Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Bu kararları kim imzalatıyor?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Banka kredisi alabilmek için ölmüş amcasının cesedini tekerlekli sandalyeyle banka şubesine taşımış, cesedin eline de bir kalem tutuşturarak gerekli belgeleri imzalatmaya kalkışmıştı.
Kim mi?
Erika de Souza Vieira isimli bir kadın... İki hafta önce Brezilya'nın Rio kentinde gerçekleşen bu akıl almaz hadisenin video kayıtlarında öyle diyaloglar var ki inanamazsınız.
Vieira, tekerlekli sandalyedeki amcasının cesediyle şöyle konuşuyordu: "Amca, dinliyor musun beni? İmzalaman lazım. İmzalamazsan olmaz; ben senin yerine imzalayamam. İmzala ki başımı daha da fazla ağrıtma; artık buna katlanamıyorum!.."
Amcasının tepkisizliğinde bir gariplik olduğunu sezen banka çalışanlarını da "O hep böyledir; pek bir şey söylemez..." diyerek "uyutmaya" çalışıyordu.
Brezilyalı Vieira'nın ölü amcasını istismar ederek banka kredisi sözleşmesine imza attırma çabası birçok yönüyle ABD Başkanı Joe Biden'a "imzalatılan" kararları andırıyor mu?

***

Başkanlığı süresince yaptığı konuşmaları ve tavırları Biden'ın muhtemel demansı ve genel olarak "orada olmayışı" onu en azından "yarı ölü" durumuna sokuyor.
Kararları Biden'ın bizzat kendisinin vermediği besbelli.
O hâlde, Biden'ın eline bir kalem tutuşturup önüne gelen kararları imzalattıran kim?
Mesela, ABD Meclisi'nden üç gün önce geçen yasa tasarısı "antisemitizm" kavramının içeriğini öyle genişletiyor ki, "İsrail'in politikalarını Nazi Almanyası'nın politikalarına benzetmek..." gibi maddeleri bile kapsıyor.
Hülasa, nefret söylemi dâhil olmak üzere her türlü ifadeye özgürlük tanıyan ABD, sıra İsrail'in eylemlerini protesto edenlerin kendilerini ifade etmesine gelince kanunla yasak getiriyor.
Daha geçen gün İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırımı protesto eden öğrencilerle ilgili yaptığı konuşmasında Biden, "İfade özgürlüğü başka, hukuksuzluk başka!" minvalinde konuşarak protestoculara bu "gerçeği" hatırlatmış oldu.
Gerçeğin gerçeği şudur: Hukukun üstünlüğünün sınırı, İsrail'in hukukuna kadardır.
O kadar ki "Kahrolsun ABD" diyebilirsiniz ama "Kahrolsun İsrail" demek yasaktır.

***

Malumunuz, protestocuların ve destekçilerinin ekseriyeti eğilim olarak Demokrat Parti'ye yakındır.
Soru şudur: Demokrat Parti'nin bu yılın sonunda gerçekleşecek olan ABD başkanlık seçimlerindeki adayı Biden, kendi tabanını böylesine kendisinden uzaklaştırmayı ve hatta nefret ettirmeyi göze alacak kadar İsrail'e neden destek çıkıyor?
Biden, İsrail söz konusu olunca adeta siyasi mevkiini kaybetmek ve makamında alçalmak manasına gelecek şekilde neden davranıyor?
Kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu siyasi mevki ona aslında sandığımız kadar güç tanımıyor mu yoksa?
Birileri İsrail'e destek anlamına gelen her türlü kararı Biden'ın önüne koyup, "İmzalaman lazım... İmzalamazsan olmaz; biz senin yerine imzalayamayız. İmzala ki başımızı daha fazla ağrıtma!" mı diyor?
Meraklısı için Brezilya'da yaşanan tuhaf hadiseye geri dönelim: Banka çalışanları ölü amcanın hâlinden iyice şüphelenip en sonunda bir ambulans çağırmış. Olay yerine intikal eden doktorlar kısa bir tetkikin ardından acı gerçeği açıklamış: Vieira'nın amcası, bankaya geldiğinde en azından iki saattir ölüymüş!
Pardon, ABD başkanları mı?.. İsrail mevzubahis olduğunda değil iki saat, görev yaptıkları süre boyunca, Siyonist karar vericilerin elinde gassalın önündeki mevta gibidirler.
İşin garibi, iradeleri mevta olmuş bu başkanlar en demokrat, dünya sistemine aykırı çıkış yapan herkes diktatör veya otoriter ilan ediliyor!

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Salih Tuna | Bu kararları kim imzalatıyor?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA