Ülkedeki magazin gündemi o kadar sıkıcı ki, eller ne yapıyor diye bakındım. Anladım ki, konu ister politik, ister elitist, ister vasat ünlü dünyası magazini olsun, oralarda da değişen bir şey yok. Sadece karakterler değişiyor, Seren değil Harry oluyor. Demet değil Shakira atarlanıyor. Orada da aile çatışması, orada da ihanet, orada da atarlı giderli şarkılar... Batı Yakası'nda değişen bir şey yok anlayacağınız sevgili okur!
BELGESEL KESMEDİ
Mesela Prens Harry, karısını da koluna taktı ya da tam tersi karısı onu koluna taktı, belgesel yapmak onları kesmeyince, orada burada röportajlar verdiler, yetmedi dergi kapaklarına malzeme ettiler koca Birleşik Krallık Ailesi'ni... İşte, "Evladın da hayırlısı" dediklerine tipik bir örnek!
Ama yer mi bu mağdur ayaklarını İngilizler! Araştırmalar gösteriyor ki, Prens Harry ve karısı Meghan, İngilizler tarafından 'Evlat olsa sevilmez' kategorisine girmiş bile. İtici bulunuyorlarmış... Hatta sevimsizlik oranları, Krallık tarafından reddedilen Prens Andrew'u bile geçmiş... İngiliz halkının yüzde 41'i Prens'in yazdığı kitabın tek motivasyonunun para olduğunu düşünüyormuş. Bence yetti bu Kraliyet Ailesi magazini dünyaya.
Diğer yandan Gerard Pigue tarafından aldatılan Shakira, olmuş size Demet Akalın. Malum Demet Akalın'ın müzik kariyeri, yıllar yıllar önce 'malum' aldatılma sonrası söylediği atarlı giderli şarkılarla pik yapmıştı. Kim nerede aldatılsa bir Demet Akalın şarkısı bu duruma karşılık gelirdi bu toplum genetiğinde. Shakira'nın son şarkısı tam bu kıvamda. Diyor ki Latin yıldız,
Ben senin liginde değilim.
Ben iki tane çıtır ederim.
Ferrari'den inip Twimgo'ya bindin.
Rolex'ini Casio ile değiştirdin.
Ağalasan da yalvarsan da sana dönmeyeceğim.
Ohhh it's harsh baby! demek istiyorum. Sen Shakira'sın kendine gel! Yapma böyle ergen gibi atarlı giderli şarkılar, yoluna bak.
CATE YAŞLANMAYI DURDURDU
Gelelim o tarafların elit gündemine... Tüm zamanların en büyük aktrislerinden biri olan Cate Blanchett'ın, oyunculuktaki başarısını oturup konuşacak değilim. Dünya da bunu konuşmuyor zaten. Zira iki kez Oscar, üç kez BAFTA ve dört kez Altın Küre Ödülleri'ni kazandı kendisi... Mesele bu yetenekli kadının, nasıl yaşlanmayı durdurduğu! Herkes bu sırrın peşinde... Yıllar geçiyor o hâlâ şahane. Üstelik zamanın dayattığı güzellik anlayışına karşı koyarak, yani doldurulmuş yanaklar, garip dudaklar olmadan... Peki Cate ne yapıyor olabilir?
BİHTER'İ ANGELINE JOLIE OYNASA BİLE İŞ YAPMAZ
Ülkede herkes işi gücü bıraktı, yeniden çekelicek olan Aşk-ı Memnu'da Farah Zeynep Abdullah, Bihter olur mu, olmaz mı derdine düştü... Bakın, Bihter'i ister metrobüste bulduğunuz Ayşe oynasın, ister Angelina Jolie'nin yapay zekayla gençliğini tasarlasınlar, karşısına da Adnan Bey diye Brad Pitt'i koysunlar bu iş tutmaz! Çünkü mevzu bayat. Sadece bayat da değil, temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp karşımıza çıkarılıyor. Aşk-ı Menmu'yu yayınlayan kanal, dizi final yaptığından beri kesintisiz neredesye 15 yıldır yazın tekrarını veriyor. Ben bile en az dört kez aynı diziyi baştan sona izledim, dilaloglarına kadar ezberimde. Eğer sen Behlül'le Katia'yı sevgili yapmayacaksan, Adnan Bey'le Matmazel kardeş çıkmayacaksa bu senaryoda seyirciyi çekecek bir şey kalmadı. Kimse kusura bakmasın, bence Farah da kendini yormasın!
İŞTE BİR SÜPER KAHRAMAN
Kahramanlar aramızda. Üstelik bu kez ünlü! Tuvana Türkay, talihsiz bir kaza sonucu denize düşen köpeğini kurtarmak için bir dakika bile düşünmedi ve kendini Boğaz'ın sularına bıraktı. Kıyafetleriyle akıntıyla mücadele eden güzel oyuncu, köpeğini kurtardı, izleyenlerin alkışını topladı. Ben de alkışlıyorum Tuvana'yı. Neden mi?
Yoldan geçen bir erkekten yardım beklemediği için, "Ay ben ünlüyüm ya bir çeken olursa" demediği için... İşte tam bir süper kahraman!
