Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Toksik muhalefet

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Hayatın sadece olumlu atfedilen yön ve duygularına odaklananları tarif etmek için kullanılan "toksik pozitiflik" kavramı herkesin dilinde...
Son dönemlerde "toksik pozitif" denilen insanlardan yakınanları da çok görüyorum.
Çünkü bu kişiler çevrelerindekilerin psikolojisini "zehirliyorlarmış."
Hem kendilerine de zararları varmış. "Gerçekle" yüzleşmeyerek kendilerini kandırıyorlarmış.
Ne biliyorlarsa...
Öyle ya belki gerçekle böyle yüzleşiyorlardır toksik pozitifler?
Bu yolu seçmişlerdir...



Herkes yakınarak ya
da karamsarlıkla, hüzünle kafayı bulmak zorunda mı?
Ayrıca eğer böyle bir tanımlama yapacaksak bence memleketteki asıl problem de toksik negatiflik.
Baksanıza, siyaseti ve toplumu zehirlemiş durumda öldük, bittik salgını.
Bir hafta boyunca, ülkenin Cumhurbaşkanı'nın Türklerin geleneksel yiyeceği yoğurdu tavsiye etmesini bile "İnsanlar yoğurdu nereden bulsun" seviyesindeki bir ajitasyonla ayıpladılar...
"Altı üstü yoğurt" diye şaşıranları, "Polyannacılık oynamakla," gerçeklerden kopmakla, vicdansızlıkla hatta "yalan söylemekle" suçladılar...
Aklı başında insanları bile, enflasyon gerçeğini arabeskleştiren negatif gündeme dahil ettiler...
Toksik muhalefet dün de Erdoğan'ın şu aşağıdaki konuşmasına "insanlar açlıktan ölüyor yurt dışına nasıl gitsinler" diyerek kederleniyorlardı:
"Gençlerimizden internet sosyal medya ve benzeri alanlardan faydalanırken gerçek alanlardan kopmamalarını istiyoruz. Kağıda basılı kitapları çantanızdan, masanızdan asla eksik etmeyin. Spora her gün vakit ayırın. Demli bir çay veya güzel bir aromalı kahve eşliğinde yapılan karşılıklı sosyalleşmeyi asla ihmal etmeyin. Yakın çevrenizden başlayarak ülkemizi, imkanınız olursa dünyayı gezip görmek, farklı kültürleri tanımak için şartlarınızı zorlayın."
Aman ha "Ne var bu sözlerde" demeyin...
Dedim ya çok bozuluyorlar.
Hiç olmazsa kimi gazeteciler gibi "Tamam zamlara ben de karşıyım ama..." falan türünden anlamsız şeyler söyleyin.
"Toksik pozitif" demesinler!

***


KORONA BASINININ SON ÇIRPINIŞLARI
Dünya genelinde Covid-19 kısıtlamaları kalkıyor...
İnsanların zorla aşılanmasını teklif edecek kadar şirazesi kayanlar, "şöyle bir tam kapanamadık gitti" diye iktidara akıl veren Korona tellalları bile daha fazla direnemiyorlar.
Hatta, yazdıklarını unutmuşuz gibi "biz dedik" diye söyleniyorlar...
Gülümseyerek izliyoruz.
Ama pandemi paniğinin kesilmesiyle zor günler geçiren, her bültende verdikleri ölüm tablosunun yerine ne koyacağını bilemeyen Korona basını hepten ümidi kesmiş değil.



Zira salgının çıkış noktası diye bildiğimiz Çin yeniden kapanıyor!
Basından okuduğumuza göre, Çin'de günlük vaka sayısı bir önceki güne göre ikiye katlanmış!
"Çin", "ikiye katlamak" falan dediklerine bakmayın... Çin'de sadece 3 bin 400 "hasta" varmış.
Evet, 1,4 milyarlık ülkede, Avrupa ülkelerinin resmen "grip" olduğunu kabul ettikleri 3 bin 400 üst solunum yolu hastası olması olağanüstü ilan ediyorlar!
Ama "Ülke pazar günü yeni vaka sayısında son iki yılın zirvesini gördü" türünden cinliklerle başvurmak zorundalar...
Çünkü Çin'deki "mevsimsel grip vakası" sayılarını pandemi öncesi verilerle kıyaslasalar foyaları ortaya çıkacak...
Canlarıyla korkutarak paranoyak hale getirdikleri, panik müptelası yaptıkları, yakınmayı zevk edinen zavallı insanları, "müşterilerini" bile kandıramayacaklar.
Ne utanç verici bir "ticaret" değil mi?



Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA