Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TİMUR SIRT

Girişimcinin tek çıkış yolu yabancıya satmak olmamalı

Teknoloji girişimlerinin tek çıkış yolunun yabancıya satış olmadığını belirten Getir’in kurucusu ve CEO’su Nazım Salur, “Yabancı sermayeye karşı değilim ama Türkiye’de yatırımcı ve girişimcinin tek seçeneği yabancıya satış olmamalı. Yerli oyuncular da olmalı” dedi

Peak'in 1.8 milyar dolara Zynga ile yaptığı satış anlaşmasından sonra, yeni milyar dolarlık girişimin hangisi olacağı tartışılıyor. Adaylar arasında Getir'in kurucusu ve CEO'su Nazım Salur da gösteriliyor.
Satış anlaşmalarının Türkiye'ye moral verdiğini ancak girişimcinin satış anlaşmasını hangi koşullarda imzaladığını iyi düşünmesi gerektiğinin altını çizen Nazım Salur, tek çıkış yolunun yabancılara satış olmadığına vurgu yaparak, konuşmalarına şöyle devam etti: "Ben yapanları taktir ediyorum. Türkiye'den güzel işler çıktığını gösteriyorlar. Satmak isteyene de bir şey diyemeyiz. Kurucuların da elinde hisseler olsa daha mutlu olurdum. Sadece içimde bir burukluk hissediyorum. Belli bir büyüklüğe gelince yabancılara satmak tek yol olmamalı. Yerli girişimlerin kalıcı olarak yerli yabancı karışımın olduğu dijital bir ekosistem hayal ediyorum. Ne civciv ne tavukken satmasınlar diyorum. Hatta yumurtadan kazanması iyi olur diye düşünüyorum. Artık milyar dolarlık girişimlerdeki çoğunluk sermayenin Türkiye'den girişimci ve yatırımcının elinde olmasını istiyoruz."



TÜRKİYE'YE HAKETMEDİĞİ İNDİRİM
Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığını söyleyen Nazım Salur sözlerine şöyle devam etti: "Bizim aldığımız yatırım rakamı aslında çok büyük değil. Türkiye'de çok büyük diye algılanıyor. Oysa Getir daha büyük rakamları hakediyor. Türkiye'den çıkan teknoloji girişimlerine yatırım döneminde haksız bir indirim uygulanıyor. Ancak Türkiye'de girişimlerin ihtiyacı olan yatırım miktarı arttıkça yatırımcı bulma şansı düşüyor. 100 milyon dolar değil, 20 milyon dolar bulmakta bile sıkıntı yaşıyoruz. Böyle olunca yurtdışından gelen yatırımcılar veri işi yapan teknoloji girişimlerine şartları daha kolay kabul ettirebiliyor. Hisselerinin tümünü hatta çoğunluğunu satmak istemeyen girişimciler için Türkiye, yeni yollar bulmalı."

PANDEMİ SONRASI BÜYÜME
Getir'in hem yurtdışında hem Türkiye'de büyümeye devam edeceğini söyleyen Nazım Salur, "Getir, mevcut bulunduğu şehirde büyümeye devam edecek. Seyahat yasakları bittiğinde yurtdışında Getir ve benzeri işlerin geleceği açık. Yurtdışında işleri büyütmek için adımlar atmaya devam edeceğiz. Yeni bir sürü oyuncu alana girmeye başladı. Bu işin doğru bir iş olduğu ortaya çıktı. Ancak sonrasında bu operasyonu daha doğru götürmeyi başaranların ayakta kalacağı bir zamanı da yaşayacağız. Hızlandırılmış bir büyüme yakalamamız lazım. Kopyala yapıştır bir iş değil. Hızlandırılmış büyümeyi yönetmek çok daha zor" şeklinde konuştu.



KURYELERİN KIYMETİ BİLİNİYOR
Kuryelerin önemli bir iş yaptığının altını çizen Nazım Salur, "Pandemiden önce de kuryeler önemli bir iş yapıyordu. Ancak böyle bir dönemde kıymetleri bilinmeye başladı. Tabi sağlık çalışanları çok önemli bir görev yaptı. Kuryeler de böylesi bir dönemde sağlıklarını riske atarak ev ev teslimat yaptı" dedi.
Salur, şöyle devam etti: "Temassız alışveriş uygulaması sonrası, insanlar kuryelere bahşiş ödemeyi çok arzuladıklarını defalarca söyledi. Biz de hızlıca uygulama üzerinde online bahşiş yapılmasını sağlayacak değişikliği kod yazarak hemen hayata geçirdik. Biz bu mesleğe saygı duyulması için elimizden geleni yapacağız."

VERİSİZ GETİR OLMAZ
Nazım Salur Getir'i var eden şeyin veri analizi olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti: "Verisiz bu iş olmaz. Her yapılan işin dijital iz düşümü var. İşleri daha verimli yapmanın yolunu buluruz. Tüketiciye görünen tarafta bir uygulama ve kuryeler var. Getir'in özü büyük bir teknoloji birikimiyle yapılıyor. Doğru ürünlerin olması ve doğru zamanda gelmesi şart. Bunun doğru işlenmesi için müşterinin veriyle yaptığı geri bildirimi doğru okunması gerekiyor. Bunu da 100 civarında yazılımcı 25 veri anazliz ekibiyle yapıyoruz. Bu sayı giderek artıyor. Teknoloji ekibi 1 yıl önce şimdi sahibi olduğumuzun yarısı kadardı."



GETİR BÜYÜK'TE 4 BİN ÜRÜN
10 dakikada eve kadar getirme fikrinin nasıl değiştiğini Nazım Salur şöyle anlattı: "Başlangıçta biz ürünlerin bir kısmını arabalarda taşıyorduk. 300 kadar ürünün yeterli olacağını düşünüyorduk. Ancak müşteri bizi farklı bir yere konumladı. Biz şimdi 10 dakikada getirdiğimiz ürün çeşidini bin 500'e çıkardık. Yani müşterinin bizi getirdiği yer böyle oldu. Şimdi Getir Büyük'te ürün adedini 4 bine çıkarmayı başardık. Getir Büyük için ortalama teslimat süresi 30 dakika olacak. Arabanın arkasında artık ürün bulundurmuyoruz. Bu model 300 ürün için geçerliydi. Şimdi artık arabaların arkasında ürün bulundurmuyoruz.

VERİ OKUYAN YERLİ GİRİŞİM SAYISI AZ
Sadece veri merkezi inşa ederek Türkiye'nin verisini Türkiye'de tutamazsınız. Türkiye'de teknoloji girişimlere büyümek için yabancı sermaye yatırımından başka yöntem bulamıyoruz. Tek çıkış yolunu yabancıya satmak olarak algılan zihniyeti değiştirmek için slogan değil, çözüm üretmek zorundayız. Veri analizi konusunda uzmanlaşan ana hissedarı Türkiye'de olan teknoloji şirketlerinin büyümek için güçlü bir yerel sermaye desteği yaratmamız şart.

PANDEMİ DÖNEMİNDE YÜKSEK İLGİ
Pandemi döneminde tüketiciyle yaşadıkları ilişkinin değişimini Nazım Salur ilginç örneklerle şöyle anlattı: "Pandemi döneminde tüketicinin ilgisi önce olağanüstü arttı. Ancak sonra bu normalleşmeye başladı. Eskiden bizi tamamlayıcı alışverişleri için kullanan tüketici bizi temel oyuncu olarak da görmeye başladı. Bizim verdiğimiz servis, diğer oyuncuların da hareketini değiştirdi. Yani artık tüketici için tamamlayıcı oyuncuyken şimdi ana oyunculardan biri olmamızı sağladı."



İSTANBULLULAR ŞANSLI
Yoğun trafikten yakınan 18 milyon insanın yaşadığı İstanbul gibi dev metropolde istediği bir ürünü 10 dakikada alma fikri insanı ayrıcalıklı ve zaman kazandıran bir hizmet olarak görüyor. Türkiye'de insanlar sorunları kısa yoldan çözmeyi seviyor. Bir kıtadan bir kıtaya köprüden 1 saatte geçerken denizden bazen 1 motorla 5 dakikada geçmek önemli hale geliyor. O yüzden böyle bir şehirde 10 dakikadar düşündüğün şeyi alma fikri çıkıyor. Nazım Salur'da böyle bir hizmetin Londra ya da New York'ta değil Türkiye'de ve İstanbul'da olduğunu söylüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA