Hindistan hükümeti, ülkenin ismini değiştirme kararı aldı.
"Ülke ismi değiştirilir mi yahu?" dediğinizi duyar gibiyim.
Oysa ülkenin Anayasanın ilk maddesi "Hindistan, yani Bharat, bir eyaletler birliğidir" diyor.
Hintçede ülkenin adı Bharat olsa da İngilizce metinlerde her zaman India (Hindistan) tercih ediliyordu. Ve birçok ülke India diyordu.
Konuyla ilgili BBC'nin haberinde şu bilgi yer alıyordu; İngiliz sömürgesi olana kadar Hint edebiyatında Himalaya Dağları ve okyanuslar arasında kalan bölgeye Bharatvarsh deniyordu.
Hint mitolojisine göre Bharata, Delhi'nin doğusundaki Hastinapura'nın kralı ve ülkeyi fetheden adil bir kral olarak görülüyor.
Hint hükümeti ise ülkenin adını Bharat olarak değiştirmenin İngiliz sömürgesi geçmişinden uzaklaşmak anlamına geleceğini söylüyor.



BAHARAT CEVİZİ!
Peki, India (Hindistan) isminin marka değeri ne olacak? Yüzyıllardır kullanılan bir ülke adını silmek kolay mı ve akıllıca mı?
Eğer halk da bu değişikliği istiyorsa, sorun yok o zaman diyebiliriz. Zaten 'Bharat' demek, India (Hindistan) demek! Tarihteki meşhur Baharat Yolu da Hindistan'dan geliyor.
Meseleye bizim açımızdan baktığımızda ise kafalar biraz karışacak. Örneğin biz Hindistan yerine Baharat, Hintliler yerine de, Baharatlılar mı diyeceğiz?



Bir Hindistan vatandaşına "Nerelisin" diye sorduğumuzda o da "Bharatlıyım" diyecek. Umarım bunu duyunca "Bahartlıyım, acılıyım" diye espri yapılmaz.
Aslında Hint yemekleri o kadar baharatlı ki, "Baharatlıyım" demek mantıklı oluyor.
'Baharat Sineması', 'Baharatlı sporcu', 'Baharatlı şarkıcı', 'Baharat Başkanı' demek de garip olacak.
Hindistan cevizinin adı da "Baharat cevizi" olur artık!

***

BÜYÜKSÜN DJOKOVİC!

Filenin Sultanları, Sırbistan'ı yenip Avrupa Şampiyonu olduğu maçın ardından milli voleybolcu Hande Baladın, Instagram'da "Çok istedik seni. Yılların emeği! Şampiyonuz" sözlerinin yer aldığı kupalı bir fotoğraf paylaşmıştı.
Ve ünlü Sırp tenisçi Novak Djokovic, Hande'nin paylaşımını beğenmişti.
Sırp taraftarlar tepki gösterince Djokovic beğenisini geri çekmişti.
Geri çekse de, o paylaşımı beğenmesi büyük olay.



Dünyanın bir numaralı tenisçisinden bahsediyoruz! Kendi ülkesini yenen takımın voleybolcusunun kupalı fotoğrafını beğeniyor!
Ülkemizde Djokovic çapında küresel bir şampiyon yok. Bu durum; şu an en popüler sporcumuz Arda Güler'in ya da şarkıcı Tarkan'ın, Cem Yılmaz'ın Sırbistan'ın yıldız voleybolcusu Tijana Boskovic'in paylaşımını beğenmesi gibi bir şey!
Böyle bir şey Türkiye'de olsaydı, birçok insan Sırpların yaptığı gibi tepki gösterirdi.
Oysa Djokovic, sadece başarıyı takdir etmişti. Ülkesinin kupayı kaybetmesine neden olan voleybolculardan biri olsa da bunu yapmıştı.
Djokovic bu hareketiyle gözümde daha da büyüdü!

***

PANDORA'NIN KUTUSU MU AÇILIYOR?

İsrailli bilim insanları, sperm ve yumurta kullanılmadan 14 günlük insan embriyo örneği geliştirdi.
Tabii insandan yine bir parça aldılar. Kök hücre kullandılar!
İsrailli bilim insanları embriyo modellerinin amacı, insan yaşamının erken dönemlerini anlamanın etik bir yolunu bulmak olduğunu söylüyor.
Öte yandan bu çalışmanın sonraki adımları başarılı olursa insanoğlunun geleceğini değiştirecek sonuçlara ulaşılabilir.
Profesör Jacob Hanna'nın bu araştırma için "Bu bir kara kutu ve klişe değil, bilgimiz çok sınırlı" demesi de manidar!
Bu kara kutudan ne çıkacağı belirsiz!



Kara kutu benzetmesi bana Yunan mitolojisindeki Pandora'nın Kutusu hikâyesini hatırlattı! Zeus, Pandora'nın Kutusu'nu açtırarak insanlık arasında mutsuzluğu salmıştı. Böylece kötülükler dünyaya ve insanlığa yayılmıştı!
Pozitif düşünürsek eğer kök hücreden üretilen embriyolar sayesinde organların oluşumunun ilk aşamaları gözlemlenebilecek ve genetik hastalıkların nedenini anlayabileceğiz.
Araştırmacılar, bu embriyo modellerinin hamilelikle sonuçlanmasının etik dışı, yasadışı olacağını söylüyor.
Eğer bu gerçekleşirse 'Never Let Me Go' filmindeki gibi insanların daha uzun yaşamaları için organ nakillerinde kullanılacak klon insanlar yaratılabilir!
Bu klonlar yedek parça görevi üstlenebilirler! İnsan ömrünün uzaması da başka sorunlara neden olur vs. vs. Derin konular bunlar!

***

GARİP İŞLER!

Galatasaray, Fredrik Midtsjö'nün Pendikspor'a 3 milyon Euro karşılığında transfer olduğunu duyurdu.



Ucuza gitmiş bence! Pendikspor'un bütçesi ne kadar ki 3 milyon Euro'ya futbolcu alıyor. Pendikspor, bu sezon birçok futbolcuyu bedelsiz alırken ya da kiralarken transfere sadece 102 bin Euro harcarken, birden 30 yaşındaki Midtsjö'yü 3 milyon Euro'ya almayı akıl ediyorlar! Enteresan. Ve buna Süper Lig'deki ne diğer takımlar ne de TFF bir şey demiyor! Dört büyükler zaman zaman bu tarz garip (!) satışlar gerçekleştiriyor diyebilirsiniz.
Madem bu maskeli balo devam edecek, o zaman TFF harcama limiti açıklamasın!

***

NEDEN YIKILMADI?

Kırklareli'ndeki selde altı kişiye mezar olan ruhsatsız bungalov evlerin daha önce mühürlendiği ve haklarında yıkım kararı alındığı açıklandı!



O zaman akla ilk şu sorular geliyor; neden bu ruhsatsız bungalovlar yıkılmadı? Ne beklendi?
Sel olmasa belki de daha yıllarca tarım arazisinde ruhsatsız faaliyet göstermeye devam edeceklerdi!
Türkiye'de kim bilir böyle kaç ruhsatsız bungalov, çadır, kamp işletmesi var?

***

Altyazı



"Birini aklınızdan silebilirsiniz ama onu kalbinizden atmak başka bir hikayedir." (Sil Baştan)