Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Ahmet Necdet Sezer Jurassic Park’ta ortaya çıktı

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Melih Gökçek'in tartışmalara konu olan Ankara'daki dinozor parkından bahsetmiyorum.
Epeydir ortalıkta görünmeyen Ahmet Necdet Sezer arzı endam etmek için dinozorların "taklitlerinin" değil "orijinallerinin" bulunduğu bir ortamı tercih etmiş.
Referandumda "evet" diyen vatandaşları, Yunan gibi İzmir'den denize dökmekle tehdit eden CHP'li Hüsnü Bozkurt'un (72) başında olduğu Atatürkçü Düşünce Derneği'nin gecesinde ödülleri takdim etmiş.
Gazetecilik dalında bu yıl da Asrın Atatürkçüsü Uğur Dündar (79) olurken "Tiyatroculukta" da Müjdat Gezen (79) ödüle layık görülmüş.
Atatürk adına imzaladığı kitabını binlerce liraya satışa sunup ne kadar Atatürkçü olduğunu tescilleyen Yılmaz Özdil'e (57) ise mansiyon bile verilmemiş.
Belli ki, 57 yaşında vefat eden Atatürk'ün "torunuyuz" diyen zinde ihtiyar heyeti, 57 yaşındaki Özdil'i genç bulmuş, biraz daha pişmesi gerektiğine karar vermiş.



Basından okuduğumuz kadarıyla, Sezer de bu +70 etkinliğindeki girdisi çıktısı 30 saniye süren konuşmasında "önemli mesajlar kaydetmiş..."
"Atatürkçülük düşüncesinin iki temel nedeni var, hepimiz biliyoruz; akıl ve bilim. Bu iki ilkeden, hatta Atatürk demiştir, benim söylediklerimle bilim çelişirse bilimi yeğleyin. Akıl ve bilimden uzaklaşan toplumların ne durumlara düştüğünü hepimiz biliyoruz" demiş.
Hafızalarımızda bir kez bile gülerken kaydı bulunmayan Sezer'in görev başında olduğu o "gri" dönemi düşünüyorum da...
Elbette çoğunuz gibi aklıma, zamanın Başbakanı Ecevit'e Anayasa kitapçığı fırlatıp fırça atarak başlattığı ekonomik deprem geliyor... Gecelik faizlerin yüzde 7500'lere çıktığı o kâbus.
Sonra halkın temsilcisi olan iktidarın her icraatını Çankaya'da son güne kadar bekleterek ülkeye, gelişmeye, geleceğimize nasıl "inat" ettiğini...
Hepsinden beteri... Türkiye demokrasi tarihindeki utanç sayfalarından biri olan 27 Nisan 2007 e-muhtırasına verdiği desteği unutmak mümkün mü?
ADD'nin "ordu göreve" pankartları açılan Cumhuriyet Mitingleri'yle açıkça darbe çağrısı yaptığı, Hrant'ın katledildiği, Sabih Kanadoğlu'nun (83) jakobenizm tarihine geçen 367 garabetini ortaya attığı günlerdi...
Başımızdaki Sezer de cumhurun tarafında olması gerekirken, tarafsızlık ayağına "Atatürk'le aldatan bu faşist darbeci güruhun" yakmaya çalıştığı ateşe benzin döküyordu.
Evet, kendisi yönetimde söz sahibi olduğu yakın geçmişiyle, Atatürk'ün dediği gibi, akıl ve mantık sükût edince neler yaşanacağının "en canlı" kanıtı.
Neyse ki devirleri geçti.

***

AJANSLARI, KÜÇÜK PARTİLERİ MAYMUNA ÇEVİRİYOR

Cumhurbaşkanlığı sisteminin doğurduğu pek çok parti var...
Oy potansiyelleri açısından iktidar perspektifi olmayan, sadece ittifaklara yamanmayı hedefleyen, "en iyisi işlek noktada bir tekel bayii abi" mantığıyla kurulmuş bu partilerin gündem olma taktikleri de bir örnek.



Instagram hikâyelerinde, Tiktok'ta, Twitch'te en leş 'challenge'larla, abartılı jestlerle, güldürmeyen fıkralarla, şecaat arz ederken sirkatin söyleyerek, cast ajanslarından oyuncularla başrolü paylaşarak itibarlarına jilet atıyorlar...
"Kendilerine güldürüyorlar."
Bu "siyaset insanları" eğer topluca andropoza ya da tercihe göre menopoza girmedilerse akıl verenleri bir olmalı.
Zira hepsinin aynı anda Can Yücel'in "Ne kadar rezil olursak o kadar iyi" dizelerini mırıldanarak "ergen taklidi" yapmaya başlaması rastlantı olamaz değil mi?
Yok, öyle "üst akıldan" falan bahsetmiyorum...
Bence, şaklabanlıkla ergenlerin oyu giderken, evdeki aklı başında seçmenden olacaklarını bile hesap edemeyen siyasetçileri bu kez söğüşleyen akıl yerli malı yurdun malı...

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA