Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

“Tek Rakibim Nusr-Et”

Instagram'da 50 milyonu aşan takipçisine sabah kahvesini yudumladıktan sonra hiç beklenmedik bir şekilde kapicciiiinoo diye seslenen Nusret Gökçe'nin, İstanbul'un en gözde mekanlarından birinin gelişini haber verdiğini kim bilebilirdi. Ya da videolarında sık karşılaştığımız wooow nidasıyla kendine ait yeni markasını duyurduğunu nasıl tahmin edilebilirdik.
Evet, Türkiye'nin 'en global bireysel markası' Nusret Gökçe'nin, Maçka Palas'ta açtığı yeni mekanı Kapicciiiinoo Cafe ile WowGYM spor salonundan ve bunları nasıl önce sosyal medyada gündeme getirdiğinden söz ediyorum. Bütün bunlar müthiş bir pazarlama taktiği değildir de nedir?
Gökçe'nin Erzurum'da başlayıp Hollywood starlarına uzanan yolculuğuna ilişkin birçok haber ve röportaj bulmak mümkün. Hatta bu konuda hatırı sayılır bir İngilizce ve hatta İspanyolca kaynak olduğunu da not edelim. (Zira global bir marka olmak bunu gerektiriyor olsa gerek.) Sadece Gökçe'nin Instagram hesabında 15-20 dakika zaman geçirmek bile bu gösterişli milyonerin yaşam öyküsüne ilişkin bir fikir oluşturmaya yeter.



Ancak bugün 7 ülkede günde 10 binin üzerinde müşterisine 'ultra premium dining' deneyimi yaşatan Nusret Gökçe'nin nam-ı diğer Salt Bae'nin, Katar'daki restoranı Nusr-Et Doha, Dünya Futbol Şampiyonası sırasında maçların yapıldığı statlar kadar popüler hale gelince, INBUSINESS Dergisi için bir röportaj yapmaya karar verdik. İtiraf edelim kendisine ulaşmamız pek kolay olmadı. Gökçe, ancak araya hatırlı dostların girmesiyle bir röportaj vermeyi kabul etti ve sorularımızı kendi tarzında, içtenlikle yanıtladı.
Sıfırdan var ettiği markasıyla dünyanın en ünlü Türkleri arasında yer alan Gökçe'nin Nusr- Et için planları da dünyaya yayılan şöhreti gibi büyük. Türkiye'deki yatırımlarını belli bir noktaya getiren Gökçe'nin hedefi "Benim her şeyim" dediği restoranlarını Arjantin, Meksika, Brezilya, Avrupa ve Uzak Doğu'ya taşımak.
"Dünya haritasını önünüze koyun" diyor Gökçe ve ekliyor: "Ve aklınıza neresi geliyorsa orada bir Nusr-et açıldığında daha ilk günden sanki yıllardır misafirlerini ağırlıyormuş gibi iş yapar. Bu bir iddia değil, her gittiğimiz şehirde, her ülkede bu böyle oldu. Sebebi elbette h oluşturduğumuz marka gücüdür."
Sosyal medya ekibi dahil 5 kişiyle sürekli seyahat eden Gökçe, "Ben yokum, biz varız. Nusret Gökçe, Mithat Erdem, Ferit Şahenk ve bizi biz yapan ekibimiz" diyerek ortakları ve ekibinin kendisi için anlamını ortaya koyuyor. 2023'te hedeflediği büyümeyle çalışan sayısını da 4.500'e çıkarmayı istediklerini dile getiren ünlü şef en çok merak edilen Michelin Yıldızı meselesiyle ilgili ilk kez yorum yaptı. "Restoranlarıma giren her bir müşteri benim için bir yıldız" sözleriyle bu kez de müşterilerinin kendisi için anlamını ortaya koyan Gökçe, rakip olarak sadece kendisiyle yarıştığının altını şu sözlerle çizdi: "Nusr-Et'in tek rakibi kendisidir. Kendiyle yarışan hep kazanır."
Cesareti ve çalışkanlığının yanında en büyük sırrı 'kendiyle olan yarışı' diyebileceğimiz Gökçe'nin kariyerindeki detaylara vakıf oldukça bunun tam bir 'self made man' (kendi kendini yetiştirmiş insan) hikayesi olduğu daha da kesinleşti. Anlattıklarında yolun başındaki gençlerden, yılların markalarına kadar herkese, her kuruma çıkacak önemli dersler var. Bir önemli ders de Dünya Kupası kutlamaları ile ilgili tartışmaların ortasında yer alan Gökçe'nin bu konudaki değerlendirmesi.
Ancak o da başka bir röportaja kaldı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA