Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Kantarın topuzu kaçarsa ters kelepçe ters teper

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Yeni İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile yoğunlaşan mafya operasyonlarında azılı suçlulara ters kelepçe takılması gibi uygulamalar göze çarpıyor.
Mafya özentiliğinin körüklendiği, ahlaksız heriflerin çoluğa çocuğa rol model olarak sunulduğu bir dönemde verilen mesajın kamu çıkarına olduğunu düşünüyorum.
Zorbalığın, arkana bazı güçler alıp insanları ezmenin itibarlı bir pozsiyon olmadığının, bu kişilerin resmi yetkililerce kollanmadıklarının göze sokulması faydalı.



Kanunlar da zaten kolluğa zanlıyı tehlikesine göre yakalama, tutuklama konusunda takdir yetkisi tanıyor. Hukuksuz bir durum yok.
Ne var ki sosyal medyada başlayan tartışmalar üzerine, "dine laf söyleyen twit attı", "Laikliği eleştirerek Atatürk'e hakaret etti" gibi gerekçelerle gözaltına alınanlara da zaman zaman benzer muamelelerin yapıldığını görüyoruz.
Anladığım kadarıyla bu orantısızlığın sebebi sosyal medya ahalisinin gazını almak.
Ancak ne yargının ne de onun tamamlayıcısı olan polisin kamuoyu algısı yönetmek gibi bir görevi ve sorumluluğu var.
Zira kantarın topuzunu ayarlayamayıp "ağzını açanı ters kelepçeyle içeri atıyorlar" algısı da yaratabilirler.

***


ATATÜRK ADINI DUYUNCA NEDEN KOCA KOCA ADAMLAR KADINLAR İLKOKUL ÇOCUĞUNA DÖNÜŞÜR?
29 Ekim- 10 Kasım arası Kemalistlerin "kutlu doğum haftası" gibi.
Her yıl aynı vecibeleri yerine getiriyorlar.
Çocukluğumdan beri ritüellerde değişen bir şey yok. 1960'da ve 1980'de elden geçirilmiş, modernize edilmiş 1940'lar dünyasına ait demodelikler harfiyen tekrar ediyor.
Atatürk'ün siyasete girince vestiyere astığı asker üniformasını çıkartmasına bir türlü müsaade edilmiyor.
Faşist ülkelerin yüzyılın başında bestelediği militarist marşların güftesi değiştirilmiş versiyonları, bu çağda "muassır medeniyet" hedefine ulaşmak için coşkuyla okunuyor.



Emeklilerin Atatürk'ü anma etkinliklerine özlem duydukları siyah ilkokul önlükleriyle katılmaları çok şey anlatıyor aslında. Koca koca adamlar, kadınlar Atatürk'ün adını duyunca çocuk oluyorlar.
Atatürk'ü oynamak için saçını sarıya boyatıp mavi lens takan adamları görünce hislerine hakim olamayıp ağlayan da var... Mantığına sahip çıkıp "Atam bari CHP'nin başına geçin" diye yol gösteren de.
Darbeci bilim erkeği Celal Şengör'ün Zübeyde Hanımın büstü önünde ağlayarak secde etmesi falan çok hoşlarına gidiyor; çağdaş buluyorlar.
Atatürk'ü 21. Yüzyılda yaşatmak isteyen neden onu 20. yüzyılda dondurmak ister? Bu doğmatikleştirmenin ta kendisi değil midir? Hiç sormuyorlar.
Sorana da "Atatürk düşmanı" diyorlar.
Atatürk'ü anmak için icat ettikleri "sirene en hızlı reflkes verip hazır ola geçmek" kuralına katılmak istemeyenleri "saygısızlıkla" itham ediyorlar. Tepkinin Ata'ya değil kendilerine olduğunu görecek halde değiller.
Evet evet, hepsi de 1500 yıllık bir dinin ritüellerini tekrar edenleri doğmatik bulacak kadar sekülerler.
Hadi bu arkadaşlar kapılmış gidiyorlar diyelim...
Peki ya sağdan-sola bu ergenliğin farkında olup da yobazlara şirin görüneceğini sanarak gardırop Atatürkçülüğünün sularında kulaç atmaya çalışanların hali?
Rol yapmayı, takiyeyi nasıl içlerine sindiriyorlar? Hiç mi sıkılmıyorlar?
Belki de en acıklısı bu değil mi?

***


"KONFEDERASYON BAYRAKLARI"
Anayasanın girişinde yazılı. Kanunu var. Türk bayrağını kafana göre dizayn edemezsin.
İsrail'in Türkiye'yi tehdit ettiği propaganda filminde olduğu gibi, hilalin ucunu, yıldızın kollarını deforme edemezsin mesela... Ya da Amerikalı mankenler gibi bayraktan mayo giyersen başın belaya girer. Dayak bile yersin.
Ama CHP'nin yaptığı gibi, üzerine Atatürk resmi iliştirerek Türk bayrağını parti flamasına çevirebilirsin.



Sorsan Atatürk'ü hatırlatıyorlar ama yaptıkları bayrakta bile ayrışmayı körüklemek. Tıpkı ABD'de iç savaş dönemine ait konfederasyon bayraklarının bugünlerde yine moda olması gibi.
Türk bayrağı bu medeniyetin, Atatürk'ün cumhuriyet devrim sonrasında bile değiştirmeyi aklından geçirmediği kadim simgesi. Atatürk'ü de temsil ediyor, gelmiş geçmiş tüm liderlerimizi de. Ona rağmen ya da ondan ayrı bir sembol değil.
Atatürk, portresinin bayrakların üzerine yapıştırıldığına şahit olsa bence utanırdı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA