı'nın üstlendiği, Ömer Kaydı tarafından yazılıp yönetilen filmde Kemal Uçar, Şahin Sarsu, İbrahim Temizoğlu, Yusuf Uyar, Barış Akkoyun gibi genç kuşak oyunculara duayen Erkan Can eşlik ediyor. Film, telefon dolandırıcılarının eline düşen aynı zamanda baktığı davalar yüzünden baskı gören bir hukuk profesörünün başına gelenleri anlatıyor. Çok yakında sinemalarda yer alacak olan filmi merakla bekliyorum.

GÜLÜMSETEN TEKLİF
Kırkpınar Ağası Mehmet Yeşil "Hangi ünlü ile yağlı güreş güzel olur?" sorusuna "Tolgahan Sayışman" yanıtını verdi. Bunu bir meydan okuma olarak algılayan Sayışman, "Bir başpehlivanla güreş tutmak benim için şereftir" diye karşılık verdi.



Sonuçta böyle bir mücadele yaşanır yaşanmaz bilmem ama iki tarafın bu sempatik tutumu insanları gülümsetti. Kan ve ölüm kokan şu günlerde böyle güzel olaylar yaşamak güzel.

HER YÖNÜ İLE GÜZEL!
Yıllardır sürdürdüğü oyunculuğunu, çizgisini hiç bozmadan devam ettiren bir isim İpek Tuzcuoğlu… Dostlukları ve ilişkileri de aynı işinde olduğu gibi net ve yalın…



Geçtiğimiz günlerde yakın dostlarının İpek Tuzcuoğlu hakkında sohbetlerine kulak misafiri olduğumda maneviyat yönden de oldukça zengin olduğunu öğrendim. Demek o samimiyetin altında yatan gizem buradan geliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA