Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Sonsuz kaydırma

Evlenmek isteyen gençlere uygun koşullarda kredi verilecek olmasını çok değerli buluyorum.
Lakin, "yükseköğretimdeki öğrencilere vergisiz cep telefonu" projesi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
Her şeyden evvel cep telefonları yüzünden artık kimse kimsenin yüzüne bakmaz oldu. Hele ki gençler bir an bile olsun cep telefonsuz yaşamak istemiyorlar. Cep telefonlarıyla doğmuşlar sanki, o derece.
Sigara tiryakisi olduğum yıllardan biliyorum; sigara paketiyle bir an olsun ayrı kalmaya tahammül edemez, hemen paniğe kapılırdım.
Gençlerin cep telefonu tiryakiliği daha beter.
Biliyorum, ne desem faydası yok. Özellikle zıpır gençler "Boş yapma" diyerek burun kıvıracaklar veya "Ok boomer" diyerek iplemeyecekler.
Ne ki ıskaladıkları bir şey var: Cep telefonları ömrü kısaltıyor!
(Hayır, medikalizasyondan bahsetmiyorum gençler. Siz zamanı değil, zaman sizi tüketir de haberiniz olmaz. An gelir doğru dürüst gökyüzüne bakmadan gençliğiniz uçup gider, yaşanmamış bir hayatın hasreti dudaklarınızda kalır, onu diyorum.)

***

Cep telefonlarına kesintisiz maruz kalan gençlerin hem tükettikleri içerikler hem de içerik tüketim şekilleri nedeniyle dilleri, duyguları, zihin yapıları bölük pörçük, kavrayışları acullukla malul, anlatımları yalapşap, odaklanmaları sorunlu, dikkatleri dağınık hâle geliyor.
Dikkat dağınıklığı dijital feodallerin umurunda değil. Onların yegâne dertleri kurdukları "tezgâhın" sorunsuz işlemesi.
Bunun için de dikkati dağınık insanları ürettikleri içeriğin her daim müşterisi yapmak için "Sonsuz Kaydırma" tekniğini üretmişler.
Değerli akademisyen kardeşimiz Mücahit Gültekin diyor ki: "Artık 'sayfa sonu' yok; Instagram gibi internet sayfaları neredeyse ömrünüz yettiği sürece kaydırabileceğiniz uzunlukta. Sonsuz kaydırma teknolojisiyle insanların dijital platformlarda kalma süresi de uzamış durumda. Birkaç dakika içinde haz, korku, öfke gibi duyguların hepsinin ardı ardına hissedildiği bir akışın içinde sürükleniyor kullanıcılar. Örneğin Instagram'da komik bir videonun ardından bir intihar görüntüsü, hemen onun ardından bir mangal partisiyle karşılaşabilirsiniz..."

***

Dikkat dağınıklığı, depresyon, hafıza kaybı, bütünlüklü düşünme yetersizliği ve kaygı bozukluğu gibi sorunlara neden olduğundan dolayı mahut teknolojinin her gün 200 binden fazla insanın ömrünün boşa harcamasına sebep olduğunu söylüyor.
Kim mi?
"Sonsuz Kaydırma" teknolojisinin mucidi Aza Raskin. (E tabii pişman olmuş, yoksa neden söylesin!)
Gelgelelim, "Sonsuz Kaydırma"dan kaçanları da algoritma yakalıyor.
Kaçış yok mu peki?
Evvela Johann Hari'nin "Çalınan Dikkat" kitabından Mücahit Gültekin'in naklettiği şu satırları birlikte okuyalım: "Dikkat becerimizin gitgide azalmasının öncelikle benim, sizin ya da çocuğunuzun kişisel hatası olmadığına dair kuvvetli kanıtlarla karşılaştım. Hepimize yapılan bir şey bu. Çok güçlü kuvvetler tarafından yapılan bir şey. Aralarında teknoloji devleri de var, ama onların da çok ötesine uzanıyor bu kuvvetler. Ortada sistemik bir sorun var. Aslına bakarsanız dikkatinizin üstüne günbegün asit boşaltan bir sistemin içinde yaşıyorsunuz; sonra da suçu kendinizde aramanız, dünyanın dikkati eriyip giderken kendi alışkanlıklarınızla ilgilenmeniz gerektiği söyleniyor..."
Sorun varsa elbet çözüm de vardır; lakin sorunun kaynağını görmeden olmaz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA