Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Sizi Allah’a yakınlaştıracak kişileri dost edinin

Kur'an-ı Kerim şöyle buyurur: "O (mahşer) gün takva sahipleri dışında yakın dostlar birbirlerine düşmandırlar." (Zuhruf, 67).
Dünyada menfaat, kin, intikam, düşmanlık, imansızlık ve küfür üzerinde yol alanlar ahirette perişan olacaklardır. Takva ve iyilik konusunda yoldaş olanlar ise pişman olmayacaklardır.

SAHTE DOSTTAN UZAK DUR
Size yük ve bela getiren, sizi Rabb'inizden ve inancınızdan soğutan kim veya ne varsa bilin ki şeytanın oyuncağıdır. Ahirette sizin, "Beni yoldan çıkardı" diyerek jurnalleyeceğiniz dosttan dost olmaz. Kötüler ve şer yolunda yürüyenler ahirette birbirlerinin hasmı olacaklardır. Sana menfaat icabı yakın davranan, sahte gülücükler dağıtan, içten pazarlıklı kişilerden uzak dur. Onlar ancak ve ancak pişmanlık vesilesidir.
Peki, doğru dost kimdir? Bunun cevabını Allah'ın kitabı veriyor: "Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun Peygamber'i, bir de Allah'a tam boyun eğerek namazı dosdoğru kılan ve zekât veren müminlerdir. Kim Allah'ı, Peygamber'ini ve inananları dost edinirse bilsin ki şüphesiz Allah'tan yana olanlar üstün gelirler." (Maide 55-56). ve ancak pişmanlık vesilesidir.

ALLAH'IN RIZASINI KAZANMAK
Peki, ahiretten beklentiniz nedir? Böyle bir soruya muhtemelen şöyle cevap vereceksiniz: "Cennet ve nimetlerine kavuşmak, cehennem ve azabından da uzak olmak." Yaradan bunu, yani sizin böyle düşündüğünüzü, beklentinizi ve daha da ötesini bilerek şöyle buyuruyor: "Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara içinde ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetinde güzel meskenler vaat etmiştir. Allah'ın hoşnutluğu ise hepsinden daha büyüktür." (Tevbe, 72).
Evet, Allah'ın hoşnutluğu, bütün güzelliklerden daha büyük bir güzelliktir. Hani her vesilede deriz ya, Allah razı olsun... Allah'ın rızası, her rızadan daha sevindiricidir. "Bana seni gerek seni" diyen dervişin aradığı budur. Dost edindiğin kişiyle mahşerde Allah'ın huzuruna durduğunu düşün. Bu dost seni kurtarır mı, yoksa senin himmetine mi sığınır. Ahirette sana muhtaç bir dost, sana yük olmaktan başka bir şey değildir. Seni Allah'a, Peygamber'ine, müminlere ve temiz insanlara yakınlaştıracak kişileri dost edin. Onunla gönül beraberliği kur. Herkese verilmesi gerektiği kadar değer ver.

***


AYETLERDEKİ HAKİKATLERİ ANLAYALIM
Peygamber Efendimiz, ahir zaman insanını şöyle ifade etti: "Öyle bir zaman gelecek ki, insanlar mümin olarak sabahlar, akşama kâfir olurlar. Mümin olarak akşamlar, sabaha kâfir olurlar."
Bu, insanoğlunu tefekküre davet eden, ürperten bir hadistir. Zira bu oynak zemin, iman ettiğini ilan eden birçok kişinin imandan uzak olduğunu haber veriyor. Böyle insanların Kitap'a ve Peygamber'e teslimiyeti gönülden değil, dildendir sadece. İmanın Allah ile pazarlığı olur mu? "Allah'ım, ben hoşuma giden emrini dinlerim, ama hoşuma gitmeyen emrini dinlemem" diyen bir imana, samimi iman denebilir mi? Teslim olacaksın. Teslim almayacaksın.
İnsanların bir kısmı dinlerini küçük bir dünya menfaatine değiştirecekler, ayetleri keyfi hezeyanlarına göre yorumlayacaklardır. Veya hiç iman etmedikleri halde iman etmiş sadıklar elbisesine bürüneceklerdir. Dışları mümin, içleri ise karışık! Günden güne bu tür insanların sayısı çoğalacak.
Etrafınıza bakın... Kur'an okuyanlar çoğalacak ama hakikatini anlayanlar azalacak. Kemiyet doyurucu ama keyfiyet hayal kırıcı. Dünyalık beklenti, ahiret hesabından daha aşkın olacak. Zaten son hitabelerinde Seyyidü'l-Kâinat (Kâinatın Efendisi) şöyle demedi mi: "Dünyalık için çatışacaksınız!"
Hz. Peygamber'in "En-Nezir" yani "uyarıcı" sıfatı son günlerde daha da dillendirilmeli. Efendimizin bu husustaki sözlerine daha da muhtacız. Rehavete kapılan, dünyayı kaybetme korkusundan hafakanlar geçiren, ahiretten nefret edip samimi olduğunu ifade eden insanların çoğaldığından bahsetmek mümkündür.
Böyle bir zafiyet döneminin geleceğini söyleyen Hz. Muhammed'e (SAV) sahabe sordu: "O gün biz az mı olacağız? Azlıktan dolayı mı mağlup olup savrulacağız?" Hz. Peygamber cevap verdi: "O gün çok olacaksınız! Ama selin üzerindeki çerçöp gibi olacaksınız . Yani, sel sizi dağıtacak. Kıymetsiz olacaksınız."
Uyarılar bize. Ders alanlar dertsiz olacaklar ileride. Ders alamayanlar ise ders olacaklar.

TEK KOLU OLAN BİR KİŞİ İMAMLIK YAPABİLİR Mİ?
Bu durumdaki kişinin, abdestini alabiliyorsa imamlık yapmasında bir sakınca yoktur. Bazı âlimlerin bunun mekruh olduğunu söylemeleri, bir kolu olmayan kişinin abdestini tam alamamış olma ihtimalinden kaynaklanmaktadır. Yoksa bir uzvu olmayan kişi elbette imamlık yapabilir. Sahabeden Hz. Abdurrahman bin Avf, engelli olmasına rağmen Efendimiz onun arkasında namaz kılmıştır. Hz. İbn Ümmü Mektum, görme engelli olmasına rağmen Medine'de imamlık yapmıştır.
Salyangoz toplayıp ilaç için yurtdışına satsam helal midir?
İlaç sanayiinde kullanılmak üzere salyangoz satmak dinen sakıncalı değildir. Salyangozun yenmesi mekruh olmakla beraber ilaç sanayiinde -eğer kullanılabiliyorsa- kullanılması caiz olur.
Tavuk kesildikten sonra içinde bulunan yumurta yenilebilir mi?
Dişi olup yüklü olan hayvanların kesilmesi en azından mekruhtur. Ancak buna dikkat edilmeden kesilen tavuktan çıkan yumurta yenilebilir.
Abdestte ağzı yıkamak nasıl olmalı?
Hz. Peygamber, abdestte mübarek ağzını üç kez yıkardı. Suyun, bütün ağzın içini kaplaması ve her seferde yenilenmesi sünnettir.
Abdest alırken nelerden sakınmalıyız?
Abdest alan bir Müslüman'ın şu hususlara dikkat etmesi gerekir:
- Suyu fazlaca tüketmemeli.
- Suyu organlara değdirirken mesheder gibi az kullanmalı.
- Abdest suyunu etrafa sıçratmamalı.
- Gerekmedikçe abdest esnasında konuşmamalı.
- Hastalık veya engellilik yoksa abdest suyunu dökmesi için birinden yardım istememeli.
- Pis yerde abdest almamalı.
- Abdest uzuvları arasında uzun ara vermemeli.
Meleklerin özellikleri nelerdir?
Yüce Allah'ın nurdan yarattığı meleklerin bazı özellikleri şunlardır:
- Onlar daimi olarak ibadet ederler.
- Hep Allah'ı zikrederler.
- Kendilerine verilen emirleri uygularlar.
- İbadet yapan müminlere dua ederler.
- Kötülük yapmazlar.
- Yemez, içmez, uyumazlar.
- Erkek veya dişileri yoktur.
- Allah dilemedikçe gözle görülmezler. Bir görev durumu hariç.
- Çoğalmaları emirledir.
- Yorulmak, usanmak gibi bir durumları yoktur.
- Gençlik, yaşlılık halleri yoktur.
- Uzun mesafeleri kısa zamanda kat ederler.
- Kanatlıdırlar, müminlere yardım ederler.

Bir ayet
"Hayır, hayır... Rabblerine andolsun ki (ey Muhammed) onlar aralarında anlaşmazlığa düştükleri her konuda seni hakem yapmadıkça ve sonra da senin verdiğin karara kalplerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle tabi olmadıkça gerçekten inanmış olamazlar." (Nisa, 65)
Not: Bu ayet, Hz. Peygamber'in emirlerinin, sözlerinin, verdiği kararların Allah'ın kontrolünde olduğunu gösteriyor. Biz bundan dolayı Kur'an-ı Kerim ve sahih hadislerin bizi bağladığını söylüyoruz.

Bir hadis
"Böbürlenerek elbisesini yerde sürükleyen (kibirle dolaşan) kişinin suratına Allah kıyamet günü bakmayacaktır." (Buhari, Müslim)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA