Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Siz hepiniz ben tek

Bu tarihi 15 Mayıs sabahında yazılacak, söylenecek çok şey var. O yüzden derin ve tutarlı siyasi analizleri uzmanlara bıraktım, seçim sürecini, seçim günü ve gecesini çeşitli kaynaklardan takip etmeye çalışan bir gazeteci olarak aklımdan geçenleri düzensiz bir şekilde sıralamaya karar verdim.
Şimdi sonuçlara bakınca seçim sürecinde sık sık hissettiklerimde haksız değilmişim. Bu seçim, biraz eskiden mahalle aralarında oynanan tek kale maçlara benziyordu. Mahalledekilerin hepsinden iyi oynayan çocuğun durumu gibiydi; siz hepiniz ben tek. İçeride 7 parti, dışarıda 7 düvele karşı girilen bu seçim meğer gerçekten de 2023'ün en önemli seçimiymiş.
21 yıldır iktidarda olmanın getirdiği metal yorgunluğuna, yüzyılın en büyük depremine, uluslararası basının 'mutlaka gitmeli' şeklindeki kara propagandasına ve (seçim gecesi iyice açığa çıkan) anket manipülasyonuna rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Kılıçdaroğlu'na fark atarak geride bıraktığı bir seçim yaşadık.
Ama bu sonuçlarda başta Kılıçdaroğlu olmak üzere muhalefet kanadından kimsenin bir suçu kabahati yok. Tek suçlu iktidar! Bir de kamunun seçkin kurumları.
Üstüme vazife değil ama ben yine de tarihçileri, siyasi analistleri, sosyologları, antropologları ve tabi en başta psikologları göreve davet ediyorum. Kaybetmelerine rağmen her seçimin sonunda aynı şeyi savunup, belli bir kitleyi buna inandırabiliyorlar.

KILIÇDAROĞLU'NUN DEĞİŞİM VAADİ TUTMADI
Ama inandıramadıkları çok şey var. Örneğin muhalefet seçimde değişim vaad etti ama şunu unuttu; daha önce 12 kez seçim kaybetmiş (13'üncüsü resmi olarak loading) bir adayla değişim vaat edemezsiniz.
Bana göre başarısızlığa götüren bir diğer neden de ülkeye demokrasi getireceğiz söylemi idi. İşte bu hiç olmadı. Seçimlere yüzde 88.3 oranında bir katılım sağlanmış iken 'ülkeye demokrasi getireceğiz' söyleminin toplumda bir karşılığı olmadığını gördük. *Önce her zaman hayranlıkla bahsettikleri Avrupa ve Amerika'da seçim kaybedenlerin davranışlarını hatırladım sonra Kılıçdaroğlu'nun ve diğerlerinin dün akşamki davranışlarına baktım, hala bir azarlama, başkalarını suçlama ve hala bir ayar verme ama bir türlü başarısızlığı kabullenmeme hali.
Mevzuyu daha açık nasıl anlatsam bilemiyorum. Milletimiz, 'bedava ev vereceğim' diyen 6+1 parti liderine, iki büyükşehir belediye başkanına inanmadı.

DÜRÜSTÇE YANITLAYIN SİSTEM KİME YARADI
Muhalefeti destekleyen (ama tarafsızlığı tartışmasız) yüce, bilge gazeteciler ve muhalefetin şahane ileri gelenleri; lütfen bir kez olsun 5 dakikalığına sizin gibi düşünmeyenlerin de doğru söyleyebileceğine inanın. Sadece 5 dakikanızı verin ve aşağıdaki verilere bu gözle bakın; seçim barajı yüzde 10'dan yüzde 7'ye düşmeseydi bu kime yarardı bir düşünün. Yüzde 50+1 oy sistemi diktatör dediğiniz Erdoğan'a mı yaradı yoksa muhalefete mi? Bu kural Erdoğan'ın seçilmesini daha da zorlaştırmadı mı? Ömrü boyunca alması mümkün olmayan bir oya erişen Kılıçdaroğlu'nun umutlarını artırmadı mı? Şimdi içinizden de olsa dürüstçe yanıtlayın, sistem kime yaradı?

SAHİ BALKON SEFASI BİR ÇİÇEK ADI MIYDI
Dün gece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasını izlerken, balkon sefası diye bir çiçek var mıydı yok muydu tam hatırlayamadım. Google'ayınca da karşıma kahkaha çiçeği dahil birçok farklı isim çıktı. Ben de neyse 'kahkaha filan subliminal mesaj mı veriyor' durumuna düşmeyeyim, akılları iyice karıştırmayayım, dedim.
Bir çiçek ismi miydi, değil miydi tam üzerinde durmadım ama bizlerin bildiği bir balkon sefası var sonuçta. Ve bu bir türlü muhalefete nasip olmuyor. Sonra neden muhalefet balkon keyfi süremiyor diye düşündüm ve aklımca yukarıdaki sebepleri bir daha sıraladım. Sonuç; bütün gün Fikret Kızılok'un meşhur şarkısı döndü durdu kafamın içinde.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA