Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Süper kupa iptalinden kim sorumlu?

Futbol diğer hiçbir spor dalına benzemez. Uğruna ülkelerin savaştığı, şehirlerin çatıştığı da olmuştur.
Tribünden insanlar öldürülür. Hatta siyasi kargaşalara bile zemin oluşturabilir.
O yüzden futbolla ilgili alınacak her karar, her söz, imzalanan her anlaşma önceden dikkatlice değerlendirilmelidir.
Süper Kupa'nın oynanmaması tek kelimeyle skandaldır.
Önceki gün Türkiye Futbol Federasyonu, Fenerbahçe ve Galatasaray yönetimleri olayın gerçek nedenlerinden detaylıca bahsetmeyen bir ortak açıklama yayılandı.
Dün bu yazıyı yazdığım öğlen saatlerinde bile hâlâ bilgi kirliliği ve belirsizlikler vardı.
Eğer şu ana kadar gelen bilgiler doğruysa iki kulüp 4 milyon dolar gelir için maçın Riyad'da oynanmasını kabul etmiş.
Hatta Başkan Erdoğan da kupa neden dışarda oynanıyor diye şaşırıp sormuş, kulüp başkanlarının onaylayıp istediğini duyunca "Tamam o zaman" demiş.



Yani "Süper kupa maçını dışarıya Erdoğan götürdü" sözleri doğru değil.
Maça bir ay kala kulüplerin maçın Riyad'da oynanmamasını istemesinin ise taraftarlardan gelen tepkiler yüzünden olduğu gözüküyor. Ancak daha sonra oynamayı kabul ettiler. Demek ki, bazı isteklerde bulunuldu ve kabul edildi.
Maç günü ise Suudi yetkililerin, İstiklal Marşı'nın okunmasına, Türk bayraklarına müsaade etmediği, futbolcuların ısınmaya Atatürk resmi baskılı tişörtlerle çıkmasına da izin vermediği bilgileri dolaşmaya başlayınca sosyal medyada kıyamet koptu.
Sonrasında İstiklal Marşı'nı okutmamalarının ve Türk bayraklarının yasaklandığı bilgileri yalan çıktı.
Şimdi cevap bulması gereken sorular şunlar:
Futbolcularını sahaya ısınmaya üzerinde Atatürk resmi bulunan formalarla, "Ne mutlu Türk'üm diyene" ve "Yurtta sulh cihanda sulh" yazılı pankartlara çıkma talepleri için maçtan önce yazılı onay alındı mı?
Yoksa kulüpler sosyal medya tepkisi üzerine bu kararları maç günü mü aldılar?

KRİZ YÖNETİLEMEDİ
Takımlar bu istekleri TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi'ye iletti ama o izin alamadı mı? Yoksa maç günü bir şekilde bu iş halledilir diye mi hareket edildi?
Yabancı bir ülkede oynanacak maçlarla ilgili FIFA'nın kuralları açık ve net.
İki hafta önceden hangi takımın ne giyeceği bildirilmek zorunda.
Maçtan günler önce sahada ve tribünde açılacak pankartlar için de izin alınmalıdır.
Maç günü "Ben bu formayı değil, şunu giyeceğim, şu pankartla sahaya çıkacağım" diyemezsiniz. Derseniz bunu maçın oynanacağı ülke ve FIFA kabul etmez.
Eğer maçtan önce bu istekler için söz ya da yazılı izin alınıp maç saatinde Suudi yetkililer karar değiştirdiyse kulüpler yerden göğe kadar haklıdır.
Atatürk bu ülkenin kurucu lideridir ve saygıyı sonuna kadar hak etmektedir. Eğer bir saygısızlık yapıldıysa da bunun hesabı sorulmalıdır.
Eğer böyle bir anlaşma yoksa o zaman bunun sorumlusu kimse hesabını vermelidir!
Top şimdi TFF ve kulüp başkanlarında! Kimin hata yaptığı ortaya çıkmalı.
Her şeye rağmen maçın son dakikada iptal edilmesi ise TFF'nin krizi yönetemediğini gösterir!

***

FUTBOL YORUMCULARI SUSTU

Sabahtan akşama kadar futbolu konuşan, tartışan futbol yorumcularının birçoğu Süper Kupa krizinde ortalıkta yoktu.
Olanların çoğu da kaçamak yorumlar yaptı.
Türkiye'de kıyamet kopmuşken ekrandaki yorumcular, FIFA'nın UEFA'nın iki takımın evinden farklı bir ülkede maç oynarken hangi kurallara uyacağını anlatmalıydı.



Suudi Arabistan Futbol Federasyonu'nun kuralları da izleyicilere aktarılmalıydı.
Haber kanallarında spor yorumcularının yerine siyaset ve askeri strateji konularında uzman kişilerin Süper Kupa'nın iptalini yorumlaması ise garipti.
Normalde o saatlerde futbolu ve uluslararası maçlardaki prosedürleri bilen insanlar medyada öne çıkarılmalıydı.
İnsanlar saatlerce bilgi kirliğine, asılsız haberlere ve manipülasyona maruz kaldılar.

***

BU NASIL MANİFESTO?

Kayseri'de borç meselesi nedeniyle tartıştığı M.K.'yi bulmak için, aracına bindiği M.K.'nin arkadaşı taksi şoförü Mustafa Kılıçaslan'ı öldüren Emre Kiremitçi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı.



Kiremitçi, son savunmasında, "Manifestonun katı kuralları vardır. Biri size yanlış yapıyorsa ve onu bulamıyorsanız; onun en yakın arkadaşını öldürürsünüz. Ben de öyle yaptım. Çantamda, Türkiye'de kullanılmayan özel mermilerim vardı. Eğer yakalanmasaydım, Kayseri'ye gelip, M.K.'yi de öldürecektim. Pişman değilim" dedi.
M.K.'yi öldüreceksen, arkadaşının suçu ne? Ve o özel mermiler nedir? Ve hangi manifestodan bahsediyor acaba? Katilin görüntüsü de acayip.
Katil bir yerlerden okuduğu ya da bir dizide izlediği bir manifestoyu yanlış anlamış da olabilir!
Bu hayatta hem garip hem de kötü olan insanlar da var. Onlara denk gelmek ise en büyük şansızlık olsa gerek.

***

BEN ÖLDÜKTEN SONRA NE YAPAR?

Trabzon'da 80 yaşındaki Yaşar Aytekin, 52 yaşındaki zihinsel engelli kızı Gülgün Aytekin'i öldürdükten sonra intihar etti.
Olayın nedeni henüz bilinmiyor! Benim aklıma ilk gelen ise babanın öldükten sonra kızıma kim bakacak, onun başına kötü şeyler gelir mi diye düşünüp düşünmediği oldu.
Elbette devletin engelli bakım merkezleri ve pahalı olmakla birlikte özel bakım evleri var.
İşini hakkıyla yapan merkezler var, lakin bazıları da kötü olaylarla haberlere konu oluyorlar.
Eğer Aytekin, ölümünden sonra kızının hayatını güvenle emanet edebileceği birini bulamadığı için cinayet işleyip intihar ettiyse bu olaydan film de çıkar, belgesel de.
Bu hayatta bazılarımız günlük küçük dertleri büyütüyorken, bazılarımız büyük sınavlardan geçiyor.
Zihinsel engelli ve tamamen bakıma muhtaç engelli evlatlara sahip olanlar birçoğumuzun anlayamayacağı acılar yaşıyorlar.
En kötüsü de ben öldükten sonra onlar ne yapacak endişesi ve korkusu.

***



Altyazı


"Tüm yaşamın boyunca akıllı olmaya çalışırsın ve sonunda hiçbir şey tecrübe edemezsin." (Life is Miracle)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA