Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

İmamoğlu kaybederse Kılıçdaroğlu geri gelir

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Siyaset mekanizmasının politikacılar tarafından bizlere anlatıldığı şekilde işlediğine inanmaya meyilliyiz.
Örneğin, CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu için partililerinin büyük çoğunluğunun sandıkta evet diyeceğini biliyoruz.
Peki ya CHP içindeki kliklerin tercihleri konusunda bu kadar emin miyiz?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, seçimi kazanırsa koltuğunu kaptıracağı kesin olan İmamoğlu'na oy atar mı?



Muharrem İnce kazanamasın diye neler yaptığını ağzımız açık dinlediğimiz Kemal Kılıçdaroğlu... Bu kez, kendisini, emanetçisi olduğu söylenen Özel aracılığıyla emekliye çıkartan İmamoğlu kazansın ister mi sizce? Ya da "Kazanmasın diye neler yapmaz" diye mi sormalıyız?
Kimse 13 yıldır partiyi yöneten Kemal Bey'in geri dönme ihtimalini yok saymasın.
Olası bir İstanbul yenilgisinin faturası sadece İmamoğlu için değil, Özgür Özel için de yıkıcı olur.
2019 seçimlerinde ittifak kurup İstanbul'u kendisinin kazandığını söyleyen Kılıçdaroğlu bir anda dibe vuran partinin cankurtaranı oluverir.
Rahmetli Baykal kaç kere gitti kaç kere geldi, unuttunuz mu?

***


BİRİ BU BEYLERE ÇÖP TOPLAYACAKLARINI HATIRLATSIN
31 Mart'ta seçeceğimiz belediye başkan adaylarının beylik laflarından, attıkları nutuklardan, sloganlardan çok sıkıldık.
Aralarında meselesinin ne olduğunu anlatan, ayakları yere basan çözümlerini sıralayan çok az.
Bu yüzden kendimizi dolandırılıyor, daha da fenası aptal yerine koyuluyor gibi hissediyoruz.
Ankara'nın bir ilçe belediyesinden başkan adayı olan oyuncu Erdal Beşikçioğlu'nun gazeteciyle girdiği aşağıdaki diyalog, yakındığımız hâlin "somutlaşmış" hâli:



- Siz Etimesgut seçmenine somut olarak ne vaat ediyorsunuz?

- Umut, huzur, mutluluk bütün bunları vaat ediyorum efendim.
Belli ki kafasında ne iş yapacağına dair hiçbir fikir yok. Sahnedeki gibi oynayarak, rol icabı belediye başkanlığı yapacağını sanıyor. Vali rolünü oynamıştı ya, benzer şeyler işte!
Şaka yapmıyorum. Bir belediye başkanı olarak peygamberlerin bile vaat edemediğini seçmenlerine vereceğini söylemesi, konuyla uzaktan yakından ilişkisinin olmadığının kanıtı.
Ama insan birazcık rolüne girmeye çalışır değil mi? Bunca yılın oyuncusu bizden mi öğrenecek? Madem belediye başkanını oynayacaksınız, o hâlde yalandan da olsa şehrin somut bir iki problemini, ihtiyacını ezberleyeceksiniz ki, sorulunca bir iki laf edebilesiniz.
Hiç olmazsa, kitaplarına doymadığımız Ercan Kesal'ın yazıp yönettiği "Nasipse Adayız" filmini izleseydi. Çok faydası olurdu.
Belki de ekranda megalomani nöbeti geçirip "İBB başkanı bir elinde ayı, öteki elinde güneşi tutar" diyen siyasetçilerin belediyeciliğinden etkilenmiş.
Veya sadece o da "Nasıl olsa ünlüyüm, her işi yaparım" diyenlerdenmiş.
Partiler, ekipleri, adaylarına kendilerinden beklenen azami faydanın ilçede çöpleri zamanında toplamak, kaldırımları yapmak, yollara yama atmak vs. olduğunu sık sık hatırlatmalı; aday oldukları makamın önemini ve seyirci koltuğundaki seçmeni ciddiye almaları gerektiğini unutturmamalı.

***


MUSK, EYALETLER SAVAŞINDA TEKSAS'TAN YANA
Elon Musk'ın yatırımlarını Teksas'a taşımaya hazırlandığını daha önce yazmıştım.
Musk, bir davada mahkemenin, Tesla'daki 56 milyar dolarlık maaş paketinin şirketin yönetim kurulu tarafından adil olmayan bir şekilde belirlendiği gerekçesiyle iptal edilebileceği kararını vermesinin ardından düğmeye bastı.
"Şirketinizi asla Delaware eyaletinde kurmayın" diyen Musk, X'te "Tesla, merkezini Teksas olarak değiştirmeli mi?" diye sordu.
Ankete katılanların yüzde 87'si "Evet" cevabını verdi. Musk, hissedarlar arasında "Tesla'nın merkezi Teksas'a taşınsın mı?" sorusunun sorulacağı bir oylama yapılacağını açıkladı.




Ortada ticari bir mesele yok. Bu yaklaşan fırtına öncesi bir tavır, açık bir mesaj.
Kavga, Demokratları iktidara getiren pandemi sürecinde hissedilir oldu. Bugünse bir milyon Cumhuriyetçinin eyaletler arası savaş için silah kuşandığı bir noktaya vardı.
Amerikalı sermayedarlar, kendilerini daha özgür ve güvende hissettikleri bölgelere göçüyorlar. Saflar sıklaşıyor.
"ABD'de hiç olur mu öyle şeyler" diye peşinen kestirip atanlar, ülkedeki kutuplaşmanın boyutlarını göremiyorlar.
Ezberleri, kabulleri, ellerine verilen sanal dünyaları gözlerinin önünde yaşananı görmelerine engel oluyor.

***


ABLA-KARDEŞ GİBİYDİLER
Meral Akşener: Bizi engelleyen Külliye değil Saraçhane.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA