Türkiye'nin en iyi haber sitesi
RESUL YALÇIN

Kazakistan’da neler oluyor?

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev 19 Mart 2019'da devlet başkanlığı görevinden ayrıldığını Kazak halkına canlı yayında duyurdu. Nursultan Nazarbayev Orta Asya'da eski Sovyetler Birliği döneminden kalan tek devlet başkanıydı.1989'dan beri Türkiye'nin yaklaşık dört katı büyüklüğünde toprağa sahip, 18 milyon nüfuslu Kazakistan'ı yönetiyordu. Kazakistan 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bağımsızlığına kavuştu. O zamandan beri iki dev komşusu Çin ve Rusya arasında dengeli bir politika izleyerek Batı ile yakın ilişkiler kurmayı başardı. Bu anlamda Nazarbayev, Putin'in çok yakın müttefiki olarak kalırken Çin ile sıcak ilişkilerini sürdürdü. Çin'in Kazakistan'daki dev petrol ve doğal gaz kaynaklarını kullanmasına yardım eden Batılı şirketlerle başarılı ilişkiler kurarak ülkesinde kişi başına düşen geliri yüksek tutarak üretim açısından en zengin eski Sovyet ülkelerinden biri oldu. Sovyetler Birliği'nden miras olarak devraldıkları totaliter anlayışı yıkmak ve toplumun önemli kurumlarını modernleştirmek için de ciddi manada çabaladığını söylemek mümkün. Nursultan Nazarbayev Orta Asya'daki diğer ülkelerle hem yakın ilişkiler kurdu hem de bu ülkelerin birbirleriyle iyi münasebetler kurmaları için çabalarını esirgemedi. Diğer taraftan Avrasya Birliği fikrini ortaya attı ve Rusya ile birlikte bu birliğin gelişmesini sağlayarak adeta Orta Asya Birliği'nin merkezine dinamit koymuş oldu.

Nazarbayev Kazakistan'ı zaman zaman katı kurallarla yönetmesi ve ülkesinde ciddi anlamda bağımsız bir muhalefete izin vermemesine rağmen Kazakistan, komşuları Özbekistan ve Türkmenistan kadar insan hakları bağlamında Batı ülkeleri tarafından haklı ya da haksız ithamlara, eleştirilere maruz kalmadığı gibi Kırgızistan ve Tacikistan'da olduğu gibi iç kavga ve çatışmalarla karşı karşıya kalmadı. Kazakistan'da büyük bir Rus nüfus olmasına rağmen ülkesinde Nazarbayev toplumsal huzur ve istikrarın tesis edilmesini başardı. Bütün bunların Nursultan Nazarbayev'in yetenekli ve zeki bir devlet adamı olmasının bir sonucu olduğunu söylemek yanlış olmasa gerek. Bütün bu olumlu atıflara rağmen Nursultan Nazarbayev yine de muhalifleri tarafından ülkesinde "tek adam, tek rejim" siyaseti uygulamakla suçlanmaktadır. Nursultan Nazarbayev'e yöneltilen eleştiriler içerisinde –bence de– en çok haklılık payı olanı Kazak siyasetini ve bürokratik rejimin işleyişini "tek adam yönetimi"ne bağımlı kılmasıdır. Tek adama daha az bağımlı olan istikrarlı bir siyasi sistem oluşturmak için çaba sarf etmeliydi. Bunu yapabilecek güç ve kariyere fazlasıyla sahip olan bir lider olmasına rağmen siyasi seçeneğini farklı yönde kullandı. Nihayet devlet başkanlığı görevinin bitimine daha bir yıldan fazla bir süre olmasına rağmen bu görevi 19 Mart'ta yine kendisinin belirlediği bir başka lidere devretti fakat ülke idaresinin dümenlerini hala elinde tutuyor.

Tahmin edileceği üzere Nazarbayev'in görevi bırakmasının ardından yeni devlet başkanının kim olacağı sorusu gündeme geldi fakat Nursultan Nazarbayev pek de tartışmalara mahal bırakmadan aynı gün Kazakistan Parlamentosunun üst kanadı olan Senatonun Başkanı Kasım Jomart Tokayev'i geçici olarak devlet başkanı atadı. Nursultan Nazarbayev bunu yapmakla Kazakistan Devlet Anayasası'na sadakatini de ifade etmiş oldu. Aslında isteseydi bir başkasına da pekala vekalet verebilirdi ve bunu sorgulayacak kimse de çıkmazdı. Fakat Kazak halkının büyük çoğunluğunun gözünde ulusun atası olarak kabul gören Nazarbayev değer kaybeder, ülke dışında da prestij kaybedebilirdi. Zaten Kazakistan Anayasası'na göre devlet başkanı görev süresi bitmeden önce istifa ederse veya ölürse onun yerine yeni seçimler yapılana kadar geçici olarak Kazakistan Parlamentosunun üst kanadı olan senato başkanı vekalet eder. Nazarbayev de bunu aynen uyguladı ve 65 yaşındaki Tokayev'i Kazakistan'ın geçici devlet başkanı olarak atadı. Moskova Uluslararası İlişkiler Devlet Enstitüsü mezunu Kazakçanın yanı sıra Rusça, İngilizce ve Çinceyi çok iyi konuşan kariyerli bir diplomat olan Kasım Jomart Tokayev Kazakistan bağımsızlığının ilk günlerinden itibaren Nursultan Nazarbayev'le beraber çalışmaktadır. Nursultan Nazarbayev'in kendisini Kazak dış politikasının mimarı olarak tanıttığı Tokayev aynı zamanda Kazakistan iç politikasını da iyi bilen Kazak siyasetçilerdendir. Tokayev 1994-1999 ve 2003-2007 arası Kazakistan dışişleri bakanı, 1999-2002 arası Kazakistan başbakanı, 2007-2011 arası Kazak Senatosu başkanı, 2011-2013 arası Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un yardımcısı olarak görev yaptı. Daha sonra Ekim 2013'te ülkesine dönüp Mart 2019'a kadar eski görevinde senato başkanı olarak kaldı. Dolayısıyla Nursultan Nazarbayev hem kendisine çok yakın olan birine hem de Kazakistan'ı yönetmeye layık son derece deneyimli olan bir kişiye devlet başkanlığı görevini teslim etmiş oldu.

Yukarıda belirtiğim gibi Nazarbayev devlet başkanlığını deneyimli, yetenekli ve güvendiği birine bırakmasına rağmen ülke yönetimindeki dümeni yaşadığı sürece elinde tutmaya kararlı gibi görünüyor. Çünkü Tokayev'i geçici devlet başkanlığı görevine getirmesi zamanın Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin'in aksine tamamen siyasetin dışına çekilmediğini gösteriyor. Nursultan Nazarbayev 24 Ocak 2018'de ülke yönetimindeki rolünü güçlendirdiği Kazakistan Güvenlik Konseyi'nin başkanı ve Anayasa Komisyonu'nun üyesi olarak yaşadığı sürece görev yapmaya devam edecek. Bunlara ek olarak da iktidardaki Nur Otan Partisi'nin genel sekreterliği görevini de sürdürmekte kararlı gibi görünüyor. Nursultan Nazarbayev'in devlet başkanlığı görevini bırakmasının sebebi ülkede sağlıklı bir siyasi geçişin sağlanmasının hedeflenmesi olsa da gerçek amaç başka gibi görünüyor.

Sonuç olarak Nursultan Nazarbayev'in devlet başkanlığı görevini bırakma kararıyla Kazakistan'ın yeni bir döneme girdiğini söylemek doğrudur. Peki ama Kazakistan'da her şey yolunda giderken neden böyle ani bir karar alınsın? Başka sebepler olmakla birlikte bence birkaç sebep öne çıkıyor: Birincisi iktisadi durum. Hatırlarsanız Şubat başında Astana'da bir mahallede bir yangın çıkmış ve bu yangında beş çocuk hayatını kaybetmişti. Bunun akabinde bazı kesimlerde ülkede hayat standartlarının kötüleştiğine dair bir düşünce oluştu. Halkın artan öfkesi 21 Şubat 2019'da Nursultan Nazarbayev'in tüm üyeleriyle hükümeti görevden almasını tetiklemişti. Nazarbayev Bakanlar Kurulunu oluşturan tüm üyeleri ve birçok bölge valisini ülkede sosyoekonomik sorunları çözemedikleri, sosyal güvenlik ağını herkesi kapsayacak şekilde genişletip uygulayamadıkları için sert bir dille azarlamıştı. Dolayısıyla Kazakistan'da Nazarbayev'in son yıllarda uygulamaya koyduğu iddialı siyasi, ekonomik ve sosyal reformlar istediği sonuçları vermiyordu. Nazarbayev'in kendisi Kazakistan lideri olarak uzun yıllardan beri popüler meşruiyetten yararlanmaya devam etmesine rağmen uygulamaya koyduğu sistem güven krizi yaşamaya başladı. Bu nedenle hükümeti görevden uzaklaştırmakla ülkede son zamanlarda yükselerek belirginleşen sosyoekonomik memnuniyetsizliği sonlandırmayı, kendisi hakkında ortaya çıkan olumsuzluklardan dolayı dikkatleri başka yöne çekmeyi acil bir ihtiyaç olarak gördü.

İkinci bir neden de Kazak halkının uzun süredir beklediği şey "güçlü tek adam" rejimine daha az dayanan yeni bir sisteme doğru kademeli bir dönüşümün yolunu açmaktır. Nazarbayev'in görevi bırakmasının bir başka nedeninin de Kazak halkının saygısı ve gözyaşlarıyla görevinden ayrılan az sayıdaki liderlerden biri olarak tarihe geçmek ve öyle kalma arzusu olduğunu söylemek mümkün. Kazakistan'da sis perdesi yavaş yavaş çekilmeye başladı. Kazakistan'ın üçüncü cumhurbaşkanının kim olabileceği sorusunun cevabı da aslında belirginleşiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA