Kuzey Ege'den aşağıya, Kaz Dağları'ndan ta Marmaris'e kadar şöyle bir inin... Sahil şeridinde tecavüze uğramamış kaç yer sayabilirsiniz?
Yer gök beton, site, villa... Hepsi de birbirinden çirkin.
Altyapı yok, yol yok, çöpü alan yok, elektrik yetmiyor, sular kesiliyor. Trafik ararsan var.
Hemen hemen hepsi de yıllardır, dün Akbelen'deki santral protestolarına katılan Kılıçdaroğlu'nun partisi tarafından yönetiliyor.
İşte bu yüzden son yirmi yılda rant uğruna Ege'nin çanına ot tıkayanlar, bu talana ortak olanlar "ağaç" dediklerinde gram samimiyet göremiyorum...
Bölgede maden işleten "beyaz şirketlerin" sponsorluğunda dağcılık yapanların çevrecilik nutuklarında da...
Deniz kıyısındaki ormana ev dikip yangında alevler mülküne yaklaşınca "Bölge imara açılmasın" diyen Recep İvediklerin isyanında da...
"Cennet gibi" koylardaki lüks sitelerde yer kapatıp, yanı başlarında yeni başlayan inşaatı "Doğayı katlediyorlar" diyenlerin protestolarında da...
Yoksa çevreciliği sizden öğrenecek değiliz.
***
MAHMUT TANAL VAKASI
CHP Milletvekili Mahmut Tanal, müthiş bir yetenek. Dün Akbelen'de olduğu gibi, hükümet protestosunda bile muhalefeti yuhalattırabiliyor.
FETÖ'nün yayın organları kapatılırken de polisin önüne yatıp Kemalistleri CHP'den soğutuyordu.
E tabii Kemal Bey de bu cevheri görmüş olmalı ki, kimleri kimleri yerken Tanal'ı yanı başından hiç ayırmıyor.
***
SON KILIÇDARCI
Medyada eğilim İmamoğlu'ndan yana... Sağdan sola herkes Kılıçdaroğlu'na yükleniyor.
Bir Cumhuriyet direniyor.
Bir de Son Mohikan misali Ersan Şen.
***
ÇOK BEKLERSİNİZ
Ne kadar Amerikancı yayın organı varsa Sisi'nin Putin'i beklettiğini yazıyorlar.
Artık o bekleten değil bekletilenmiş...
Delil olaraksa Putin'in St. Petersburg'daki Rusya-Afrika zirvesinden önce Konstantinovski Sarayı'ndaki odasında, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'yi beklerken çekilmiş bir videoyu paylaşıyorlar.
Adam evinde arkadaş. Görüntüler de gizli bir çekimin ifşası değil. Putin'in rahat diplomasisini yansıtan gayet samimi, şık dakikalar. Propaganda amaçlı yani.
***
BUNLAR DAHA İYİ GÜNLERİNİZMİŞ, ONA GÖRE
Çarşamba günü korkuyla beklenen sıcak geldi.
Herkes kafasına göre bir rakam veriyordu. "Son 100 yılın en sıcağı" diyen de vardı, "İki üç bin yılın" diyen de...
Hızını alamayan Boğaziçili bir hocamız da gazetedeki mülakatında "Bunlar daha iyi günleriniz" buyurmuş.
Bence de...
Yarın bir gün "Sokağa çıkmayın, fazla karbondioksit salıp havayı ısıtıyorsunuz" da diyebilirler. "İneklerin osuruğu ozanı deliyor" diyen bilim insanları bunlar.
Sonra gelsin temiz hava vergisi...
Hadi canım, abartma mı diyorsunuz?
Hatırlatırım, pandemide Vuhan'dan New York'a iki günde ulaşan bir grip virüsünden korunmak için "Eve kapanın, maske takın, fazla nefes almayın" dediklerinde de öyle diyordunuz.
Bu arada çarşamba günü sıcaktan sonra perşembe yağmurlu, serin, harika bir hava vardı İstanbul'da. Gökkuşağı bile çıktı. Ama baktım hiçbir yerde "Hava limonata gibi" diye bir haber göremedim.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
