Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Yasak bilimin emri, şu içki yasağı olmasaydı!

Hafta sonları sokağa çıkma yasağı...
Akşam 21'de eve dönme mecburiyeti...
Lokantaların, kafelerin kapatılması...
Seyahat sınırlaması...
Eğitim ve öğretime ara verilmesi...

Çoluğun çocuğun, ilkbaharlarını yaşayan gençlerin, arkadaşlarından, sokaktan kopartılması...
Hayatının sonbaharındaki 65 yaş üstüne günde bir iki saat hava izni verilmesi...
Misafirlerin kapıdan kovulması...
Kapısının önünde ayakkabı olan komşunun polise ihbar edilmesi...
"Kaçak düğün basıldı" haberleri...
Otomobilinde tek başına giden adamı durdurup maske takmıyor diye ceza kesilmesi...
Tüm bunlar ve daha fazlası, Bülent Ortaçgil'in o enfes parçasının nakaratında gibi "valla gayet normal". Sorgulanamaz.
Her konuda iktidarın karşısında duran, yolu, köprüyü "niye yapıyorsun" diye soran muhalefet bile bu kez "yetmez daha fazla yasak" diye tezahürat yapıyor.
Çünkü "salgın var" diyorlar. "İnsanlar ölürken" en temel anayasal hakların, bireysel özgürlüklerin tüm dünyada rafa kaldırılmasını tartışmayı şımarıklık sayıyorlar...
Bir tek hafta sonu açık olan marketlerde içki satışına izin verilmemesi anormalmiş!
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu uygulamayı, "marketler karşısında, hafta sonu kapalı olan Tekel bayilerinin haklarını koruması kaygısıyla" izah ediyor. İnsanların temiz hava alma ihtiyacıyla deniz kenarında maskesini burnunun altına indirmesini dahi "lüks" sayan bilim insanlarımız bu talebi nasıl değerlendiriyorlar?
Bilimsel çalışmalarından ve literatürden ziyade laboratuvarda icat ettikleri yasakları ilan etmekle ve siyasetle meşgul Bilim Kurulu'nun hafta sonu içki satışının yasaklanmasıyla ilgili bilimsel görüşü nedir?

***

Tek çözüm nefes almamak galiba!

Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Kovid-19 Yoğun Bakım Koordinatörü Prof. Dr. Recep Tekin uyarıyor:
"İçeride Kovid-19 hastası biri varsa ve kapı pencere kapalıysa o ortamda dört saat kaldığınız zaman maskeli dahi olsanız virüs yüzde 100 bulaşıyor."

***


Anlamadık, şimdi tecavüzcüler AK Parti iktidarından mı tahrik oluyor?

CHP Milletvekili Sera Kadıgil, CHP'de birbiri ardına patlak veren taciz ve tecavüz iddialarıyla ilgili Meclis'te partisinin adına konuşuyor:
"Bakın şimdi, CHP'nin içinde taciz ve tecavüz vakaları oldu mu? Oldu. Tabii ki olacak. Toplumsal cinsiyet eşitliğine sahip olmayan bir ülkede yaşıyoruz. 18 yıldır sizin iktidarınızda yaşıyoruz."
Hayda...

Kadıgil ve partisi bu savunmadan, CHP'deki tacizcilerin, tecavüzcülerin iktidarı değiştiremedikleri için el mecbur millete sarktıkları anlamının çıkacağını, alay konusu olacaklarını düşünemiyorlar mı?
Öyle de oldu. Dün sosyal medya yıkılıyordu.
Ama sanırım dert etmiyorlar. Dahası bu yaklaşımın mantıklı olduğunu düşünüyorlar. Zira Kılıçdaroğlu da daha önce karısını döven erkekler için "Erkek işsizse, eve yeteri kadar para gelmiyorsa, akşam tencere kaynamıyorsa bu erkek de gelir hıncını karısından alır" demişti.
Kemal Bey'in dediği gibi sorarsak "Böyle bir şey olabilir mi ya?
Siz iktidar olamıyorsanız kadınların suçu ne?

***


Erdoğan'ın şiiri bu kez İran'ı gerdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de, Dağlık Karabağ'daki askeri kazanımlar için düzenlenen Zafer Geçidi Töreni'nde, Şair Bahtiyar Vahapzade'den şu dizeleri okumuştu:
"Aras'ı ayırdılar/Kum ile doldurdular/ Ben senden ayrılmazdım/Zor ile ayırdılar/ Ay Lâçin, can Lâçin/Men sene kurban Lâçin."
İran, Azerbaycan'la olan eski bir toprak meselesi yüzünden bu dizelere çok alınmış. Ülkedeki siyasiler Twitter'dan çocuk gibi tehditler savuruyorlar.

Kafalarını bozarsak İzmir'i ve
Ankara'yı başımıza yıkarlarmış. İstanbul'u niye es geçiyorlar, İranlı turist çok diye mi, bilmiyoruz.
Elbette meseleleri başka. 1979'daki devrimden beri ülkede iş başında olan diktatörlük yine, varlığını borçlu olduğu ABD'nin yeni döneminde rol kapmaya çalışıyor.
Türkiye'nin genişleyen bölgesel ittifaklarına karşı "göreve hazırız" diyerek Biden'a sırnaşıyor.
Şiirle kavga edenin sonunun iyi olmadığını onlar da öğrenecekler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA