Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Siyasi bedel falan bilmeyiz ama o banka kredisini ödeyin beyler!

Davutoğlu ekibi haftalardır Şehir Üniversitesi ile ilgili bir kampanya yürüyordu.
Nargileci trolleri bir yandan, Davutoğlu'nun başbakanlığının bitmesiyle birlikte "medyayı yönetme hayalleri" de suya düşen ve başımıza muhalif kesilen "İslamcı gazetecileri" diğer yandan bize şu hikâyeyi anlattılar:
"Kamu bankaları, hükümetle arası kötü olduğu için Davutoğlu'nun vakıf üniversitesine verdikleri kredilerde kolaylık tanımıyorlar."
Kendilerini dünlerinden ve işlerinden tanı- yanlar, bu vakıf ajitasyonunu yemediler tabii ki.
Ancak, devletin yağmurlu havada vatandaşına vereceği suya bile "Aman serbest piyasaya müdahale olur" diyerek karşı çıkan liberallerimizi ve bazı öğrencilerimizi "eğitim" diyerek kısmen ikna ettiler.

***

Derken NATO zirvesinden henüz dönmüş Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hayati dış politika gündemine kısa bir ara verip bu konuda bir açıklama yaptı. Çok ciddi ve çarpıcı bilgilerle tüm iddialara topluca cevap verdi:
"Şehir Üniversitesi'nin tahsisini başbakanlığım döneminde yapan benim. Daha sonrasında malum zat başbakan olunca bu tahsisi, Şehir Üniversitesi'ne mülkiyet devrine dönüştürmüştür. Hiçbir üniversitenin daha önce mülkiyet devri olmamıştır. Öksüz ve yetimin hakkını orada gözetmeksizin devir gerçekleştirdiler. Çok da teferruata girmek istemiyorum, burada Halkbank'ın adeta bir dolandırılması söz konusudur!"

***

Kuşkusuz yalnızca siyasetin değil hukukun da alanına giren bir tartışmayla karşı karşıyayız.
Cumhurbaşkanın sözleri de kısa ve net.
Ancak Davutoğlu cephesinden şu ana kadar "Siyasi bedel ödetilmeye çalışılıyor" tekrarından başka bir şey duymadık.
Biliyorum, Davutoğlu cevabı kısa olan soruları duyunca sinirleniyor.
Başbakanlığı döneminde kendisine böyle sorular sorduğumda beni "vatan haini" diyerek, hatta "teröristlikle" suçluyorlardı.
Bugün ortalıkta ifade özgürlüğü savaşçısı gibi dolaştıklarına bakmayın siz... Başbakanken kendisine eleştiri yapıyorum diye danışmanları, gazetecileri ve medya patronlarını arayarak beni piyasadan sileceklerini söylüyorlardı.
Ayrıntıları merak eden Süleyman Özışık'a sorsun, o isim isim yazmıştı.
Neyse... Şimdi de beyefendi kızacak diye susacak değiliz.
Evet, diğer vakıf üniversitelerimizin de serbestçe cevaplayabilecekleri sorumuz net:
Kullanım hakkı sizde olan evinizin bir odasını arkadaşınıza kalması için geçici olarak tahsis etseniz. Ardından arkadaşınız siyasi nüfuzunu kullanıp evinizin odasının mülkiyetini üzerine geçirse...
Yetinmeyip tapuyla kamu bankasından kredi çekse. Geri öderken de çamura yatsa... Borçlular sizin kapınızı çalsa... Daha bitmedi... Sonra da hakkınızı arayınca yavuz hırsız gibi üste çıkıp, "dün bana evini açıyordun ama" deyip sizi vefasızlıkla suçlasa?
Bu durumda ne yapardınız?
Ajitasyonu bırakın!
"Örtülü" ya da açık başbakanlık imkânlarıyla değil, sadece asgari ücretle geçinen vatandaş bile kredi borcunu ödemese tepesine çökülüyor... Siz de bu halkın dişinden tırnağından arttırdığıyla kurduğu kamu bankalarına olan kredi borçlarınızı bir an önce ödeyin beyler!
Ayıptır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA