Başımızdan her gün binlerce olay geçiyor. Bu olaylar karşısında hem tecrübe kazanıyor, hem de tavsiyelere başvuruyoruz. Ailemizle yaşadığımız durumlarda, arkadaşlarımızla olan kavgalarımızda ya da önemli bir iş öncesi karar verme aşamasında aradığımız birisi de oluyor elbet. Tavsiye aldıktan sonra sıra tavsiye vermeye gelirse? İşte bu noktada, yararlı tavsiye vermek için bazı püf noktalarına ihtiyacınız olabilir.
İlgi ve alakanızı kaybetmeyin
Arkadaşınıza ihtiyacı olan ilgiyi vermeli ve ona derdini anlatması için alan tanımalısınız. Size sorununu anlatırken onunla ilgilenmeli, dikkatinizi başka hiçbir şeye vermemelisiniz. Onun sözü bittiğinde, siz söze kendinden emin bir giriş yapın ve onu dinlediğinize dair ipuçları verin.
Durumdan haberdar olun
Arkadaşınızı dinlerken bir tavsiyeye ihtiyacı olup olmadığını analiz etmeli, bu hususta ona tavsiyelerde bulunmalısınız. Aksi takdirde ona yanlış bir tavsiye vermiş olabilirsiniz. Aceleci olmayın, belki de yalnızca içini dökmek istiyordur.
Her insan aynı değildir
Tavsiye verirken, kendi geçmişinizin ve tecrübelerinizin onunkilerden farklı olduğunu unutmayın. Sizin mücadele eşiğiniz ve karşınızdaki kişininki farklı olabilir. Eskiden yaşadıklarınızdan bahsederek, onun yaşadığı sorunların üzerini örtmeyin. Sizin karşılaştığınız güzelliklerden ya da kötülüklerden o da nasibini alacakmış gibi konuşmalar iletişiminizin çökmesine yol açar.
Geçmişin muhasebesi olmaz
Size sorunlarından bahsederken, sürekli geçmişte yaptığı hataları hatırlatıp onun yüzüne vurmayın, bu durum onun size karşı olan dürüstlüğünü zedeler. Hayatında yaptığı hataların sebebini sürekli onda aramak mahcubiyet yaratacaktır. Yapıcı olmak en iyisi.
Alternatifler yaratın
Yeni yaşamış olduğu bir durumdan bahsederken, ona karşı olan yönlendirici tavrınızı geride bırakın. 'Şunu yap, şunu söyle' gibi yaklaşımlar onda sadece teslimiyet duygusu yaratacak, sorunlarını çözme konusunda bir bilinç uyandırmayacaktır. Onun daha önce düşünmediğini varsaydığınız alternatiflerden bahsedin.
ASTRO GÜNDEM
Venüs-Jüpiter 150'liği, 1991 yılında dağılan Sovyetler Birliği tarihine atıfta bulunabilir. Freni boşalmış bir araba gibi giden 2020, bu sefer de 1988 yılındaki olayların fitilini ateşleyebilir. Uluslararası diplomasi olgusu Ermenistan ve Azerbaycan olaylarında sınıfta kalabilir.
