Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BÜŞRA ZEYNEP ÖZDEMİR

Kızışan petrol fiyatları savaşı

Küresel petrol piyasaları tarihi bir dönemden geçiyor. Aralık 2019'da Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve hızla dünyanın birçok ülkesine yayılan koronavirüsün etkisiyle azalan petrol talebi petrol üreticileri arasındaki fiyat savaşının fitilini ateşledi.

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve en büyük üretim ekonomisi olan Çin'in virüs nedeniyle dünyanın birçok yerindeki müşterisini kaybetme noktasına gelmesi ülkede talep daralmasına neden oluyor. Koronavirüsün beraberinde gelen salgın hastalık başta İtalya ve İran olmak üzere dünyanın birçok yerine yayılırken salgının farklı ülkelerde görülme oranı arttıkça başta turizm olmak üzere birçok ekonomik faaliyet doğrudan etki altında kalıyor. Azalan ekonomik aktivite de petrol talebini direkt olarak şekillendiriyor. Ancak dünyanın en büyük petrol üreticileri arasında çıkan fiyat savaşına yalnızca virüsün neden olduğunu söylemek doğru olmaz.

Son yıllarda piyasalarda ticaret savaşları, başta İran ve Rusya olmak üzere birçok ülkeye uygulanan yaptırımlar ve Venezuela, Libya ve Suudi Arabistan gibi petrol ihracatçısı ülkelerde yaşanan gelişmelerle birlikte petrol bolluğu söz konusu. Talebin azalması karşısında arzın fazla olması fiyatlarda aşağı yönlü baskı yaparken petrol ihracatçısı ülkeleri de zor durumda bırakıyor. 2016'dan bu yana düzenli olarak petrol üretimini azaltma kararı alan OPEC de arz bolluğunun önüne geçmeye çalışıyor. Aralarına en büyük üç petrol üreticisinden biri olan Rusya'nın da katılmasıyla "OPEC+" adını alan yapı yaklaşık üç yıldır piyasalardaki arz bolluğunu azaltarak petrol fiyatlarının yukarı yönlü hareket etmesi ve gelirlerinin artması adına çalışıyordu. Bilhassa petrol üreticisi ülkelerde yaşananlar ise OPEC+'ın planlarını sekteye uğratarak jeopolitik gelişmelere karşı zayıf olan fiyatlarını zaman zaman ani olarak değiştirmekteydi. Çin'deki daralan talebin etkisiyle 2020 Ocak ayına –2019 ortalamasının altında– 64 dolar seviyesinde başlayan Brent petrolün fiyatı Şubat bitmeden 50 dolar bandına gelmişti. 9 Mart'ta yapılan OPEC+ toplantısından çıkan sonuç ise üç yıldır süregelen ittifakın sona erdiğini gösterirken toplantıyı takiben ortaya çıkan 32 dolarlık fiyat ise yeni bir döneme girildiğinin işareti.

OPEC+ görüşmesinden üyelerin petrol arzının günlük 1,5 milyon varil azaltması kararı çıktı. Ancak Rusya, Suudi Arabistan öncülüğünde alınan bu karara karşı çıkarak üretimini daha fazla azaltmayacağını duyurdu. Rusya'nın bu kararı almasında çeşitli etkenler söz konusu. Ancak en önemlisi, ülkenin arzını azaltması halinde, gerçekleştirdiği shale devrimi ile en büyük üç petrol üretici arasına yerleşen ABD'nin Rusya aleyhine petrol ihracatını artıracağı endişesi. Çünkü petrol üretimini artıran ABD, Rusya'nın müşterileri olan Asya ve Avrupa ülkelerine gözünü dikmiş durumda. Rusya'nın bu hamlesine karşılık Suudi Arabistan ise üretimini azaltmak yerine artırdı. Azalan talep karşısında arzın daha da artacağı endişesi de Brent fiyatını bir gecede yüzde 31,5 gerileterek 32 dolar seviyesine taşıdı. BAE'nin OPEC liderini takip ederek üretimi artırmaya karar vermesini yanı sıra Irak ve Kuveyt'in de ihracat fiyatlarında indirime gitmesini örgütün Rusya karşısında yeniden "birlik" olduğu şeklinde yorumlayabiliriz. Ortaya çıkan bu tabloda ne varil başına en düşük maliyetli üretimi gerçekleştiren Suud yönetiminin 80 dolar hedefini ne de 40 dolara kadar hazırlıklı olduğunu söyleyen Rus heyetinin 60 dolar hedefini gerçekleştiremediği görülüyor.

Bugün 34 dolar olan Brent fiyatının bir süre daha 30 dolar seviyesinde kalacağı düşünülüyor. Bu durumda petrol ihracatçısı ülkeler zararına üretim yaparken ithalatçı ülkeler için ise ciddi avantaj oluşuyor. Türkiye gibi tükettiği enerjiyi büyük ölçüde ithal eden ülkelerin petrole ödediği faturanın azalacağı ve cari açığın dengeye yaklaşacağı öngörülüyor. İçeride son tüketici benzin, motorin ve LPG fiyatlarına yapılan indirimlerle karlı çıkmaya başladı bile. Ancak enerji ticaretinin dolar üzerinden yapıldığını ve enerji fiyatlarının dolar kurundan ayrı düşünülemeyeceğini unutmamak lazım. Uzun vadeli sonuçları tahmin edebilmek için birçok değişkeni aynı anda takip etmek gerek

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA