Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERMAN AKILLI

Diplomaside Dijital Dönüşüm ve Türkiye

2019 sonunda başlayıp tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi uluslararası sistem içerisinde süre gelen dijitalleşme olgusunun ivmelenmesine imkân tanımıştır. Öyle ki, eğitimden ticarete, market alışverişinden sağlık sektörüne kadar birçok farklı alanda süreç internet marifetiyle sürdürülmüştür. Bu bağlamda tüm dünyanın tecrübe ettiği dijital dönüşüm kısaca: "Bilgi teknolojilerinin yoğun kullanımı ile iş süreçlerinin ve bilgilerin hızlı, para ve zaman tasarrufu sağlayarak dijital (elektronik) ortama taşınması…" olarak tanımlanmaktadır. Peki bugün Metaverse'den BigData'ya kadar birçok farklı mecrada dile getirilen dijital dönüşümün diplomasi alanındaki tezahürü ne anlama gelmektedir?

En genel anlamı ile Dijital Diplomasi, sosyal medyanın diplomatik amaçlar için kullanılması şeklinde ifade edilmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin diplomatik pratikler üzerindeki etkisi olarak da tanımlanan Dijital Diplomasi aslında diplomaside yıllar içerisinde yaşanan dönüşümün de bir sonucudur. Dünya tarihindeki gelişim ve uluslararası sistemin yapısal değişimi devletler arasındaki ilişkilerde kullanılan yöntemleri çeşitlendirmiştir. Uluslararası ilişkilerde Westphalia düzeni ile inşa edilen ulus-devlet temelindeki diplomasi anlayışı Soğuk Savaşı döneminin sert güç ikliminde ivmelenmiş, sistemin tek aktörü olarak görülen devletin diplomasi anlayışı ancak devletler arası ilişkilerin güç ve güvenlik politikaları zemininde yürütülmesini ifa etmiştir. Ancak Soğuk Savaş döneminin sona ermesi, diğer taraftan küreselleşme olgusunun giderek uluslararası sistem içerisinde zemin kazanması 21. yy'ın diplomasi anlayışında da farklılaşmayı elzem kılmıştır. Nitekim, sert güç unsurları marifetiyle yüksek politika (ulusal güvenlik vb.) konuları üzerinden şekillenen diplomasi anlayışı artık yerini kültür, sanat, film sektörü, diziler, öğrenci değişim programları, spor müsabakaları, konserler gibi ülkelerin olumlu imajlarını uluslararası alana ihraç edebilecekleri konulara bırakma eğilimine girmiştir. Bir başka deyişle klasik diplomasideki tehdit/zorlama anlayışı yerini, ikna (etme) ve iş birliklerinin taçlandığı bir iklime bırakmıştır. İşte bu bağlamda yabancı kamuoyu davranışlarının dış politika oluşumu ve yürütülmesi üzerindeki etkisine vurgu yapan Kamu Diplomasisi yaklaşımı devletlerin dış politikalarında bir diplomasi türü olarak önemli bir yere sahip olmuştur.

Uluslararası sistem içerisindeki değişim ve dönüşümün şüphesiz bu diplomasi anlayışındaki geçişte etkisi büyüktür. Zira klasik diplomasi anlayışından farklı olarak kamu diplomasisinde yabancı kamuoyunun düşüncelerini etkileyebilmek adına onlarla doğrudan iletişime geçilmesi önem arz etmektedir. Klasik diplomasi anlayışında 'diplomasi'nin muhatabı olarak devletler yani elitler görülmekteydi zira diplomasiyi icra edenler devlet liderleri ve diplomatik temsilcilerdi. Ancak kamu diplomasisinde diplomasi eylemi sadece devlet elitlerinin aracılığıyla değil STK'lar, bireyler, film sektörü, kültür, sanat gibi farklı aktörler tarafından icra edilmektedir. Bu bağlamda kamu diplomasisi ile bir devletin kültürel değerler ve diğer yumuşak güç araçları ile inşa edilen olumlu imajının uluslararası alana ihracı önem taşımaktadır. Öz olarak kamu diplomasisi üç sac ayağı üzerinde yükselmektedir; monolog, diyalog ve iş birliği. Dijital dönüşümün de etkisiyle, yeni Kamu Diplomasisi anlayışında internet teknolojisi marifetiyle iki yönlü iletişimin geliştirilmesi, bilgi yönetimi/dezenformasyonun önlenmesi, imaj inşası ve sosyal medya araçlarının etkin kullanılması önem kazanmıştır. Bu bağlamda da Dijital Diplomasi, yeni Kamu Diplomasisi anlayışından can suyunu almaktadır.

Dijital Diplomasi Nedir?

Dijital Diplomasi genel olarak diplomatik faaliyetlerin sosyal medyadaki tezahürü ve/ya diplomatik faaliyetlerin dijitalleşmesi şeklinde özetlenmektedir. Kavramda öne çıkan vurguların ise "iletişim" ve "kamuoyunun düşüncelerini yönlendirme ve yönetme" öğeleri olduğu görülmektedir. Bu bağlamda da devletler adına Dijital Diplomasinin etkin bir biçimde yürütülmesi stratejik bir öneme sahiptir. Bir diplomasi türü olarak Dijital Diplomasinin tanımı, devletlerin kendi diplomasi yorumlarına göre farklılık göstermektedir. Öyle ki, ABD Dijital Diplomasiyi devlet yönetimi olarak adlandırırken, Birleşik Krallık "dış politika sorunlarının internet kullanımı yoluyla çözümü" olarak ifade etmektedir. Yumuşak güç ve kamu diplomasisi kavramlarından ayrı düşünülmemesi gereken dijital diplomasi, Türkiye açısından ise Türkiye'nin kendi hikayesini dünyaya anlatması noktasında ve uluslararası alanda iletilen mesajların hedef kitleye ulaşmasında büyük öneme sahiptir. Zira Dijital Diplomasi devletlerin, artık geleneksel medyanın yerine sosyal medya mecralarında oluşabilecek dezenformasyonu bertaraf etmek için de etkin kullanmalarının gerekli olduğu bir dış politika yaklaşımıdır. Dijital diplomasi, "diplomatik amaçların elde edilmesinde internetin ve genel olarak dijital teknolojilerin kullanılması" olarak da ifade edilebilir.

Tanım ülkeden ülkeye farklılık gösterse de Dijital Diplomasi, yukarıdaki satırlarda da değinildiği üzere 21. yy'da diplomasinin hem tanımında hem de yürütülmesinde meydana gelen değişikliklerin bir sonucudur. Elbette, Covid-19 pandemisi nedeniyle fiziki toplantıların yerine online toplantı ve temasların ön plana çıkması, dijital dönüşümün ivmelenmesi, 2020 yılından itibaren dijital diplomasinin daha fazla uygulama alanına kavuşmasına imkân tanımıştır. Günümüzde devletlerin resmî kurumlarının internet üzerinde yani siber uzay içerisinde varlıklarını inşa ettikleri ve bu sayede de diplomasi faaliyetlerini sanal platformlardan yürütebilme imkanına kavuştukları görülmektedir. Nitekim, Danimarka'da dijital elçilikler açılmış, 2013 yılında dünya tarihindeki ilk uluslararası dijital anlaşma Finlandiya ve Estonya arasında imza edilmiştir.

Türkiye'de Dijital Diplomasi hamlesinde hem kurumsal altyapının güçlendirilmesi, hem de uygulama alanlarının çeşitlendirilmesi bağlamında büyük önem atfetmektedir. Zira 2018 yılında "Gelişen teknolojiler, toplumsal talepler ve kamu sektöründeki reform eğilimleri doğrultusunda, farklı kurumlar altında ayrı ayrı sürdürülen dijital dönüşüm (e-devlet), siber güvenlik, milli teknolojiler, büyük veri ve yapay zekâ ile ilgili çalışmaların tek çatı altında toplanması amacıyla", Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin kurulması Türkiye'nin Dijital Diplomasisi adına önemli bir adımdır. Bununla birlikte Sayın Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu 2020 yılındaki Büyükelçiler Konferansında, "Dijital çağa yetişmek değil, çağı sürükleyenler arasında yer almak şiarıyla hareket ediyoruz" ifadesiyle Türkiye'nin Dijital Diplomasiye verdiği önemi vurgulamıştır.

Benzer şekilde, Covid-19 pandemisi sürecinde sayın Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca nezdinde T.C. Sağlık Bakanlığı önemli çalışmalarda bulunmuştur. Türkiye'de ilk vakanın görülmesinden itibaren halka pandeminin gidişatı konusunda bilgi verilmesi, Covid-19 hastalığının yayılımının önlenmesine dair tedbirlerin alınması hususunda halkın teşvik edilmesi için hem "covid19.saglik.gov.tr" resmi internet sitesi açılmış hem de Bakan Koca'nın resmi Twitter sayfası (@drfahrettinkoca) günlük bilgilendirmeler yapılmıştır.

Yukarıdaki satırlarda da vurgulandığı üzere Covid-19 pandemisi Dijital Diplomasi pratiklerinin ivmelenmesine imkân tanımıştır. Öyle ki, bir Dijital Diplomasi pratiği olarak uluslararası görüşmelerin online bir biçimde video konferans yöntemi ile gerçekleşmesi mümkün olmuştur. Türkiye'de ise ilk üst düzey video konferans yöntemi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2020 yılında gerçekleştirilmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 Mart 2020 tarihinde dönemin Almanya Başbakanı Angela Merkel, Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile video konferans aracılığıyla dörtlü bir zirve gerçekleştirmiş, görüşmede Suriye Krizi'nden, AB-Türkiye ilişkilerine kadar birçok konuda kapsamlı değerlendirmeler yapılmıştır. Toplantıya dair görseller Sayın Cumhurbaşkanımızın resmi Twitter hesabından (@RTErdogan ) paylaşılarak kamuoyuna duyurulmuştur. Benzer şekilde G20 Zirvesi için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın resmi Twitter hesabından zirveye katılan devlet adamlarını 9 dilde selamlama mesajı, dijital diplomasi için güncel bir örnek olarak verilebilir. Türkiye'de Dijital Diplomasinin etkin kullanılmasıyla başta Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olmak üzere pek çok kurum ve kurumun yöneticileri sosyal medya mecralarını aktif olarak kullanmaktadırlar. Resmi sosyal medya hesaplarından Türkiye'ye dair hem dış politika hem de olumlu mesajlar doğru bir şekilde tüm dünya ile anlık bir biçimde paylaşılmaktadır. Sonuç olarak Dijital Diplomasi devletlerin dış politika amaçlarına ulaşmak için sosyal medya araçlarını kullandıkları bir diplomasi türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak şunu ifade etmek gerekir ki Dijital Diplomasiyi, Kamu Diplomasisi, Kültürel Diplomasi veya İnsani Diplomasi gibi farklı bir diplomasi türü olarak ele almak doğru olmayacaktır. Ancak yukarıdaki satırlarda da vurgulandığı üzere, yeni Kamu Diplomasisi yöneliminin dijital alanda, devletlerin dış politika misyonları ile tezahürü olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu bağlamda da Dijital diplomasinin geleceği birtakım hususlar temelinde şekillenecektir; birincisi dijital platformun güvenliğinin teminat altına alınması, ikincisi ise diplomaside yapay zekâ uygulamalarının zemin kazanması. Ancak bu hususlar başka bir yazının konusudur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA