Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÖZLEM DOĞANER

Eleştiriler arası niyet farkı

Son zamanlarda bu fark iyice su yüzüne çıkıyor. Bazıları gerçekten katkı olsun diye fikrini söylüyor, bazılarıysa incelemeden sadece zarar vermek için tabiri caizse söyleniyor. İşte bir örnek.
Geçtiğimiz hafta salgınının ekonomik etkilerini en aza indirmek, vatandaşa ve esnafa verilen desteklere ek kaynak sağlamak için önemli bir adım atıldı. Kambiyo işlemlerinde Banka Sigorta ve Muamele Vergisi (BSMV) oranı binde 2'den yüzde 1'e yükseltildi. İş biraz teknik olunca, her şeyi eleştirmeyi sevenler hemen atılıp eleştiri boyutunu "Türkiye'nin yabancıya kapıları kapatacak, kendine özgü bir adım attığına" kadar getirdiler.
Gerçekten öyle mi? Yoksa zaten vatandaşın hayatında fazlaca yeri olmayan BSMV ile salgın döneminde ihtiyacı olan kesime daha fazla kaynak aktarılması mı amaçlanıyor?
Dünya örneklerini inceleyelim. Dünyada güncel kambiyo vergisi yaklaşımları hem finansal istikrar hem de reel kesim için kaynak oluşturma amaçları üzerine kurulu. Kambiyo işlemlerinin vergilendirilmesini ve elde edilecek olan gelirin sosyal amaçlar için kullanılmasını destekleyen ve bunun için lobi yapan 60'a yakın ülke var. İngiltere, Fransa ve Japonya gibi gelişmiş ülkeler de bunların arasında.
Örneğin, 2001 yılında Fransız Meclisi kambiyo işlemlerine binde 1 oranında vergi uygulanması konusunda karar almıştı.
Böylece sosyal yardımlar için yılda 35 milyar Euro kaynak sağlanması öngörülmüştü.
2004 yılında ise Belçika Parlamentosu iki kademeli kambiyo gider vergisine karar verdi. Normal dönemlerde on binde 2 olarak uygulanan vergi oranı, kur spekülasyonunun arttığı dönemlerde %80 seviyesine kadar yükseltilme kararı alındı.
Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminde, AB içinde kambiyo vergisi uygulaması için konsensüs de sağlanmıştı. Ancak G20 ajandasına, ABD'nin dolar hegemonyasına ters düştüğü için Washington yönetimi tarafından sokulmadı.
Yani kısaca Robin Hood uygulaması olarak adlandırılabilecek bu tip bir vergi düzenlemesi ile sağlanacak kaynak, küresel ekonomi için önemli bir kazanç olarak düşünüldü.
Gelişmiş ülkeler de para birimlerinin rezerv para olma niteliğini kaybetmemesi için benzer ülkeler ile koordineli ya da münferit bir şekilde kambiyo işlem vergisi ve benzeri diğer adım atmanın yollarını araştırmaya devam ediyor.
Mevcut durumda İngiltere hisse senedi satışları üzerinden yüzde 0,5 damga vergisi ve vadesinden önce kapatılan opsiyonlar ile vadeli işlemlerden satış fiyatı üzerinden 50 baz puan vergi uyguluyor. Bunun yanı sıra İngiltere'de hisse ve faiz kazançlarına ayrıca vergi de uygulanıyor. İsviçre'de ise hisselerde yurt içi %0,15 yurt dışı %0,30 olmak üzere vergi uygulaması mevcut.
Avusturya, Finlandiya, İtalya ve Hong Kong da finansal işlem vergisi uygulaması bulunan ülkelerin arasında yer alıyor.
ABD'de ise Demokratların, sosyal yardımlara kaynak sağlamak için finansal işlem vergisi uygulama planlarına 2020 yılı başkanlık seçimleri kampanyalarında yer verdikleri görülüyor.
Küresel finans merkezlerinde benzer vergi yaklaşımları varken konunun Türkiye'ye özgü gösterilip yabancıya kapının kapatıldığı yorumlarını iyi niyetle bağdaştırmak mümkün mü? Karar sizin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA